BASIN gunlük icinde kısık bir sesle şöyle di- ordu “Arkadaşlar biz bu kanunu V şeref ve hav—ıiveıinln ko- runması için Retırivoıuı an Menderesin arkınından kürsüye > | 5 n bu sözlerlnm g»lcn bağınısız milletvekili Hamdullah Suphi Tanrı- ' jver ise Başbakanın ban tabana Zıt bir iddia ile ortaya çıkıyordu. Hamdullah Sı:nhiye göre getirilmek istenen bu l_:u.un vatan- daş şeref ve haysiyetini değil devlet hizmetinde çalışanların şeref ve hay- siyetine paravana olacak bir kanun- görüşüne ta- du. Hamıdullan Suphi — ilâve ediyor- du: “Siz bu kanunu buradan geçcir- mek istemekle bize beğenmediğiniz H.P. devrini hasretle aratıyorsu- nuz”. Aylardan beridir ki ilk defa Muhalefet tek bir nokta etrafında birleşiyor. tek bir fikri müdafaa edi- yordu. Meclise kabul ettirilmek iste- nen bu kanun hür basının susmasına sebep olacaktı, bu kanunun kabulil- ne mani olmak lâzımdı. Ama müza- kereler saatler boyunca uzayıp gidi- yor ve İktidar partisi mensupları bir türlü bu kanun da kabhul edilmedik- ce Meclisten ayrılmak istemiyorlardı. Muhalefet hatiplerinin pe aklı ve makul itirazları karşısında Himmet Ölçmen gibi milletvekilleri oturduk- ları yerden bağırıyorlardı: “Ama memlekette abideler yükseliyor!” E- vet Basın kanununun kabulünden bu yana memlekette bir hayli abide yükseldi. Ama bu arada bir hayli ga- zeteci de haklarında açılan dâvalar- la basın mahkemelerindeki dosyala- rın sayısını yükselttiler. Abidelerle basın dâvalarının dosyalarının sayı- sının yükselmesi Aarasındaki nisbet, hiç şüphe edilmeden söylenebilir ki, gazetecilerin aleyhine idi. O günden bu yana açılan basın dâvalarından şöylece hatırlanıverenler bile son bir yıl içinde hapishaneleri dolduran ga- zetecilerin çokluğu karşısında acı acı düşünmeğe yeter de artar bile. Metin Toker, Şinasi Nahit Berker, Yusuf Ziya Ademhan,. Ziya Hanhan, Ratıp Tahir Burak. Bunlar halen hapisha- nelerde olan gazetecilerdir. Bunların yanıbaşında mahkümiyet kararına varılmış dosyaları Temyizde sıra bek- liyen İstanbuldan Zaman gazetesi sahibi Nusret Safa Coşkun, ve Yazı İşleri Müdürü Rifat Ekinci, Ankara- dan Ulus gazetesi sahibi Kasım Gü- lek, gene aynı gazetenin eski Yazı İşleri Müdürlerinden İbrahim Cüce- oğlu, Nihat Subaşı, Antalyadan An- talya gazetesi sahibi. Mazlum Emin Adıson sıralanabilirler. Haklarmda sada Çivi adlı mizah gazetesi sahibi Necati Akgün ve Yazı İşleri Müdürü Yalçın Kayanın, Mardinde Ulus Sesi gazetesi sahibi ve Yazı İşleri Müdü- rünün, Gönen de Gönen Postası sa- hip ve Yazı İşleri Müdürünün, Zon- guldakta Yenises gazetesi sahibi Ah- met Günerin, Ulus gazetesi karika- türisti Halim Büyükbulut ve Yazı İş- leri Müdürü İhsan Adanın, Eskişe- hirde Hürbilek gazetesi sahıbımn Bursada Yeni Ant Derviş Sami Ta: Müdürü Fethi Taşmanın Mılasta De- İzmirde Gecepos- ts.aı gazetesi sahibi. Gürbüz Kipkut ve Yazı İşleri Müdürü Muzaffer Ya- sanın, Yozgatta Vurun Abalıya gaze- tesi sahibi Mustafa Reşat Tanrıdağın Ankarada Doktor Barkının v.s... Dâvaları ise Toplu Basın Mah- Firuz Çilingiroğlu Kanunun tatbikatçıları kemeleri dosyalarını kabartmakta de- vam edip gidiyor. Bütün bunlar şu son bir sene içinde açılmış dâvalar- dan ve verilen mahkümiyet kararla- rından yalnız ve yalnız bir kısmıdır. İşte bir yıllık basın tarihimizin hazin bir blânçosu. Hapishanelerde, mahke- me kapılarında gazeteciler, susmuş bir basın, hakikatları öğrenmek iste- yen bir halk efkârı ve bunların yanı başında yükselen âbideler Dövalar Yeni mahkümiyetler ( Yazeteler bir yandan Basın Ka- nununun kabul edildiği birinci yıl dönümünü karşılamağa ha- zırlanırken bir yandan da gazeteciler aleyhine yeni açılmış veya Karara bağlanmıs dâvaları sütunlarına geçi- Toplu Basın Mahkemesi verildi. oplu Basın Mahkemesinin gene Ulus Gazetesinin eski Yazı Işlen Müdürlerinden Nihat Su- başıydı. Aynı dâvanın üçüncü sanığı Ulus Gazetesinin sahibi Kasım Gü- neşredilen bir fıkrasıyla Başbakana hakaret ettiği iddia ediliyor ve sanık- ların cezalandırılması isteniyordu. Hatırlanacağı gibi bundan bir ay ka- dar önce de Şinasi Nahit Berker ge- ne Ulusta neşrettiği “Çorap Örmek” başlıklı bir fıkradan dolayı 8 ay ha- pis ve 1333 lira 33 kuruş para ceza- sına mahküm edilmişti. Aynı suçtan Yazı İşleri Müdürü Nihat Subaşı da Sami Coşarcan 4KİS, 8 HAZİRAN 1957