İKTİSADİ VE MALİ SAHADA kine nisbetle kat kat fazla artış gös- termişlerdi. Kuru fasulyenin 100 ku- ruşun çok üzerine çıktığı bir zamanda eti bugünkü fiatı ile pahalı saymak imkânsızdı. Bu yüzdendir ki ete olan talep artmıştı. Sonra nisbeten yüksek gelirli sayılan sınıfların da ete olan talepleri artmış olmalıydı. Çünkü enf- lasyon bu sınıfların gelirlerini boyuna arttırmaktaydı. Talep artarken arz da aynı ölçüde artmış olsaydı mesele kalmazdı. Fa- kat arz artmak şurada dursun, azalı- yordu. Bunun da sebebleri çeşitliydi. Önce fiatların düşük seviyede ol- ması geliyordu. Bu nisbi düşüklüğün arzı teşvik edici bir tesiri olamazdı. Ya kaçakçılık yoluna gidilecek, ka- nuni fiatın Üüstünde değer elde e- dilmeğe çalışılacak, ya da arz kısala- caktı. Bunların her ikisi de kendini gösteriyordu Birçok kasap müşteri— sine eti kanuni fiattan fazlaya satı- yor, müşteri bunu teşekkürle karşılı yordu. Anlaşılıyordu ki satanı değil alanı cezalandırmak karaborsa ile mücadelede daha faydalı bir yoldu. Bundan başka, gene fiatın içerde da- ha düşük olması yüzünden, yurt dışı- na kaçakçılık artmış olmalıydı. Ka- çırılan hayvan sayısını tam olarak bilmeğe imkân yoktu. Fakat Suriye istatistikleri ile, bizim ihracaat rak- kamlarımız karşılaştırıldıgı zaman goruluyordu 100 — binlerce koyun Sur kaçırılmiştır Böylece iç pi- yasada arz azalıyordu. Arzı azaltan sebeblerden bir başka- sı otlakların durumu ile alâkalıydı. Batı Anadoluda otlaksızlık yüzünden koyun mevcudu çok azalmıştı. Eski- den hayvan yetiştiricisi .olarak bili- i bugün bir tek sürü ekilebilecek bütün topraklar sürülmüştü Sonra son yıllarda havaların ku- rak gitmesinin de şüphesiz payı var- dı. Yemsiz, samansız kışı zayiatsız güçtü Ulaştırma — güçlükleri sakıntıyı art- tıran bir başka sebebti. Bir bölgeden ötekine hayvan nakletmek çok zaman hayvanın ağırlığının büyük bir kısmı- nı kaybetmesi demekti. Kesilmiş hayvan nakletmeğe elverişli yete- cek kadar vasıtamız yoktu. Vasıta ol- sa depolama imkânları mahdutt Şöyle kabaca bir bakış bile gosteri— yordu ki et sıkıntısı kolayca gideri- lemiyecektir Ustelık bu yıl yagışla— rın daha da olması yüzünden müzdeki yıl 1ç1nde sıkıntının buyuk olması ihtimali vardır. Fransa Krediler kısılınca ransa enflasyonu kontrol yolunda ir adım atmış, reeskont haddını yüzde 3 ten 4 e çıkarmıştır. Böylece İngiltere ile İtalyadaki sevi- yeye çıkılmış fakat Almanyadan aşa- ğıda kalınmıştır. Çünkü Batı Alman- ya daha ileri giderek reeskont haddi- ni yüzde 4,5 olarak tesbit etmişti. Paul Ramadier Dikkat, Enflasyon tehlikesi!. Fransa öteden beri enflasyon kar- şısında dununu en hassas olan mem- leket diye biliniyordu öyle olduğu halde daha iyi durumda olan memle- ketlerin aldıkları tedbirlere ayak uy- durmaması şikâyetlere yol açıyordu. Meselâ reeskont haddi yani yüzde 3- Avrupadaki en düşük reeskont haddi idi. Harpten sonra bir aralık yüzde 4'e çıkmış, sonra gene 3'e inmişti. Bi- lindiği gibi reeskont hadlerinin arttı- rılması enflasyonu önleyici bir yol o larak tanınmaktadır. Çünkü pıyasada tedavül eden para miktarını azalta- caktır denir. Fakat tatbıkatta rees- kont haddi üzerinde oynayarak enf- lasyondu baskıyı büyük olçude azalt- manın mümkün olmadığı görülmek tedir. Fransada enflasyonla mücadele et- maksadıyle taksıtle satışlara da hafif tahditler konulm Fakat daha tesirli yorsa devlet masraflarım — azaltmak ve Cezayir hareketinin maliyetini dü- şürmek gerekirdi. Cezayir hareketi Fransaya yılda 400 milyar franktan fazlaya patlıyordu Bu, aşagı yukarı bütçe açığının tamamı dem Fransanın ilerde daha başka ted- birler almak zorunda kalacağına şüp- he yoktu. Nitekim Maliye Bakam Pa- ul Ramadier Milli Kredi Meclisi 0— nünde söylediği bir nutukta kredi kontrollarının yakın bir gelecekte ek vergilerle tamamlanması gerektiğini söylüyordu. Hindistan Plânlı gelişme Biz, plânlama.mümkü değil mi münakaşası ile yılları harcayıp olmak istemi- . dururken, Hindistan plânlamanın meyvalarını derlemeğe başlamıştır. Sanayileşme yolunda sağlam adım- larla ilerlemektedir Hindistamn ilk beş yıllık plânı 1951 de uygulamağa başlamıştı. O sıra- larda yiyecek durumu o kadar kötüy- dü ki, plâncılar dikkatlerini bu mese- le üzerinde toplamışlardı. Yani önce ziraat ele alınmıştı. Başarılı neticeler elde edildi ve Aaçlık tehlikesi savuş- turu Bugün Hint hükümeti ziraat saha- sını ihmal etmiş olmamakla beraber, sanayileşme yolunda hızla 11er1emek istiyor. 1956-61 arasında uygulan k planın ağırlık tır. Çünkü Hindistanın bu sahadaki imkânları çok geniştir. Yüksek kali- teli demir yatakları ço zengindir Madenlerin işlenmesi kolaydır; çün- kü birçoğu hemen toprağın yüzünden- dir Her birinin kapasıtesı bir milyon ton kadar olacak üç çelik fabrikası kurulmak üzeredir. Bugünkü çelik fabrikalarının kapasiteleri de arttırı- lacaktır. Bu işler için Alman ve İn- giliz firmaları ile işbirliği yapılmak- ta ve Ruslardan yardım alınmakta- dır. Böylece 1956 da 1,3 milyon ton o- lan çelik istihsali 1961 de 4,3 milyon tona çıkac aktı Öömür sahasında da ilerleme im- kânları vardır. Nitekim kömür istih- sali 38 milyon tondan 60 milyon tona çıkarılacaktır. . İstihsal edilen malları memleket içine dağıtmak için gerekli lokomotif ve vagonları imal etme işi de düşü- nülmüştür. Fabrikalar bütün imkân- ları ile çalışmaktadır. Bir İsviçre fir- masının monte ettiği bir vagon fabri- kası çalışmağa başlamıştır. Çimento istihsali üç katına çıkarı- larak 13 milyon tona ulaşacak, Alü- minyum istihsali de 7 bin tondan 25 bine çıkarılacaktır. Otomobil montaj ve parpa fabrika- larının kapasiteleri arttırılacaktır Tekstil sahasında da yeni rikalar kurulacak, birçok eski fabrıka modernleştırılecektır ğırlık sanayie — verilmiş olmakla beraber ziraat ikinci beş yıllık plânda da ihmal edilmiş değildir. Hem sula- ma hem de elektrik istihsal kapasite- sini arttıracak birçok büyük teşeb- büs yakında tamamlanacaktır. Mese- lâ tek başına Bakra-Nangal barajı 14 milyon hektar arazinin sulanma- sını mümkün kılacaktır. Sulamayı sağlıyacak daha başka tedbirlerle beş yıl içinde Aaşağı yuka- rı 8 milyon hektar arazi verimli hale getirilecektir. Sadece ekilen arazinin genişletilme- sine çalışılmakla kalmamakta, top- rağın verimini arttırma yoluna da gi- dilmektedir. Bütün bunlar hububat ve sebze is- tihsalini 15 milyon artırarak 1961 de 80 milyon tona çıkacaktır. AKİS, 27 NİSAN 1957