YURTTA OLUP BİTENLER sılan bayraklar, dövizler de eklenirse bir karşılama töreninin en bir kaç yüz bin liraya çıktığı uıla.- şılırdı. Gazetecinin merakı azıcık da olsa zail olmuştu. Binbir gece masalı eraklı gazetecinin böyle maliyet hesapları peşinde koştuğu gün- Jerde hazırlıklar da bütün hızı ile iler- liyordu. Doğrusu Dışişleri Bakanlığı Protokol Umum Müdürlü, de kırş'ıama için elinden gelen gayre- ti göstermişti. Öyle ki 26 Ağustosta memleketimizi Şşereflendirecek olan Majeste Kralın hoşlandığı renkler bile öğrenilmiş ve Esenboğadaki Şeref bir otomobille ikametlerine tahsis e dilen Hariciye Köşküne müteveccihen bu günlerde hazırlanmakta olan yol- lardan geçecekti. Misafir Kral Ankarada 3 gün | kalacak sonra sırasiyle Konya, Kara- bük, Zonguldak'ı gördükten sonra bir müddet İstanbulda dinlenecekti. Bu arada Bursa ve İzmir de misafir hükümdar tarafından şereflendirile- gayret ve fedakhrlıktnn kaçımlmıya- caktı. Politikacılar Gözü yollardaki adam ( ; eçen hafta içinde, hiç şüphe yok ki, Ankarada bulunanlar içinde İstanbul gazetelerinin gelmesini en guşu önündeki dar bahçede “kısa vol- C.M. Başkanı ve ta” atan P. Genel Kırşehir millctveklh Osman Bölükbha- şıydı. Osma 1 bir haftadan beri büyük bır merak ıcınde kıvranı- yordu. Onu böylesine meraklandıran, İstanbul gazetelerini böylesine me- rakla bekleten şey, ıiyabında cere- yan eden işbirliği toplantılarıydı. Bö- lükbaşı bir türlü bu toplantılar hak- kında sarih hir malümat alamıyordu. İşbirliği günün en milhim hâdisesiydi ve yalnız muhalif partili değil, he- men bütün vatandaşları alâkalandırı- yordu. Hal böyleyken işbırlığinin ta- hakkuku için calışan ilç muhalif par- tiden bırının lideri olan Osman Bolük- başı bu toplantılar hakkında ancak gazete malümatı ile yetinmek zorun- da kalıyordu. Muhakkak ki İstanbul- da yapılan bu toplantıların güuzetele- re aksetmiyen ama hir parti lideri için pek çok elemmiyet arzeden ba- zı cepheleri de vardı. Ama, Bölükba- şı bunları öğrenmek imkânından mahrum bulunuyordu. Zira dışarı ile teması son derece daraltılmış ve bu yüzden Bölükbaşı yalnızca gazeteler- den aldığı malümatla iktifa etmek zorunda kalmıştı. Gerçi Bölükbaşı Çarşamba ve Pazar günleri 1 kınları ve partililer tarafından Ziya- ret ediliyordu. Bu ziyaretlerden bel- ki birşeyler lurdu ama, bu herhangi bir partı haberini konuşma- ğa imkan yoktu. Zira hemen bütün görüşmelerde hilcrelerin kapısında daima bir gardiyan hazır bulunuyor ve bütün konuşmalara açıkça kulak misafiri oluyordu. Elbette, parti işle- d ir yabancının yanında alenen konuşulamazdı. n hafta içinde Böliükbaşının hemen bmun günleri hep bu merak i- çinde geçti. Saat öğleyi gösterdiği a1- ralarda Rölükbaşının 10 numaralı hüc redeki voltaları iyiden iyiye sıklaşı- yordu. Bölükbaşının sabırsızlandığı bu saatlar, İstanbul gnzctelenmn gelme saatlarıydı. Ne vaki zete bayii İstanbul gazetelerinden bı takımını adamı ile hapishaneye yol- Mediha Bölükbaşı ve çocukları cezaevinin önünde Allah sabır versin AKİS,£4 AĞUST(_)_B 1957 luyor ve bu gazeteler Bölükbaşının e- lino geciyordu. işte o andan itibaren Bölükbaşı sonsuz bir merak saz.etelerin başına oturuyor şeyden evvel işbırliğine dair haberleri büyük bir dikkatla okumağa başlı- yordu. Hemen bütün gazeteler Bölük- & yatan mânayı çıkarmak için ayrı ayrı duruyordu. Gene geçen hafta içinde Bdmkba- şını endişeye düşüren gazete Jerinden birisi de memleketımızde sa.l- gın halınde"yayılmağa başlayan As- ya Gribi hastalığı olmuştu. Asya Gri- bi bilhassa kalabalık yerlerdeki te- maslar neticesinde süratle sirayet e- diyordu. Bu hastalığın neye giriş ve çıkışlardaki izdihamın haatalığın sirayetini kolaylaştıraca- ğını biliyordu. Bu imdan telâşa sula vererek eve götürmesini söyledi. Bu pusulada karısı Mediha Bölükba- şıya hitap eden Bölükbaşı, bundan böyle hiç olmazsa bir müddet icin ka- rısının ve oğlu Deniz'le kızı Gül'ün kendisini Ziyarete gelmemelerini rica ediyordu.'Gerçi Bölükbaşı için çocuk- larını ve ailesini hiç olmazsa haftada iki defa, Üçer beşer dakikacık da ol- sa görmemek çok zor gelecekti ama her şeyden evvel onların sıhhatini dü- şünmek lâazımdı. Kızı Gül zaten gü- neşte uzun müddet kalmağa taham- mül edemiyordu, buna bir de hapisha- meliydi. Sonra Mediha üçüneü çocuğumın dogğumuna sunun şey kalmanııştı. Hanıma ısrarla tam bir istirahat tavsiye ediyorlardı. G 3 Svladimi göre başının Üçüncü çocuğunun doğumuna bir ay bile kalmamıştı. Hemen bu ay başından sonra bir doğum bekleniyor- du. Osman Bolükbaşı bu ha.fta ziyaret saatlerinde — karısın ocuklarını göremedi. Doğrusu, zıyaret günle n- de, insanın en yakınlarının, görmeyi en çok arzuladıklarının gelmeyişi dört duvar arasındaki bir insan için Bölükbaşının dayısı ziyaret ettiler Ona, çoc , karısından ha- berler getirdiler. Bir hafta kadar ön- ne zaman başlıyacağı bir türlü belli olmayan mahkemesini sabırla bekli- yen Bölükbaşının son haftasının hi- kâyesi budur. ı — |