AKİS'in Yazı Müsabakası evrimizin karakteristiki hareket- Hlik oldu. Bazı cemiyetlerin he- reketliliği isge bilhasaa rejini mese- üÜzerinde toplanmış görünü- yor. Demokratik rejimin henüz pek genç olduğu topluluklarda da millet- çe, düzenli şuurlu ve müsbet bir ha- reketlilik kaçınılmaz bir — zaruret vasfını kazanmıştır. Bu hareketle- rin neler ve ne yolda olması icab et- tiğini belirtmeden evvel, her mev- zuda olduğu gibi, hareketlerin tev- cih edileceği gayenin mahiyetini or- taya koymak faydalı olacaktır. Demokrasi nedir? Ne için erişil- mesi kuvvetle arzu edilen bır rejım haline gelmiş bulunmaktad Muhtelif tariflerin muhassalası alınarak kısaca “Demokrasi, ir memleket halkının kendi kendini i- aresi için ortaya çıkan bir düzen- dir” denilebilir. Az nüfuslu ve dar hudutlu bazı eski cemiyetlerde hemen hemen va- sıtasız olarak tatbik edilebilen bu dilerini yine kendileri namına ida- re edecek birtakım müesseseler kur masiyle neticelendi ve hu tekâmül, cemiyetlerin bünyesinde başlıca ıki sınıfın teşekkülüne amil oldu: İdare edenler ve idare edilenler Filhakika bu iki sınıf zamanımız cemiyetlerinin hepsinde mevcuttur. Ancak demokrasi rejiminin kıstası, idare edenlerin bu idareyi halk na- mına ve toplum menfaatlerine uy- gun olarak yapmasıdır. Halk idaresi mevzuunda en mii- him meselenin, fikirlerin teşekkülü ve kıymetlendirilmesi olduğu ken- diliğinden meydana çıkar. Bu ge- beple evvelâ fikirlerin serbestçe or- taya atılmasını sağlıyacak davranış ve müesseselerin tesisi bir zaruret- tir. Bu şekilde, serbestçe diüşünüle- cek, toplanılacak, fikirler söylenile- cek, konuşulacak ve yazılacaktır. üÜniversiteler, millet meclisleri, bil- ginler ve efkârı umumiyenin başlıca makesi olan basın tarafından tar- tışılır, tekemmül ettirilir ve ce- miyetin umumi menfaatlarına uy- gun bir hale getirilir. Müsbet bir fikrin dngvusu ve te- .—Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli — Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler ? - VI — kemmülü herşeyden evvel müsait ve hür bir zemin ve teşekklil etmiş bir millt şuur ister. Bu şuurun teessüs edip etmediği, toplum — meseleleri mevzubahs olduğunda halkın, bu meseleleri büyük bir önemle ele alıp almamasından Ve her türlü imkân- larını kullanarak bunları - azimle müdafaa etmek suretiyle vazifesini yapıp yapmamasından anlaşılabilir. Bu vazifenin ifası için halk, bilgi ve alâkasını daima bilemel; ve b'ı- nun neticesi olan fikrinin serbestce ifadesini temin edecek cemiyetlerin, sendikaların, basının, Üniversitele- rin, millet meclislerinin hür ve ser- best işlemeleri üzerinde — titizlikle durmalıdır. Teşekkül ve tekemmül etmiş, millt menfaate uygun fikirlerin kıy- metlendirilerek yine halkın hizme- tine arzedilmesi bugünki demokrasi rejimlerinde icra organı olan hükü- metlerin başlıca vazifesidir. Bazı hükümetlerin zaman zaman hüsnü- niyet veya suiniyetle bu vazifenin icrası yolundan ayrıldığı, yalnız mahdut bir zümrenin isteklerini ka- nunlaştırdığı bir vakıadır. Bu tak- dirde idare halk için değil, halka rağmen yürütülmüş olur. Rejim de demokrasi olmaktan çıkar. Toplumlar, hükümetleri doğru yola sevketmek için muhtelif mü- esgeseler ve kanunlar vâz etmişler- dir. Anayasalar, anayasa mahkeme- leri, çift , hür ve mülatakil k erciler, milli iradenin doğru ayyen zamanlarda yapılan hür se- çimler, efkârı umumiyeyi en iyi tem- sil eden ve onun en kuvvetli mu- rakabe vasıtası olan basın, bunlar- dan belli başlı olanlarıdır. Demokratik rejim içinde mağa azimli milletler bu yukarda belirtilmiş olan ana mü- esseseleri ve prensipleri Üzerinde, hangi sınıfa mensup olurlarsa ol- sunlar, hatta bazan fert veya züm- re menfaatlarıyla çatışsa dahi, dai- ma azami — hassasiyetle durmak mechıırıyetınde irler. Ha kendisini idare etmek İ- çin, yıne kendı içinden seçtiği fert- lere bu vazifenin muvakkat ve an- cak milletin umumt! menfaatlarına hizmet edildiği müdiletçe muteber olduğunu her vesile ile Aanlatması ve idare edenlerin de bunu en tahif hâl olarak benimsemeleri rejimin kökleşinesi için elzemdir. vaşa- Samim H, TARI Demokrasi rejmleri, bir — idare tarzına "“Demokrasi” iamini vermek. le değil, fakat milletlerin kendi ken- dilerini idareye muktedir bir olgun- luğa erişmesiyle başlıyan ve ızdı larla dolu uzun bir mitcadele sonun- da fteessüs etmiştir. Gerek temel hürriyetlerin teşek- külünde, gerek bunların muhafaza- sında bilgi ile, alâka ile, subırla, a- zim ve cesaretle, hüsnüniyetle, bir sınırdan sonra da yalnız milli men- faatları güzeterek, rejimi, ana pren- siplerinden en ufak fedakârlıkta bu- lunulamıyacak bir milli davranış ha. Hne getirmek lâzımdır Demokrasi rejimlerlndc idare e- denlerin hataları varsa toplum evve- Jâ ve mutlaka kabahatı kendinde a- ramalı ve bu sebeble bir milletin kendi kendini idare eden fertleri o- larak herkes, herşeyden önce Üzeri- düşen vazifeyi yapmalıdır. Bazı dem(ıkram rejimlerinde yalnız mu- ayyen bir zümrenin siyasetle meş- gul olabileceği fikrinin yerleştiril- mişolması vatandaşları vazifelerini yapmaktan alıkoyan en tesirli fak- tör olarak kendini göstermektedir. Kanunlarla haklı - yani menfaatına uyxunluğıı mutlak - ola- rak 'ıımrlandı ıilmış bazı aktif siya- daşların siyasi m maları, bu mevzuda fikirlerini söy- lerneleri, yazmaları en tabil ve baş- ta gelen hakları ve vazifeleridir. ismak ve her meselede çekim- ser davranmak olsa olsa ya bir şah- etmış olmaktan başka bir mana i- fade etmez. emokrasi rejimi bir başka tâ- birle bir Hukuk Devleti, insan hak- larını koruyucu müesseseler rejimi- dir. Fert veya zümre —menfaatları aynen catri bir düzen ve davranış haline sokulması — üzerind hassasiyetle durmak icab eder. Demokrasi rejimi Aancak bu prensipler tahakkuk ettikten sonra- dır ki insanlık için., hak ve hürriye- tini temin eden, ontt sürü olmaktan kurtararak insanlığını idrâk ettiren ulvi bir mahiyet alır. Medeni âlem için erişilmesi çok arzu edilen bir Tejim olmasının sebebi hi e | budur. AKİS, 84 AĞUSTOS 1951 B