Nihat Subaşı İlk ama, son değil! aynı cezalara çarptırılmış, gazete sa- hibi Gülek de 6334 sayılı kanun hü- kümleri gereğince fiili — mesullerin çarptırıldıkları para cezasının on mis- Nni ödem mahküm edilmişti. İşte geçen haftanın sonlarında yapılan duruşmada da Şinasi Nahit, Nihat Snbaşı ve Kasım Gülek bir kere daha temyiz edeceklerdi. Eğer karar Tem- yiz tarafından tasdik edilerek kesin- leşirse Nihad Subaşı Ulusun neşir hayatına atıldığı günden bu yana hapishaneye giren jlk Yazı İşleri Mü- dürü olacaktı. Hakikaten 30 yıldan berı Ulus alevhine bircok dâva açıl- fakat bugilne kadar hiç bir Yazı İşleri Müdürü hapse girmemişti. Bozulan karar T Tlusun bu dâvası karara bağlan- U dıktan hemen bir iki dakika sonra Mecmuasının eski sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Yusuf Ziya A- na yazdığı için Türk Ceza Kanunu- nun 161 inci maddesinin 3 Üncü fık- rasına göre 6 ay hap3sze ve 500 lira para cezasına mahküm edilmiş, fa- kat Toplu Basın Mahkemesinin ver- diği bu mahkümiyet kararını Tem- yiz Dördüncü Ceza Dairesi hâdiseye ştatbik olunan maddedeki unsurların flııde mevcut olmadığı yolundaki miül- talâası ile bozmuştu. İşte Yusuf Zi- ya Ademhan bu bozma kararına uyu- AKIS 8 HAZİRAN 19.'['2 B ir Kapaktaki gazeteci ki haftadan beri., Bâbıâlideki ga- zete idarehanelerinde büyük ve müşterek bir fanliyet hüküm sür- mektedir. Birbirlerinden ayrı Işmayı, gazeteci tâbiriyle, birbir- lerini “atlatma” yı prensip edinen gazetecilerin. bu müşterek faali- yeti -iİlk bakışta - doğrusu çok ga- Tipti. Ama işin aslına bakılırsa, bu guzeteciler hep birlikte “atlaına- müauk” için elele vermek zorundu kalmışlardı. Zira 7 Haziran 1957 tarihi her gün biraz daha yaklaşı- yordu., 7 Haziran, Basın Kanunun- diği tarihti ve bütün gazete su- hiplerinin masalarının üzerinde bu yıl dönümünü hatırlatan bir res- mi yazı mevcuttu. Resmti yazının altındaki imza İstanbul valisi Fah- rettin Kerim Gökaya aitti. Yazıda, meşhur kanunun gazetelerin yazı işleri müdürleri ve muhabirleri hakkındaki maddesi hatırlatılıyor- du, Bilindiği gihi yeni tadilâtla bu gazeteciler için asgari lise mezunu olmak şartı. konulmuştu. Kanun meslekte üç vıldan fazla kıdemi olanlar için müktesep hak tanımış- ti ama, kidemlerin tesbitinde han- gi tarihin mehde olarak alınacağı- nı sarahatla ifade eylememişti. ? Haziran 1957 günü tahsilleri asgari lise seviyesinde olmıyan ve meslektekl kidemleri Üç yılı dol- durmayan gazetecilere verilen bir yıllık mühletin sonuydu. İşte o gün gelmiş, çatmış ve hazı — gazeteci- leri bir telâstır almıştı. Telâşın a- sıl sebebi kıdemin tesbitinde kulla- dlrlldlğlm- göre, tadllâtın ıze!lrdlğl yeni şartları taşımayan gazeteci- leri çalıştıran gazete sahipleri ce- zalandırılacaklardı. ve — kidemin başlangıcı, Başbakanlık Hukuk Müşavirliğinden alınan bir müta- lâaya göre Basın - Yayın ve Tu- rizm Genel Müdürlüğüne verilen sa rTı kart beyannamelerinin veya 5958 sayılı kanunun hükümlerine göre tanzim edilen ve bir sureti adı ge- çen Genel Müdürlüğe gönderilen çalışma mukavelenamelerinin — ta- rihine göre esaplanacaktı. Hal- namesi vermiyen ve mukaıele sak- ]arak yeniden mahkeme ediliyordu. Duruşma sırasında savcı, Tefiyiz dairesinin bozma kararını dinledik- ten sonra iddiasında ısrar etmiş ve sanığın fiilinin 161 inci maddeye uy- duğunu, sanığın hâdiseyi diğer gaze- telerde neşredilen havıdislerden baş- a şekilde verdiği ve “Memleket me- seleleriyle uğraştıkları yalındır" de- iİlhan Demirel da yapılan tadilâtın yürürlüğe gir-- detmeksizin çalışan bir sürü teci vardı. Kanunun bu şekilde blr laştıracaktı. Bu neviden zaıelerl- ler daha çok foto muhabirlri ara- sındaydı. İşte bu hafta resmi A- KİS'in kapuağında neşredilen İlhan Demirel 7 Haziranda mesleğe el- veda demek zorunda kalan bu ga- zetecilerden biriydi. 31 yaşında, kısa boylu. kuümral va pos biyikli b gazeteci cevval ve hareketli tablatıyla foto muha- birliğinin bir timsali gibiydi. U- mulmadık taşların altından çıkı- yor ve hâdiseleri bir anda. çakan flaşının ışığı altında öbjektifi ile tesbit ediyordu. Samsunda dağ- muş, sonra İstanbula lerek ilk ve orta tahsilini - tamamlamıştı. Fakat liseyi bitirmeye fırsat bula- mıyarak hayatını kazanmaya ko- seçtifi yol ğante fotoğrafçılığı idi, Önce Yeni Sabaha stajlyer ola- rak rmiş, sonra — sırasıyla Son nlelerlnde çalışmış ve — nihayet Milliyette karar kılmıştı. Ama ye- ni tadilâtın resmi makamlar tara- fından anlnnış şekli onu mesleğin- or ve sevgili gazetesinin kapıuını vüzünı— kapatıyordu. a İlhan Demirel mesleğinden ay- rılmak zorunda kalan tek gazete- €i değildi. Daha başkaları da var- dı, Meselâ Basbakan Mende raşi dönüşli Yeşilköyde uçağından inerken karşısında o acar, her ha- reketini objektifleriyle tesbite ça- lhışan foto muhabirlerinden çoğunu göremiyecekti. —İhtimal o sırada bu gazetecilerden bir çoğu ya dev- let kapısında bir. memuriyetin pe- şinde olacak'yr. va bir. dükkânın peşinde koşacaklar - imar hamle- sinden sonra boş dükkân bulmak bir mesele oldu ya «, vahut şıp- şakçılığa başlamış olacaklar. na İlhan mirel şahsen is- tikbat için ümitsiz değli.. Milletve- kili olmak icin okuma vazmıa bil- mekten ileri tahsil aranmadığını öğrendiği için adavlığını koymayı kararlastırmış. Şimdi kendisini lis- tesine kabul edecek bir siyasi par- ti arıyor. Haydi. hayırlısı... l mek Ssuretiyle o havadislerin daoğrı uyulmasını ıatıyenek sözlerine aon verdı Bunun Üzerine Ademhanın a- vukatı Sahir Kurutluoğlunun mğda- laa yapabilmeleri için mehil isteme- rine dâva başka bir güne bıra- iRE v