YURTTA OLUP BİTENLER Ratıp Tahir Burak jandarmalar arasında “Berbat'tan beter!. Basın Küçük eziyetler Geçen hafta Çarşamba günü ha- pisteki gazetecilerden biri, Ra- tıp Tahir Burak, Üsküdar Paşakapı- sı Cezaevinden çıkarıldı ve jandarma refakatinde İstanbul Toplu Basın Mahkemesinin karşısına çıkarıldı. O gün Toplu Başın Mahkemesi, Siyasi Halk gazetesmde çıkan bir yazı dola- bakacalı- Ratıp Tahir Burakın Senin Adına Kimler Konuşuyor” baş- lıkh yazı ile kendisine neşren hakaret edildiği iddiasıyla dâva ikame etmişti. O günkü duruşmada dâvanın mev- 7uundan cok alâka çeken, Ratıp Ta- irin yukatlarının infaz müessese- sinin ısleyışıne hâkim olan zihniyet- ten şikâyetleri oldu. müdafaa avukatları ; Orhan Birgit, Şeyda Güley ve Remzi Tüzünkan cezaevi idaresinin savcılık- tan aldıkları talimata istinaden mü- dır, dâva adamıdır” 1? diyordu. Savcı- nın “maznun, bu dmadnn dolayı tıp Tahirin bu dâvadan dolayı da tev- kif edilmesini talep etmekten başka çare bulamadılar. Fakat avukatlaiın talepleri reddolundu Duruşmadan sonra karısı ile koti- dorda birkaç dakika konuşmak fırsa- tını bulan Ratıp Tahir Burak, gene jandarma refakatında çezaevin2 döndü. Hem de bir dâvasında kendi- sinji müdafaa edecek avukatlarıyia konuşmak imkânını elde edemeden. . BDemagojğji inhisarı eçen hafta Perşembe dnü, İs- tanbul Hukuk Fakültesi talebe- leri Doçent Sahir Ermanın Ceza Hu- kuku dersine girdikleri zaman, ho- calarının o günkü dersinde son dere- ce aktüel, son derece alâka uyandırı- cı bir bahse temas edeceğinden ha- bersizdiler. Sahir Erman, “hakarrt ve sövme” suçları hakkındaki ders!ni verirken bu suclarla bırlikte mütalâa edilen “ispat hakkı” mevzuuna da temas etti. İspat Hakkı, basın ve p>- litika sahasında hâlâ günlün en cok alâka uvandıran Basın Mahkemelerini ve Cezaevlerini dolduran gazetecilerin çoğuntn mMme- selesi, kendilerine ispat hakkı tanın- mamasıydı. İspat Hakkı bayrağı al- tında to;ılanan D.P. den kopan Hür. P. ne mensup hatipler yaptıkları bir- cok konuşm lard ğer ispat hakkı tanınmış bulunsaydı. büğlin hapıste bulunan birçok gazetecinin dışarda ve fakat bazılarının onların yerine “içerde” olacağını —ısrarla söyley'p duruyorlardı. Bu sebeble bir Ceza Hukuku ho- casının ilim kürsüÜsünden ispat hakkı bahsinde söylediği ı mev- zuundaki sözlerini okumak mümkün- dü. Hatta dehşetengiz Zafer bile seş- siz kalamamıştı. Hafta sonunda qıkan bir başyazıda, hem Sahir Erıinana, hem de İspat Hakkına veryansın edi- liyordu: Sahir Erman, muhalif ba- sına günlük gıda temin etme vazife- sini Üzerine almış birkaç kişiden bı- riydi! İspat Hakkından ilim kürsilsün- de bahsetinek politika yapmaktı! Sa- hir Ermanın dersi ilim kisvesi altında bir demagojiden ibaretti! Hakikaten Ceza Hukuku doçentinin demagojinin kimlerin inhisarı altında olduğunu he- sabha katmamış bulunmasına ihtintal verilemezdi. Ama Zafer'in “Chaase gardde merakhsı başyazarı demazöj! mevzyunda son derece hassastı. Or- taya alâka uyandırıcı bir fikir atıld:- gında bunu demağoji sayıp “ebaenced temellükünde” bulunan bir sahaja eni hedefler. yeni liderler”.. Av- haslıklı makalesi. bu dört kellmev- le hülâsa edilebilir. Cemil Sait Bar- las, Aydın Yalçına cevap teşkil e- den yazısında, “Çok — güwvel. diyor. Fakat hiz hâlâ eski liderlerle, exki hedefleri gerçekleştiremedik. Ma- selâ İâiklik premsihini. kayıtsız şartsız bırakın halkın eline, Türki- ye îeokratlk bir devlet haline gele- ilir” d n Yalçın. meşhur altı umde için “huziın artık herkes tarafın- dan kabul edilmiş. milli gelişme seyri içinde aşılmış ve geride bır3- kılmıs ola merhaleyi ifade- etmektedir” derken. ihtimal. biraz e etmektedir. Fakat nutukları süslemekten pek ileri gitmeyen ni altı kelimenin sihrini kaybettiğini kabul etmek Jâzımdır. En azından Cumhuriyetin 34 üncü yılında 1â- i tehlikelidir. Sait Barlası 4 sevketmeliydi. Hatta bir adım da- ha atarak. hızlı iktisadi kalkınma, kurulmak istenen sosyal düzen, meseleleri ve bu sadece rine sevked bir doktrine varmadan evvel, yapı- AKİS, 18 MAYIS 195T