kândan faydalanmamızı bilir. Bu sebeble daha miktar buğday maya varılmıştır. İmzalanan anlaşma geçen sonba- hardaki anlaşmaya ek olarak hazır- lanmıştır. Amerika, Türkiyeye 60 bin ton kadar buğday gönderecektir. Bi- lindiği gibi bu tip anlaşmalarla ge- tirttiğimiz maddelerin karşılığını do- lar olarak değil, Türk Lirası olarak ödemekteyiz. Bu imkân mevcut olma- saydı iktisadi durumumuzun bir par- ça daha kötüleşeceği muhakkaktı. Zaten fakir olan döviz kaynakları— mızdan bir kısmını buğday ithali işi- ne tahsis etmek sıkıntılarımızı yeni- den arttıracaktı. Hindistan yolunu ararken farkında olmadan Amerika kıtasını bulan Kristof Kolomb'u şük- ranla yad'etmek, galiba yerinde ola- cak... zaruri kıla- şimdiden bir alınması için anlaş- Milli Korunma Yeni zigzaglar mı? ilâ Korunma Kânununun tatbi- katıyla alâkalı olarak FEkonomi ve Ticaret Bakanlığına yapılan mü- racaat ve şikâyetler, geçen hafta da birbirini kovalamakta devam ediyor- du. Son olarak İzmir Manifaturacı- lar Birliği de Ticaret Bakanlığına bir rapor sunmuştu. Raporda toptancılara tanınan kâr haddının B 15'ten 20'ye çıkarılması ve bunun birinci ve ikinci toptancı- lar arasında yarı yarıya paylaşılma- sı isteniyordu. Birliğin istekleri ara- sında, takibata geçilen tüccarın bera- at ettiği takdirde zararının büyük ol- mamasını temin için, kapatılan ma- ğazasındaki mallara el konulmaması; İthalatçının da imalatçılar gibi top— tancılık ve perakendecilik yapabil- melerine musaade edilmesi gıbı mev- zular da yer alıyordu. Mühim olan Bırlıgm istekleri değil, Ticaret Bakanlığının kararsızlığını bir kere daha ortaya çıkarabilecek bir hâdise karşısında bulunulmasıydı. Hakikaten şimdiye kadar buna ben- zer durumlarla çok karşılaşılmıştı. Bakanlık bir karar alıyor, kısa bir za- man sonra bu kararın kaldırılacağı veya degıştırılecegı haberi, — alâkalı esnaf veya tüccarın birbirlerine ver- dikleri bir müjde haline geliyordu. İ- şin tuhafı bu gibi haberlerin çoğu az sonra hakikaten gerçekleşiyordu. Vakıalara göre tedbir almanın lü- zumu ve faydası inkâr edilemezdi. Ancak unutulmamalıydı ki, hükümet vakıalara tedbirlerle hakım olmak kararında bulunduğunu her fırsatta açıklamıştı. Kararlarını vakıalara uy- duracak olduktan sonra bu yola hiç girilmemesi belki daha iyi olurdu. Hakikaten Milli Korunma Kanunu tatbikatının en büyük mahzurların- dan biri, hukumetın boyle bir düzen- leme faaliyetinin başarılı olamayaca- ,»ğ1 yolunda bir inancı pek çok vatan- daşa vermiş olmasıydı. Daha sıkışık bir zamanda kullanılması zaruri ve faydalı olabilecek bir silâh, — böylece mekanizması sökülmüş bir hale geti- rilmişti. Her şeye rağmen Milli Korunma Kanunundan azami istifadeyi sağla- mak, istiyorsak, yapacağımız ilk iş ha- zırlıksız yakalanmamaktı. Hükümet uzun boylu incelemeler yaytırmalı tat bikatta karşılaşılacak müşkilleri önce- den görmeğe çalışmalı, bunları yen- meğe imkân verecek tedbirlerin neler olabileceğini kararlaştırmak, — ortaya ondan sonra çıkmalıydı. Bu yapılma- dı. Bundan sonra yapılması istense bi- le artık çok geç kalınmış olmasın- dan korkulur. Zaten böyle bir yola gidileceğini gösteren hiç bir işaret tur. Bu bakımdan İzmir Manifa- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA turacılar Birliğinin ve başka şahıs veya grupların müracaatları üzeri- ne Ticaret Bakanlığının yakında ye- ni bir zigzag yaparak Milli Korunma Kanunu tatbikatına bazı yeni deği- şiklikler getirmesi hiç de uzak bir! ihtimal değildir. Çarşı - Pazar Et peşinde akın zamanlara kadar Ankarada er yer kuyruklara rastlanması sık rastlanan bir hâdiseydi. Geçen hafta içinde görülen durum ise artık kuyrukların "devamlı — geçici"lerden olduğunu ispat ediyordu. Hakikaten Et ve Balık Kuruntunun satış mağa- zaları Önünde hemen hergün ve he- men günün her saatında kopmak bil- meyen kuyruklar uzanıyordu. Kuyruk olağan bir şey haline gelmişti. Bir kilo et almak için saatlarca kuyrukta bekleyenlerin yorgunluk ve asap bo- zukluğu yüzünden kaç gram eridikle- ri meraka değerdi. Et kıtlığının sebebi ne idi? Genel bir ifade ile bugünkü fiatlar üzerin- den et talebi et arzından çok fazlay- dı. Fiatlar tesbit edilmemiş olsa derhal bir yükselme görülecekti. at yükselmesi talepte — nisbi bir a- zalma sağlıyacağından arz ile talep arasındaki açık kapanacak, belki de kuyruklar kopacaktı. Fakat böyle bir opma temenni edilecek bir şey de- ğildi. Çünkü bu, geliri az sınıfların et yeme ımkanlarının büsbütün azal- ması demek olurdu. Fakat sadece fiat tesbiti ile yetin- menin imkânsızlığı da artık hergün daha iyi anlaşılıyordu. Geliri az sınıf- lar fiatı ucuz olan eti, bu defa da et bulamadıkları için, yemek imkânım kaybediyorlardı. Et gerçekten ucuzdu. Çünkü başka maddelerin fiatları etin- Ankaranın günlük görünüşlerinden biri: Et için kuyruk AKİS ,27 NİSAN 1957 “Nedir bunun çaresi?" 19