emokrasilerin birer “teminat re- jimi olduğunu söylerler. Dört senedenberi, “teminat — rejimi”nin yalnız lktldar cephesinden tahkim edildiği dikkate çarpmaktadır. Hür- riyetlerin sullistimal edilmesini ön- lemek üzere alındığı ileri sürillen tedbirler, İktidar bünyesini tenkit- lere karsı adeta bir miistahkem mevki haline getirmiştir. Eğer demokrasliler, yaşayabilmek İçin muhtaç oldukları gıdayı yalnız İktidar kaynaklarından — temin e- debilseydiler, mesuliyet sahiplerini tenkitlerden masun tutan imtiyaz- h şartlar müsamaha ile karşılana- bilirdi. Fakat fliiliyatta, demokra- silerin beka şartını teşkil eden asıl teminat, kuvvet ve selâhiyetlerin sulistimale uğramasına imkân bı- rakmıyacak hukuki tedbirlerdir. Hürriyetler nadiren, fakat selâ- hiyetler her an sulistimal edilebi- Hr. Selâhiyetlerin — sulistimal edil- mek tehlikesine karşı en müessir çare, vatandaşın murakabe vasıta- Jarına ve ispat hakkına sahip bu- lunmasıdır. Bu ihtiv gÖZ önün- de tutan bazı mllletvoklllerl, iki se- ne evvel, iIspat hakkına dalr bir ka- nun teklifi hazırlamışlardı. Halk a sında geniş alâka uyandıran bu tekllf İktidarın şiddetli aksülâmel- lerine maruz kalmıştı. Teklifin altı- mensup bulun- nartlde uzaklaştırılmışlar ve milletvekilliğinden çıkarılmakla tehdit olunmuşlardı. İspat hakkına dair hazırlanan ka- nuün teklifinin İktidar çevrelerinde uvandırdığı haleti ruhivyeyi yerinde görmeğ, nıkâ; yoktur. İktidar, teklif k: ıhııı edildiği takdirde daht, tenkitlerinden şikâvetçi bulunduğu kimseleri kanun huzurunda hesap vermeğe mecbur bırakabilecekti. Şa farkla kli. isbvat hakkı sayesinde., ka- naatinl açıkça söyleyen — vatandaş bir müdafna vasıtasına kavuşmuş olacaktı. İspat hakkı. içtimal ve si- vasi mes«elelerde, idare edilen sınıf lehine meşru müdafaa — imkânımnı sağlamaktan başka bir maksat güt- memekte idi fapat hakkı, rejimin muhtaç bu- Tunduğu teminat unsurlarından yal- nız bir tanesidir. Demokrat Parti, 1948-49 arasında, İspat hakkından aldığı kuvvetle dâvasını yvürütebil- mişti. Bu tek unsur, bugünkü şeart- lar altında dahi, hAdiselerin seyri- nt değiştirecek bir ehemmiyeti haiz- diz. Tenkit sahipleri ispat hakkını kullanabildikleri gün,. valnız hakl- katler dnha M aydınlatılmakla kalmıyacak. zamanda — vazife Ve mesuliyet hhını müeyyideler ve . 4KİS, 8 HAZİRAN 1957T ü b —a n İSPAT HAKKI mesnetlerle kuvvetlendirilmiş — ola- caktı. Köylülerin “hırsıza — hırsız diye- bilmek hakkı” şeklinde tarif ettik- leri bu teklifin diğer bir faydası, iç- timai huzur ve ahenk Üzerinde ya- ratacağı müsalt tesirdir. Yakın ma- Ziye kadar İktidarın icraatını bı-- gennilyeniler sokaklarda, meyd larda ve gazete sütunlarında hlıle- rin) ve fikirlerini açıkça ifade ede- bilirlerdi. Muharrirlerin ve hatiple- rin kendi dâvalarına ve dertlerine terclman olduklnarını görerek fe- rahlıyabilirlerdi. Bugün aynı im- kân ortadan — kalkmıştır. Sinema- da, lokantada veya dolmuşta İkti- ar aeleyhine söylenecek birkaç ih- tiyatsız kelime, adli takibata baş- langıç teşkil edebilmektedir. Taki- bata uğramak endişesi, birçokları- nı susmağa mecbur bırakmakta- dır. Umumi yerlerde, tenkit ve şi- kâyetler, pek az duyulur olimuş- Dr. Feridun Ergin Hakikatte ise, hayat şartlarının güçleştiği devrelerda, konuşmak ve tenkit etmek insanlar için ruhi ve içtimal bir ihtiyaçtır. Herkesin gün- lük işlerinde karşılaştığı sayısız en- gellere rağmen hayata mütehesslim bir cehre ile bakması ve ıstırabını kalbine gömmesi Istenemez. Evde- kihantasına ilâç bulumıiyan memur., oturduğa bifa imtr tarafından yı- kılan mütekaeld. lâstiksizlik- veya Dr. Feridun ERGİN parçasızlıktan arahası yolda kalan soför, Millt Korunma rejiminden bunalan reneaf veya mal ithal ede- miyen tüccar elbet bu dertlere se- bebiyet verenler hakkında birkaç ke. lime sarfetmekten nefsini menede- n)jiyecektir. Fakat tahammülünün sona erdiğini hissettiği an vatandaş umümi bir yerde bulunuyorsa, ne- tlvo hazin olmaktadır. En haklı bir SÖZ veya yazı için hâklın huzuruna çıkarılan vatandaş, ispat hakkına sahip belunınadığı İçin, ümitsiz bir vaziyete düşmektedir. Geçen gün polis nezarethanesinde hayata göz- lerini kapayan vatandaşın misali, sert ve şiddetli tedbirlerin yarat- tığı ruh gerginliğine ve yaptığı iç- timal tahribata kâfi bir delildir, İapat hakkı ile teçhiz. edilmemiş bir siyasi nizam — içinde, adaletin tevzi tarzı da “sul generls” bir ma- hiyet alabilir. Bir yolsuzluğu uımnu- mj efkâra teşhir eden ve fallin su- çunu delillerle ortaya koyan bir ga- zetecinin durumunu göz önüne ge- tirelim, Farzedellm ki, mesele mah- kemelere intikal etmiş. İspat hakkı- na kanunlarında ver veren bir memlekette en tabit adli netice, sullstimal — suçl cezalandırıl- ması ve hakikate hizmet eden ga- zetecinin umuml! efkârdan takdir toplamasıdır. Fakat kanunlar ispat hakkını idare edilen sınıfa tanıma- dığı müddetçe, mekanizmanın ters istikamette işlememesi imkânsızdır. Bu takdirde, vatandaş, hütirriyetin ne kadar pahalı olduğunu, hakikat- lere hizmet edenlere ödettirilen be- dele bakarak anlıyacaktır. İspat hakkına aleyhtar olanlar, aynı zamanda basın hürriyetini de mahzurlu görenlerdir. Bütün dünya- da selâhlivyet sulistimaline karşı en müessir teminat sayılan basın hür- riyetinin ve İspat hakkının mevzu- attan silinmesi. acaba âmme niza- mı bakımından bir fayda kazandıra- bilir mi? Bakınız, Lamartine ne diyor: “Basın hürriyetinin iktidar tapya- fından kolay anlaşılamayan ve kul- lanılamayan bir cihaz olduğuna şüp he yoktur. Öyle bir cihaz ki, çok de- fa size karşı insafsız davranır ve hatta varalar. Basını tatmin ve tea- kın edebilmek gtüüçtür. Fakat herse- rağmen. onu ezmek değil, des- teklemek ltıımdır Basın. hür idare yahut da hürrTiyetten mevklindedirler. Basını meğe, ermeğe ve boğmağa uğraşan- lar bir çün kendi aleyhlerine neti- ce verecek mÂnRasız bir teşebbilne girişmiş oldukların: bilmelidirler.”