C E M İ Y E T 'I'ürk-Irakmünasebetlerindekü- çük bir muvaffakiyetsizliğe uğ- ranıldı. Boğaz sahilinde bir koşk sa- tın almak üzere hususi uçağı ile İs- tanbula teşrifini bildirdiğimiz Irak veliahtı Prens Abdülilah arzusunu ta- hakkuk ettiremeden gene hususi uça- ğı ile memleketimizden ayrıldı. Se- bep: Yanında iki Iraklı mimarla ev ev dolaşan sayın misafiri görünce bü- tün evsahipleri fiatları ve kiralan prens kesesinin bile güç — yetiremi- yeceği irtifalara çıkarıverdiler. Hele pek uzak olmayan bir mazide 15 bin Oraya alındığı herkesçe malüm bir ar- saya tam İ milyon istenmesi o civar- da petrol bulunduğu rivayetlerine yol * Buhaftanın başında, Nermin Gü- neş ile Hür. P. nin genç Kocaeli milletvekili Turan Güneş bir erkek evlâda sahip oldular. Mesut hadise Güneş aılesını sevince boğdu ve yav- ruya Turan Güneşin pederinin ismi verildi. Genç Hurşit Güneş'e uzun ve mesut bir Ömür dileriz. * Siyasetleri bizimkine uymayan ya- ancı devlet adamları memleketi- mizi Zziyaret ettikleri zaman azami itibarı göstererek kendilerini müm- kün mertebe lehimize çevirmeğe Ça- lışacak yerde kaymakamlara karşılat- uyumuzun yeni bir misali: Ge- lecek seçimlerde iktidarı ele alması pek muhtemel görünen İngiliz işçi Partisinin müstakbel Dış İşleri Ba- kanı Aneurin Bevan İstanbula muva- salatında Bakırköy kaymakamı tara- fiımdan karşılandı. Merasim azlığına hiç aldırış etmeyen Mr. Bevan hava alanında gazetecilerle uzun uzun ve William Holden Hediyeye karşılık: öpücük/, 26 neşeli neşeli konuştu. İmparatorluk- larıh sonuna gelindiğinden, ve demok- rasinin ilerleyişinden — bahsederken, "Artık her yerde insanlar kendi iste- dikleri gibi idare ediliyorlar", deyin- ce, hazır bulunanlardan çoğu neden- se gülümsediler. * S ili Dış İşleri Bakanı Mır. Saint Ma- ri memleketimizden sessiz sedasız gelip geçti. Coğrafi durumu itibâriyle Şili'nin Bağdat Paktına katılması İh- timali zayıf oldugundan bu ziyaretle kimse ilgilenme G eçen hafta İstanbuldan gelip ge- çen meşhur yabancılar arasında ortalığı en fazla velveleye veren VVilliam Holden oddu. Kendisinin isim günü şerefine İpekçi ailesinin tertip- lediği kokteyl partide yakışıkla aktör bir genç kızımıza -doğum günü hedi- yesi diye bir pipo verdiği için — öpün- ce hazır bulunan birçok hanımlar ev sahibesinden hediyelik eşya istemeğe başladılar. Bu arada bir' hanını direkt metodu tercih ederek "Birşey hediye etsem beni de öper mi?" diye sorun- ca Mr. Holden, "Karımdan izin alma- lıyım" dedi. Aym partiye İsrarla da- vet edilen Vali Fahrettin Kerim Gö- kay ise mevkiinin haşmetı ile müte- nasip bir cevap vererek, "Mutlaka gö- rüşmemiz isteniyorsa o bana gelsin' ' dedi. * Memleketimize gelen ilk Macar mülteci kafilesi içinden seçilip Refik Koraltan'ın himayesine alınan güzel sarışın hami değiştirmek üzere: Yakında bir Türkle evleniyor. * Vaktiyle 15 sene uğraşarak İstan- bul için bir hususi imar planı vü- cuıda getırmış olan Fransız mütehas- sısı Profesör Prost hükümetin dave- tiyle İstanbula geldi. — Açıklandığına göre imar hareketlerini görecek ve ilgililerin izahatını dinliyecek. Şehir - lerin halen hangi umumi plâna göre "imar" olunduğunu bilmeyen İstan- bullulardan birçoğu, profesör Prost'a verilecek izahatın mahiyetini şiddetle merak ediyorlar. Nasreddin Hoca fıkraları bektaşi hikâyeleri vesaire gibi — milli mi- zah branşlarımıza şimdi bir de "imar nükteleri" ilâve olundu. Bir misal: Kenar mahalleli . hanım Hiltona git- mek için kocasına yalvarıyor: "Yü- rü bey, yıkılmadan bir kere görelim!"” Ecnebi defilelere çok Trağbet eden hanımlarımızın Cumartesi günü Park Oteldeki yerli defileye de aynı rağbeti göstermelerine çok memnun olduk. Hele gözlerdeki hayranlık artık yerli malın rahatça kullanalabılecegı- ne bir delildi ki bu, en mü hrayı bir metre kumaşa odeyecegi— mize aynı parayla bütün bir kifayeti satın alma imkânlarını Türk hamamı- Prof. Prost Merak — uyandıran — misafir larına bahşeden Gülok memleketimiz- de bir çığır açtığı için tebrike şayan doğrusu. v ükümetimizin aziz misafiri Afgan Başbakanı — Ekselans Davut Han Dolmabahçede, günlerce evvel kendi- si için hazırlanan taklardan geçerek Hilton'a geldi ve otelin meşhur daire- lerinden birine yerleşti. İstanbul sos- yetesi Pazartesi gecesi Şale köşkün- de verilen daveti ballandıra ballandı- ra anlatıyor... * Mesut — izdivaçlarının senei devriye- si münasebetiyle Sarper ailesinin verdıgı 70 kişilik parti Serkledorian'ın ağır havasını bir gece için dahi olsa bir hayli hafifletti. Ev sahibesi Nilü- fer Sarper ayağındaki terlik biçimin- deki püsküllü 1skarp1nler1yle Nimet Dormen meşhur zümrüt yuzugu ile.' Tamara Nemli kuyumcuların ağzının suyunu akıtacak nefis pırlantalarıyla davetlilerin önce büyük alâkasını çek- mişken oyun masalarının kurulması üzerine bu alâkayı maalesef kaybet- tiler. * Amerikanın yakışıklı İstanbul Baş Konsolosu buraya tâyin olduğu za- man vazifesinde — "dedektiflik"te bu- lunduğunu muhakkak ki hiç aklına getirmemişti. Ama Yeşilköye inen bir tayyare Mr. Miner'i bu işe de koştur- du. Karaşi ile Tahran arasında tayya- reden aşağı uçan Amerikalı mühen- dis Nash'ın hangi sebeplerle aşağı uçtuğunu tetkik için kolları sıvayan Bas Konsolos Nash'e ait iki valizi biz- zat gidip araştırdıkları sonra bu genç adamın, milyoner ve müntehir olma- dığına, fakat kendi halinde bir mü- hendis olup yanlışlıkla bastığı sigor- ta düğmesinin açtıgı kapaktan uçtu- ğunu tesbit etti. AKİS , 27 NİSAN 1957