— AKİS,8 HAZİRAN 1957 celbedebilecek &ama her şeye rağmen a gerçek payı taşıyan bir in- snn tıpinln destanı.. Attilâ İlhan ın kendisine has son dilini yazı dilinin içine öylesine sok- $ ki eğer romanını sesli ve bira da dıkkatlı bir şekilde noktasına, vir- gününe bakarak okursanız, bir roman okumuyor kendi kendinize konuşu- yorsunuz veya karşınızdak; size bir- seyler anlatıyor sanırsınız. 'Zenci er Birbirine Benzemez” bir bakıma ye- ni yürümeğe başlayan bir çocuğun ilk adımlarının taşıdığı tereddiltleri taşıyor. Ama kabul mesini bilen bir insana benzemiyor. Hatta emekliyor. Bu emekleme için- de, ilk adımlar, mütereddit de olsa takdire değer. İHTİYAR MAYA (Refik Bayrakçının şlirleri, Türk Sanat Yayınları. Yenilik Basımevi, İstanbul - 1957. 72 sayfa 150 kuruş) Memleketımızde yaymlanan kitap- lar içinde hi yok ki en bol olanı şiir kıtaplarıdır. Hant bir yıllık kitapların lıstesi ele alınsa da inceıense insan Ürkiyede k şair geçinenlerin sayısı öylesine çek- tur ki, bunların arasında gerçek şiiri ve şairi bulmak başlı başına bir me- sele haline gelmiştir. Kısaca söyle- mek gerekirse Türkiyede şiir oku- mak keçi boynuzu yemekten farksız- dır. Bir gram şeker için bir ton o- dun yemek ne ise şiir okumak da ay- nı şeydir Bir tek iyi şilir daima bin- lerc ahammül etmek neti- cesmde elde edilebilir. Bizde şiir yazmak öylesine iptizale uğramıştır. ki önüne gelen, her 3-5 şa- tırı bir araya getiren kitap bastır- maktan çekinmez. Mecmualar leba- Jeb şiir adı verilen nzume bozun- tuları veya lâf yığmlan ile doludur. Bu niye böyledir? Sebeblerini inceie- mek uzun ve teferruatlı bir iş. Ama hakikat bu... Sanatı Yayınları arasında cıkan “İhtıyar Maya” adlı şiir kita- banın şairi Refik Bayrakçı, adı duyul- muş bir şair değil. “İhtiyar Mayu” adlı kitabında yer almış bulunan 34 şiir de öyle pek Ümit uyandıran sey- ler değil. Serbest nazımla ama bir hayli bayat bir ifade ile ve mısra va- pılarına, ses muna, mâna sağ- lamlığına pek de ehemmiyet verilime- den yazılmış bu satır yığınları-na şiir diyebilmek için bir hayli zor. “Es ki Maya” adını taşıyan bu kitabın şiir anlayışı maalesef bir hayli fazla- ca eskimiş ve iyiden iyiye ekşimiş gir maya... C E WEYRA eçen haftanın sonunda —Pazar tü — bütün Galatasaraylılar meçhur “pilav gilinü”" nil kutladılar. İstanbulda her yaştan vüzlerce Ga- latasaraylı “grand oocurs” da gençlik günlerini yad ederken, Ankaradaki Gealatasaraylılar da Ankara Palasın bahçesinde bu ananecvi bayramın ica- bmı yerine getirerek tabaklar dolusu kuzulu pilâvı gövdeye indirdiler, Yal- nız hapishanedeki bir Galatasaraylıyı hatırlıyanların boğazından pilâv geç- menilş olacak ki merasimden sonra topluca Cebeciye gidip Merkez Ceza- evinde yatan Metin 'Toker'e bu bay- ramda kendisini aralarındla göreme- mekten doğan üzüntülerini bildirdi- ler. * P akistan Kadınlar Birliği Genel teri Tazaen Faridi memle Sekre ketimize geldi. Genel Sekreter, Pa- kistan kadınlarına yeni haklar sağ- lamak gayesiyle dünya kadınlarının hakları bahsinde tetkikler yapmakta- dır. Memleketimizdeki tetkikleri sı- rasında Genel Sekreter hanımın bü- yük şehirlerimizin dışına pek çıkma- ması hele Maraşa hiç uğramaması te- menni olunmaktadır. * Y alnız Türkiyede cereyan edebile- zat, bir haylı içki icip sarhoş olduk- tan sonra cocuğfunu döverken iliç Üni- versiteli genç cocuğu kurtarmak is- teyince öfkesi bilsbütün kabararak, “Cocuk benim! Döverim de, asarım da.. Size ne?” diye baftırmış. Beriki- ler çocuğu kurtarmakta ısrar edince, “Öyle 1se siz komlinistsiniz!” diyerek işin icinden çıkmıştır. Bunun Üzeri- ne yakalanan asabhi peder, yakapaça karakola götürlümüyştür. * am 11 adet elektronik beyin fabh- asının sahibi olan Mr. A Watson memleketimize geldi. —Mr. Watson'un Aanlattıklarına bakılırsa 50 muhasebecinin bir ay durmadan çalışarak yapabilecekleri hesaplar, e- lektronik bevinler tarafından birkac sgat içinde halledilmektedir. Bu he- sapca, Mr. Watson'un elektronik be- yinlerinden memlekatimize birkac bin tane ithal olunduğu takdirde ma- N islerimizin içinden çıkılabileceğini düsünen vatandaslar haberi sevinçle karşıladılar. * şırı. kırtasiyeciliğimiz bir kadın vatandaşımızın “kraliçe” linva- nını Kazanmasına mâni oldu. Yüzbin- lerce inek ve at sahibi, —Meksikalı “hayvan kıralı” Salvador Valengia ile Hiltonda tanışan ve bir nriiddet sonra kendisinin evlenme teklifini se- vinçle kabuül eden bu kır saçlı dilber, Prens Abdülilâh Yürek oynatan zoolojik mafjestenin izdivaç formali- telerinin uzanıasırdan canı sıkılarak ucağa atla sı Üzerine, ay ğın g len kraliçelik fırsatını kaçırmış oldu. * K omşu Iİrak'ın pek yakışıklı Veli- ahdi Preng Alxlılilâh, Bağdatın sıcak havasından bunaldıkca hususi uçağına atladığı gibi solufu Jdinlen- dirici Boğazın sahillerinde alıyor. Bu haftanın başında yeniden İstanbula gelen bu vafalı misafiri, Başbakan Menderes Bağdat Paktı - tonlantıları dolayısiyle Karaşi'de bulunduğu için Vali F. K. Gökay karşıladı. Misaftr Veliahdın bu ziyaretinin Hasmetli I- ittiği y dıkkatlm cekmeğe calışan bir sürü dilberle karşılaşıyormuş! * lman asıllı oldukları halde sene- lerden beri Almanyanın dışında yaşıyan iki büyük şöhret, nihaxet ha- yatlarını birlest rmeğe karar verdi- ler rdenin hie ihtivm'lamı- yan güzel bacaklı yıldızı Marlen Di- etrieh ile bilyitlk romancı Erich Ma- İ emarmyue evlenmek üzere olduk- larını ilân ettiler. Sinema yıldızının yaşının 50 yi aşmasının birkaç yıl ev- velki bir hadıw olduğunu bilenler, bu mış saadet hakkında ne ıbyhyeceklennl şaşıı'ıyorlar.