DÜNYADA OLUP BİTENLER ncak bütün bu ıddiulanna rağ- Suriy deki yaramıyacaktı. bistan hükumctlermm Ürdüne temi- nat vermelerinden ve Birleşik Ameri- kanın Ürdünde bir hükilmet ve siya- set değişikliğine müsaade etmiyece- gini belirten hareketlerinden sonra, bu birliklerin Ürdün siyasetini Ka- hire-Şam mihveri etrafında döndür- mek gayesine hizmet etmelerine ger- çekten imkân kalmamıştı. Bundan böyle, Suriye ve Mısırın artık başka topraklar üzerinde macera aramala- rı gerekiyordu. iLübnan Ayaklanan halk eçen haftanın son günlerınde G Lübnanda baş gösteren huzur suzluklar bir ayaklanma patlak verdi ve çabucak genişleme istidadı gösterdi. O kadar ki geçen haftanın sonunda ve bu haftanın ba- şında Beyrut hava alanına yabancı uçaklar inemez oldu. Um u metin muhalefet partilerinin yapmak istedikleri toplantıları yasak etmesi memleketinin Kisen- katıldığını ilân etmiş- İşte Lübnanlı ayaklanıcıları ha- Tekete geçiren gerçek sebep Sam BI Sulh'un bu politikasıydı. Ayaklanıcıların başlarında iki ta- ne eqkı LUbn Ba şbakanı -Abdullah bulunuyordu. tanınan Lübnan ordusu ayaklanma- yı bastırmakta güçlük çekmemişti. Carpışmalar sonunda ölenlerin sayısı sekizi buluyordu. Bunlardan birisi, genç bir kızdı. Geri kalanlardan bir- kaçının ise Komünist Partisinden ol- duğu söyleniyordu. Esasen, ayak- lanmada, komünistlerin büyük bir payı olduğu, ölülerin hüviyetinin tes- bitinden önce de bilinmiypr değildi. Bundan başka, ayalkâ4ananların büyük ölçüde Suriyenin destek ve tahriki ile hareket ettikleri de söyleniyordu. Ha- kikaten Ürdündeki solcu Nablusi hü- kümetini iktidarda tutmak için yap- tığı gayretler boşa gittikten sonra, Suriye bütün ümitlerini Lübnana bağ- lamış bulunuyordu. Suriye İstihbarat dairesi başkanı Abdülhamit Saraç, bir müddetten beri, bu maksatla Bey- rutta bulunuyordu. Ancak son karı- şıklıkların Ordunun galebesiyle neti- celenmesi Suriyeye Lübnandan da Ü- midi kesmesi gerektiğini, Kahire - Şam mihverinin tamamen tecrit edil- miş bir hale gelmek üzere olduğunu göstermiştir. Bir kere tecrit edildik- ten sonra da Suriye ve Mısırdaki mu- tedil unsurların dnğru yolu bulmak n gelmesi, her halde beklenilebilir bir hadise olacaktır. AA Bir ziyaretten kalanlar t' ederal Almanya Şansölyesi Dr. Conr menka seyahati geçen hafta erdi. 81 yaşındaki siyaset kurdu, bu seyahati sırasında önce Başkan E!l- senhower'le, sonra da Foster Dul- les'la Üçer görüşme yaptı. Görüşme- lerden sonra yayınlanan resmi teh- Adenauer ile kızı Amerika çıkartması!. ad Adenauer'in Birleşik A- , sona / liğde belirtildiğine göre, bunlar Al- m: erikan hükümetleri ara- sında “zaten mevcut yakın anlayış ve görüş birliğini” büsbütün kuvvet- lendirmi ki hükümete yakın çevrelerden sızan haberlere bakılırsa, Eisenho- wer ile Adenauer arasındak;i görüş- melerin ağırlık noktasını Almanya'- nın birleştirilmesi teşkil etmişti. Bi- lindiği gibi, önümüzdeki sonbaharda Almanyada seçimler yapılacaktı ve Alman muhalefet partileri, - bilhas- sa Dr. Ollenhauer'in Sosyal Demok- rat Partisi », seçim kampanyalarını Adenaver'in takıp etmekte olduğu si- yasetin iki Almanyanın birleştirilme- sine mani olduğu iddiasına dayıyor- lardı. Alman Başbakam, durumunu muhafaza edebilmek için, bu iddiala- rın asılsız olduğunu ispat etmek zo- rundaydı. Eisenhower Adenauver'in bu endişesini anlamıyor değildi. Fa- kat şu sıralarda Amerikan Devlet Başkanının dikkati Almanya'nın bir- leştirilmesi meselesinden ziyade, si- Jâhsızlanma meselesinin Üzerine çe- kilmişti. Eisenhower, her ne pahası- na olursa olsun, Ruslarla bir silâh- sızlanma anl varmak isti- yordu. Ruslarla bir silâhsızlanma an- laşmasına varmak için ise, ya bu a- Almanyanın da askerlikten tec- rid edilmesini kabul etmek, yahut Al- manyanın birleştirilmesinden şu sı- ralarda hiç söz açmamak gerekiyor- du. Almanyanın askerlikten tecridi hür dünyanın işine gelemezdi. - Bir- leşik Amerika Almanyayı askerlikten tecrit etmek şöyle dursun Alman as- kerlerini atom silâhlariyle teçhiz et- meyi düşünüyordu -. Eisenhower'e göre, en iyisi Almanyanın birleştiril- mesi meselesini Londrada yapıtlan si- lâhsızlanma komisyonu toplantıları- nın bir neticeye varmasından sonra- ya bırakmak olacaktı. Amerikan dev- let adamının bu mevzudaki azmini gören Dr. Adenaver de bu hal tarzı- nı kabul etmekten başka çare göre- miyor ve şimdilik Alman - Amerikan görüşmelerinden Ssonra yayınlanan resmi tebliğe göre, Londradaki silâh- nın birleştirilmesi meselesinin de hal- li için Dört Dışişleri Bakanı arasın- a bir konferans akdedilmesini iste- mekle iktifa ediyordu. Eisenhower'e gelince, Amerikan Devlet Başkanı bu tekhfı acçıkça kabul etmemiş, fakat mesele iz ve Fransız hükü- metleriyle görüşeceğine dair söz ver- mişti. Fakat Eisenhower'in böyle bir konferans teklifini kabulü, silâhsız- gmelerinin gelişmesine bığıı bulunuyordu Adenauer'in Almanyanın birleşti- rilmesi meselesini silâhsızlanma gö- rüşmelerinir neticesine — bağlaması- na karşılık, Eisenhower de Amerika Birleşik Devletlerinin silâhsızlanma ska, resmi tebliğde, Avrupa Üzerindeki komünist tehdidi ortadan AKİS, 8 HAZİRAN 195"