a— ” ,yve de tevcih etmişlerdir. Blhılk Meclisteki son ve meşhur Bütçe müzakerelerinden Mecliste dört siyasi parti temsil e- diliyor; bunlardan İktidarda bulu- nanı ötekilerden sadece bir. tünesini açıklıkla izahtan da çekinmedi. Onun kanan- tince Dahis mevzuu iki partinin “se- bebi hikmet'”| yoktur. Her ikisi de halen İktidarda bulunan — partiden partinin beğenmedikleri mucip sebebiyle Aayrılmış olanların kurdukları birer teşekküldür. Bun- lardan C.M.P. daha D.P. nin Muhu- lefet yıllarında parti kurucuları- nın C.H.P. ile muvazaa halinde ol- dukları şikâyetini ileri siürerek sert politika istiyenlerin partisidir. 1950 seçimleri muvazaa İsnadını yerle bir etmiştir; böylece C, M. P. nin mânası kalmamıştır. Hür. P. ne ge- lince, onun ve — Meclis Grubu akat bu grup Hür. P. e keti altında milletin. huzuruna ç.— kıp seçilmek suretiyle gelen millet- vekillerinden değil, D.P. etiketi ai- tında rey sağlamış olanlardan müte. şekkildir. Hür. P. etiketi altında se- çime girip te tekrar Meclise dönün- ceye, vani milletin itimadını o sıfa*- la almıcaya kadar Adnan Menderes, İktidarın başı., kendilerini siyasi bir ile ötekileri “elbette ki” aynı ıwp('t Içlnde mütalâa etmiyecektir. garip vaziyetin siyasi hayatı- mıulakl akisleri ortadadır. CH T. öteki Muhalefet partilerinin de hak ve hukukunu bahis mevzuu etmek- sizin İktidarın kendisine uzattığı eli sıkmış, böylece C.M.P. ve Hür. P. nden ayrılmıştır. Sadece İnönü İz- mirdeki nutkunda top yekün Mu- halefetin emniyetinden — bahsetmiş, öteki muhalefet partilerinin hayat- larına kastedecek bir harekete as- başı ile o partilerin arasındaki miü- nasebete mitdahale etmemiştir. Ya- bancı misafirler şerefine — tertiple- nen davetlere de C.H.P. Genel Baş- kanı, öteki Muhalefet ııartllerlnlıı temsilcileri çağırılmadığı halde, es kisi gibi icabetten çekinmemiş, hıııı— da kendisini ve partisini alâkadar eden bir görmemiştir. Bu yüzden şimdi C.M.P. ve Hüir. P. ok- larını D.P. ve olduğu kadar C.H.P. Böylece siyasi hayalımız cok karışık — bir manzara almıştır. v aziyeti tarafsız şeklldı tahlil e- debilmek ve bir ticeye vara- bilmek için lelere dikkatle bakmak lâzımdır. Evvelâ Muhnule- fetin kendi arasındaki münusehet- Bi leri bahsinde bir hakikat ortadadır. AKİS, 18 MAYIS 1957 İKTİDAR VE Eğer muhalefetin geçen yaz ilk a- dımları atılan İşbirliği muvaffak ola madıysa, bunun veba .P. den başka partilerdedir. Zira herkes bilmektedir ki CH.P. o zaman en ziyade hüsniiniyeti ve gayreti gös- termiştir. Lideri Osman Bölükbası - böyle bir işbirli- ginde yapıcı vasıf taşıması İmkârı- sızdı; fakat C.H.P. ve Hür. P. anla- şabilselerdi memlekette bir ınmâna ifade elecek — “Muhalefet Cepheni”' teşekkül edebilirdi. Halbukl Hür l’v inanılmaz bir 4 stererek bu dalı kesmiş. arkadan ()kt»ııılı-r. Güneşler vasıtasıyla İnö- nüye ve P. ye karşı tasvibi im- kânsız bir kampanyaya — girişmiş- tir. Bu kampanyaya İnönünün ve C.H.P. nin mukahele etmediği de -hiç olmazsa selâhivetli ağızlar va- sıtasıyla- — bilinmektedir. kadar ki Büyük Meeclisteki meşhur Bütçe miüzakerelerinin — başında ür. F hatibi İsmail Hakkı Akyüzün lkll- ğ Ş İnönüye . ye uıklı—ndlğl hatırlarda- dır. Bülün buular iki küçük Muhu- lefet partisine, havalar ve siyasi muvazene — değişince himaye etmiyorsun” etmek hakkını ka!bı'nlrmlqîlr CH, P. işin başından beri külçük Muhu- lefet partilerinin, bazan en selâhi- yetli ağızlurından südece “ağız ka- kusu” dinlemiştir. Şlmdl o partile- rin. CAJ.P. yi kaybettikten sonra kıymetini anlayıp feryad etmeleri, sinirlenmeleri, Muhalefetin İşbizli- gini bozmakla İthamları haksızlık- ların en büyüğüdür. ktidarın lulumuns gelince İlk mazarda İktidarın başının Izaha- tıııı makul hulmammn imkân yok- tu. G .ve Hür. P. hakkında SÖY ledıklerl herkesin bildiği bir ta- kım hakikatleri ihtiva etmektedir. Bu iki partinin bugün memleket- gümu! bir müâna ifade etmedikleri ine sadece İktidarın başının ağızın- da değil. herhalde İktidarın sözeil- sü olmakla itham edilemiyecek olan AKİS'in sütunlarında da müteaddit defa betirtilmiştir. Fakat bu. işin ış görünüşüdür. Hakikat- te Muhalefet Aarasında bir tefrix apmak suüretiyle İktidar, Demok- rn—ıllerdn eşine, emsaline asla rast- lanmayacak bir barekette — hulun- maktadır. Büyük Mecliste dört tane siyasi parti vardır. Bunların dördü de hü- kümet başkanının nazarında birbi- rine esit olmalıdır. Hükümet haşka- nı politika icahbı bunların bir kısmı- na yaklaşır. bir kısmından uzakla- şır, bir kısmını över. bir. kısımına hücum eder. Tamamiyle kendi bi- iştir. “Mlı't Bursada Men- deresin Hür. P. ve C.M.P. yi yer- mesi karşısında hiç kimşe “niçin bunlara taarruz ediyorsun” deme- miş, sadece Menderesin attığı ol- MUHALEFET rın sağlamlık ve isabet derecesi- ni tahlil etmiştir. Ama deyvletin parasiyle — verilen bir ziyafete Mecliste temaeil edilen üç Muhalefet partisinden sadece bi- rinin Genel Başkanını çağırmak. ötekileri “adamdan naymamak” bu topraklar üzerinde tek bir fert la- rafından tasvip edilecek hareket olamaz. Böyle bir muameleye te- vessül et hatadır. Bü- yük Mecliste dört pıırtl vardır; bunların nereden geldikleri,niçin geldikleri, sebebi hikmetlerinin bu- lunup bulunmadığı hükümet başka- nını alâkadar etmez. Menderes D.P. nin im — hazırlıklarında — doğru zannettiği bir takım hesapları yap- makta serbesttir; fakat hükümet başkanı olarak bu hesapları unut- mak zorundadır. Evine misafir ça- gırmak iİstediğinde İnönüyü davet edip Karaosmanağlunu ve Bölükba- sıyı davet etmemesine kimse karı- şamaz. Fakat resmi davetler bu gibi hislerir üstünde mütalâa edil- melidir. Kaldı ki bundan evvelki Bahar havası günlerinde gene An- kara Palasırnı salonlarında ev wahi- bi Menderesin kıymetli misafiri Bö- liükbaşıyı hararetle ağırladığı “hu- fıza-i nisyan ile malül" olsa- da hâlâ hatırlardndır Hür. P. için de vaziyet aynıdır. Kaldı ki bu par- tinin saflarında Büyük Meelisin en kıymetli. ama en kıiymetli mensup- larının taplu halde yer almış ol- dukları hiç kimsenin meçhulü de- gildir. Onlarla temas etmek, leket meselelerinde - onların “Ihtl- stan ve sşantaj” dan ibaret bu- lunmadığı eçi çıkla sıva- namıyacağı kadar sahih olan fikir- lerinden faydalanmak bir başı için hakiki talihlilik sayılmalı, bir İktidar başı şahsi hislerinin üs- tüne çıkmak büyüklüğünü gönter- melidir. Partiler hakkında hüktim vermeye lâhiyetli olan İktidar başları değil, milletin tâ kendisidir. * Mllletten rey almak zorunda olan partilerin milletin gözü önitnde cereyan eden hâdiselerin tesirsiz ka- lacağını sanması kadar htiyük saf- dillik olamaz. İktidar hâlâ anlamı- ve bu, sadece Ya Muhalefet? —Muhalefet hâlâ anlamıyacak mı i disinden bokleııllen birbirini yemek değil, bu İktidarın karşısında millet hak- larının azimli ve şterek mü- dafii kesilmektir. Haydi C.M.P. yi, bu mesele “psikolojik mesele” ola- rak kaldığına göre bir tarafa hıra- kınız. Ama C.H.P. ve Hür. P. olan- ların üzerinden bir sünger çekip tekrar geçen yazın hakikaten sı- cak havasına dönmek için ne bekli- yorlar; anlamak o kadar güç ki... lllti