v ee Ç A Ü KKK K C O P F Ğ KGG İKTİSADİ VE MALİ SAHADA maktan uzaklaşılır. Sanayiin bünye- st değişir. Daha kötüsü —tasarruflar istihsali Aarttıracak sahalara değil speklilasyona imkân veren sahalara kayar. Bu milli ekonomi bakımından arasında bir benzerlik hattâ birlik görenlerin gö- rüşü karşısında Iİversen'in hükmiü kesindi: Enflâsyon vergilerin en kö- tüsli ve adaletsiziydi. Bir memleket enflâsyona gitme- den de kalkınabilirdi. esas, milli kaynaklara dayanmak ve milli! kaynakları en iyi şekilde kulla- narak gelişmek idi. Kısaca söylemek gerekirse enflâs- yonun kalkınmayı sağlıyacak iyi bir yol mu, kötü bir yol mu olduğu- nu müÜünakaşa etmek mânasızdı. Çün- kil enflâsyon kalkınmaya götüren bir yol değildi. Ticaret Yükselen şikâyetler tirkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Bir- liği 8 inci Genel Kurulu gecen hafta- nın perşem 1 Dil Tari Coğrafya Fakmtcsi Knnfemnq saln- nunda toplanı Odalar Bırlığmm birkaç yıldır ol- dukça canlı bi? çalışma temposu tut- turduğunu bilen ve geçen defa birlik- te hazırlattırtan iktisadi raporu ha- tırlıyanlar, toplantıyı alâka ile.bek- Jiyorlardı. Nitekim Odalar Birliği top- Jantısı hemen memleket ölçüsünde bir hâdise oluverdi. Kongre başkanlığına İstanbul Ti- caret Odasından Enver Sırrı Batur seçildikten sonra Birlik Yönetim Ku- rulu Başkanı Üzeyir Avunduk faali- yet raporunu okudu. Bu uzun rapo- run ilk kısmı birliğin bir yıllık faali- yetlerini anlatıyordu. Birliğin faali- yetleri arasında bazı kararların alın- ması veya değiştirilmesi icin resmi makamlarla yapılan görlişmelere bir ayli yer ayrılmıştı. Meselâ birlik dış ticarette prim esamına gidilmesi- ni istiyordu. Bu mevzuda Maliye ve Ticaret Bakanlıklarına bir rapo cat malları ile alâkalı bazı de raporda yer almıştı. Fakat Bakan- lıklar bunları da göz önüne almamış- lardı. Bu yüzden ihracat işlerimizde yeni aksaklıklar olmuş, satılması mümkün olan mallarımız eldğe kalmış- tı. Geçen yıl findik, üzüm, incir gibi mahsullerimizin miktarı cok Bunları müsait şartlarla satabılwk bazı sıkıntılarımızı karşflıyacak ka- dar döviz elde edebnırdık. Halbuki bazı tedbirlerin vaktinde alınmaması ve bu mahsuller için yüksek fiat tes- bit edilmiş olması ihracat imkânları- mızı azaltmıştı. Zeytinyağı ihracı ve don yağından sabun imâli bahsinde de Birlik, Bakanlığın tutumunu doğru bulmuyordu. Bu husustak;i görüşleri- AKİS, 8 HAZİRAN 19517 ni de Bakanlığa bildirmişti. Fakat tersine tedbir alındığı için zeytinyağı fiatları yükselmiş, irak, ti yağlara talep artmış, bu yüzden on- ların da fiatları yükselmişti. Öte yan- dan donyağından sabun imalinde de güçlüklerle karşılaşılmıştı. Donyağı temüninde güçlük çekilmiş, — ihtiyaç sahiplerinin eline yetecek mikiarda donyağı geçmemişti. Yüksek asitli zeytınyağlar ne ihraç edilebilmiş, ne de sabun tmalinde kullanılabilmışti. Tahsis İşleri apor transfer işlerini de tenkid 1 Lediyordu. Geçen yıllarda yapıl- ması gereken bazı transferler hâlâ yapılamamıştı. yüzden bir çok firmalar büyük zararlara uğramış- dı. Ra n en ehemmiyetli parça- larından biri tahsis ve tevzi işlerine ayrılan kısmıydı. Öteden beri tahsis ve tevzi işlerinden şikâyet ediliyor- du. Güçlükleri kabul etmek gerekir- di. Çilnkü memleketin durumunu gös- teren istatistik bilgiler eksikti. Bir- lik bu meselede calışmalara koyul- muş, tahsis ve tevzi wleıımn yeniden düzenlenmesini sağlamak maksadı ile Ekonomi ve Tıcaret Bakanlığı ile görüşmeler yapmıştı. Bakanlık Bir- liğin teklif ettiği sirkiller taslağı Ü- zerinde mutabık kalmış, fakat son- ra 21 sayılı sirküler yayınlandığı za- ettiği prensipten ayrılmıştı. Böylece L * l 3 $ hal 1 21 savılı sirküler hic de faydalı ola- mamıştı. Tahsis ve tevzi işlerinin neden yü- rl)medığı açıklanırken şunlar söylen- "Mem!eketimızm hususiyeti, ihti- yacçlar ve sarfiyat hakkında ihsal malümat bulunmaması, tevziatı tan- zim eden sirkülerlerin mevzuu iyi kavramaması, bu iş husus! bir teşkilâtın yokluğu, — koordinasyon- suzluk ve murak ik tevzi ve tahsis işlerînde şıkâyetlere ve mügki- lâta yol açma Birlik ıthalâtcıları büsbütün yüc duruma düşüren bir usulden de kâyetçiydi. Gerek Amerikan yardı- mından, gerek sanayi sahası ihtiyaç- ları için yapılan tahsislerin büyük bır kısmı doğruya ikti—ıadl devlet te-aekk lleri veya Bakanlığa bağlı teşekküller eli ile kullandırılma sı hem ithalâtçıları sıkıntıya düşürü- yor, hem de işi aksatıyordu. Çünkil bu teşekküller ithalât işlerini gereği kadar bilmiyorlardı. Tersine tesir TD aporun en büyük alâka ile dinle- İT hen satırları Millt Korunma Ka- nunundan bahsedenler oldu. İktısnd! hayatın gereklerine Uuymayan hazı tedbirler ve tatbikattaki aksaklıklar yüzünden kanunun gayesine erişmek imkânı yok edilmiş, hattâ ters bir netice alınmıştı. Yani fiatlar dlüşe- ceği yerde yükselmişti. Birbiri arka- sına çıkarılan kararnameler piyasa- nın muhtaç olduğu istikrarı ortadan kaldırmış, herkesi telâşa ve korkuya düşürmüstü, Bu yüzden istihsal faa- liyeti felce uğramıştı. Milli Korun- ma Kanunu hakkındaki tenkidler ra- porda. şbyle hülAsn ediliyordu: “1 — 1 Korunma Kan ununun tatbıkatına hazırlık için kâfi zaman bulunamamıştır. 2 — Kanunun tatbiki vazn kanunun istihdaf defler doğm tın pahalılanması sırasında önlenecek yerde Odalar Birliği kongresinden bir görünüş Şikâyetler salonun tavanını da aştı n