Muzaffer Kurbanoğlu At oynatıyor nin ığzınqan öğrenmek, D.P. liler ara- sında bile memnunıyet değil. Hzüntu vatandasların zihinlerinde d tıfhamıların yerleşmesine yol açma- ması imkânsızdı Aynı glin Burdur D.P. İl Kongte- sinde yeni Milli Eğitim Bakanı Tev- fik İlerinin yaptığı konuşmanın da Şehir Sinemasını dolduran D.P. li de- Jeğeler tarafından canı gönülden tasvip edildiğine inanmak çok zordu. Tevfik İleri Burdurdaki konuşmasın- da bizzat kendisi tarafından ortavu bayli ayrılıyor ve demokrasilerde Mu- halefetin mevcudiyetinin zarureti il- zerinde duruyordu. Mılli Eğitim Ba- kanına Pöre D.P. nin ıstırabı * izeceği, vazife ve mesuliyeti İktidar tarafından lesbit edilen "ör- nek” bir Muhalefetten bahsediyordu Bu Muhalefetten muradın ne olduğu C.H.P. nin bu günlerdeki tutumunun Tevfik İleri tarafından övülmesinden ve Htir. P. nin yerin diıbine batırlıı- masındatn anlaşıhyordu. Milli Eğitim Bakanı konuşması straaında sevahat intibalarından da bir nebze bahset- meyi faydalı bulmuştu. Bolvadinde vatandaslar Milll Eğitim Bakanım “Sanat Okulu isteriz, Ağır Ceza Mah- kemesi isteriz, Kıbrısı isteriz” diye bağırarak karşılamıslardı. Kimse çı- kıp ta “Hürriyet isterız”' diye bağır- AKİS, 18 MAYIS 1957 mamıştı. Memlekette hürriyetin mev- cudiyetine bundan daha iyi bir delil B.M.M. Kömür derdi Gecen haftanın sonunda Cuma günü, İşletmeler Bakanı Samet Ağaoğlu Meclis kürsüsünden ınuariızı müstakil Zonguldak Milletvekili Hü- seyin Balık'a sinirli bir eda ile söz yetiştirmeğe çalışıyordu. İşletmeser Bakanını bu kadar sinirlendiren mev- zu kömür istihsalimizle ilgiliydi — ve Meclise Hüseyin ik'ın bir. söz- lü sorusuyla getirilmişti. Balık, Hil- kümetin 1950 yılından bu yamna, kömür istihsaline neler ilâve etti- Bir Unutkanlık !. D P. İktidarının İşbaşına gel- diği tarih olan 14 Mayıs ırü- nü çıkan Zafer'de mutad hilâ a bu “mesut hâdise” İle aıa- ka.lı bir tek satır bile yoktu. Bunu bir unutkanlığa atfeden gazeteciler, işin İç yüzünü Ana- bültenlerinde yer iptal edilme- siyle anladılar. İptal edilen ha- ber Anadolu Ajansının 14 Ma- yıs 1937 tarihli haher bülteni- nin 17 nci sayfasında ve 414 nu- marayla neşredilen bir telgraf- tı. Telgraf 14 Mayıs mitnasehe- tiyle Başbakan Adnan Mende- rese çekiliyordu ve “milletin ensesinde boza pişiren bir zihni- yete” sen verdiği için D.P. İl.- tidarını övüyordu Telgraf Anadolüu — Ajansı bültenlerinden çıkarılması, Za- fer'e de 14 Mavıstan bahscdi!- memesi — husüusünda bir “emir ' verildiğini gösteriyordu. Anlu- şidan “ensesinde boza pişirildi- 1" 0 mesut günleri Mmillete bu vesileyle — hatırlatmaktan hasretini uyandırınaktan endişe ediliyordu. ğini Ssoruyordu. Soru bilhassa A- gaoğlu için hayatiydi. Zira gşinı- di işgal ettiği makama bu kömür istihsali mevzuunda o zamanki kah'- nede cıkan bir anlaşmazlık dolayımı ile getirilmişti. D.P. nın büyük kal- kınma iddialarına ragmen o zamanki İşletmeler Bakanı Fethi Çelikbaş, gü- nün birinde kömür istihsalımizin bizi kısa hiır zaman sonra - içinden çiktil- maz bir darlığa düşüreceğini ıfşa e- divermişti. K tesiri yapmıştı. Nasıl olurdu da İktıdarm bir bakanı “ailevi bir sır"ı faş edebilirdi. sonraki hâ- -— —e YURTrTA OLUP BİTENLER diseler malümdu. Fethi Çelişbaş Ba- kanlıktan çekilmiş, yerine Samet A- ğaoğlu getirilmişti. Samet Ağaoğlu- nun I;letmeler Bakam olur olniaz pişmiş aşa katılan soğuk suyu izale İ için alelacale Zong ldağa yaptığı bir seyahati ve bunun gazetelere ak- setmiyen iç yüzünü A, okuyucu- larına bildirmişti. İşte şimdi aradan bir yıl kadar geçtikten sonra, Hüseyın Balık kalkmış, Hükümetten 1950 yı- lından bu yana kömür istihsaline neler ilâve edildifini soruyordu. Samet Ağa- oğlu rakkamlarla konuşmaya bayılı- yordu. Kürsüde ağabeyce bir eda ile Hüseyin Batık'a anlatmağa çalıştığı da işte b rakkamlardı. Herşeyden ve herşeyden evvel Hilseyin Balık ve halk efkârı bilmeliydi ki kömtlr istih- salimiz 1950'den bu yana muazza'n birartış kaydetmisti. Hatta öyle ki pek yakın bir tarihte mür istihsalı- miz yalnız istihlâke deml ihracata bile yetecekti. Kömür ihracı sayesinde her yıl yurda milyonlarca lira tuta- rında döviz girecekti. Kömlr sıkıntı- sı diye bir şey asla ve asla bahıs mevzuu değildi. Kömür istihsali 1949 yılında 4 milyon 181 bin ton iken 1956 yılında bu rakkamın 5 milyon 888 bin 308 tona yükseldiğini Balıkın bilmesi lâzımdı. Nasıl olur da Balık bunu bilmezlikten gelirdi. İşletmeler Bakanı bütün bu rak- kamları sayıp ığı bahis mev: irken bu mem- lekette kok kömürü hala ve hâlâ tev- zie bağlıydı. Bir şehirden başka bir şehire nakleden bir ailenin kışın ya- kacak kömür alabilmesi başlı bas'na bir dertti ve çoğu zaman hemen he- men imkânsızdı, Sonra 1949'dan 1956 Pa. L Hüseyin Balık , Yüszünü kömürle ağarttı