dan da, Toplantı Kanunundan da, Mil li Korunma Kanunundan da derin şi- kâyetler mevcuttu. Hele Basın Ka- nunu ve Toplantı Kanunu, sebebi an- laşılmayan kanunlardı. Partinin Ge- nel başkanı Adnan Menderes Basın Kanununu Meclisten geçirirken eski 6334 sayılı kanunla menedilemeyen ve tasvibi gayrıkabil olan, hakaret dolu neşriyattan örneklerin bir bro- şür, içinde toplanacağını — bildirmiş- ti. Fakat alâkalı daireler bu örnek- leri her halde bulamamışlardı ki bro- şür aradan gecen .uzun aylara rağ- men derlenememişti. Toplantı Kanu- nunun tatbikatı ise ortadaydı. Milli Korunma Kanununa gelince bir ucuz- lukla karşı karşıya kalındığı orta- daydı ve halk bundan memnundu. Fakat bazı ifratlara kapılınmış olma- sı geniş kütleleri rahatsız etmekten geri kalmıyordu. Her halde bütün Demokratlar pembe — gözlük taşı- maktan uzak bulunuyorlard lükten bir defa daha sıyrılacağı id- dia ediliyordu. Bazı muhalif millet- vekillerine bakılırsa bu surprızlerın açıklanmasını müteakip müsaid bir konjonktür içinde umumi seçimlere gidilmesini..beklemek hata olmazdı. Hattâ Meclisin yaz toplantısını bu- na bağlayanlar bile. bütün bunlar tahmınlerden -fakat i- yi haber alan çevrelerin tahminle- rinden başka bir şey değildi. Sürpriz var mıydı, yok muydu; bir şey söylenemezdi. Ama D.P. teşkilâ- tının — sürprize ihtiyacı — ortadaydı. Başbakan Adnan Menderes meşhur na ve Gazıantep nutuklarında akında müjdeler verecegını bil ıfadesıne göre "hayırlı ha- alacaktı. Sonra, Basın ve Toplantı Kanunları çıkmıştı. Mende- resin o sözlerile bunları kastedmedi- ği muhakkaktı. Teşkilâtın durumu, bunlara bağlı olacaktı ve bu hafta içinde Anadoludan gelenler D.P. he- A e uü Bir D.P. kongresi 2800'ler indirilmelidir Menderesin sürprizleri u haftanın başında Ahkarada, D. P. teşkilâtının şıkayetlerınden bahsedenlere bazı kimseler Mendere- sin sürprizler hazırladığını söylemek suretile mukabele ediyorlardı. prizler Dış yardım mevzuunda bek- leniyordu. Amerikanın vereceği pa- ranın -iktisadi ve askeri yardım o- larak- miktarının açıklanma zamanı gelmek üzereydi. Tahmin edilen rak- kam 130 milyon dolardı. Bundan baş- ka bazı — Beynelmilel - bankalardan borç temininin mümkün hale gelme- si ümidi mevcuttu. Nihayet NATO çerçevesi içinde dolar temin edecek siparişler alınması her zaman için muhtemeldi. Bunların anemiye müp- telâ olduğu Muhalefet tarafından bil- dirilen iktisadımız için geçeceği, ledileceği, AKİS, Adnan Menderesin 18 AĞUSTOS 1956 güç- n yerine. böylece,bütün dertlerin hal-. sabına o kadar nikbin davranmıyor lardı. C.M. P. Yalpa vuranlar Bundan bir müddet evvel, -bu a- yın başlarında bir salı günü, saat 17 sularında - Çorlunun Ahimehmet köyüne orta boylu, açık renk gözlü, az kalmış saçları kumral bir adam geldi. Koylule böyle bir misafirin gelecegını bılıyorlardı hazırlıklıydı- adı urrahman Bo- yacıgıllerdı Abdurrahman Boyacıgil- ler C.M Genel Sekreteri sıfatını taşıyordu ama bu mevkiin C. M.P. içinde, pohtık bir ehemmiyeti yoktu - bu, bir nevi başkâtiplikti ve meselâ “de Kasım Gülek'in iş- gal ettiği mevkı ile münasebeti mev- YURTTA OLUP BİTENLER cut değildi, hem de bahis mevzuu zat kendisinin 45 gün izinli olduğunu ilân etmiş, seyahate öyle çıkmıştı. Köylüler Ankaradan — gelen misa- firlerine karşı iyi davrandılar Bil- hassa C.H.P. mensupları, partilerin kısmen de olsa 1şbırlıgı yaptıkları şu sırada Genel Sekreterini kar- şıladılar ve agırladılar Köyde C.M. P.li vardı ama, bunların sayısı öyle- sine azdı ki bir C.M.P. ocağı dahi kurulamamıştı. —Zâten Anadolunun pek çok yerinde olduğu gibi köy hal- kı başlıca iki büyük parti - C.H.P. .P. arasında taksim olmuştu ve son hâdiseler C.H.P.yi içten içe kuv- vetlendirmişti. Abdurrahman Boyacıgiller'i, polis ve jandarma ekibi takip etti. Köylü- ler, daha çok alâkalandılar. Fakat C. M lileri bir yerde konuşmak için toplayan Genel Sekreterin ilk sözleri soğuk bir duş tesiri .yarattı. Genel Sekretere göre Türkiye'nin en kuv- vetli partisi C.M.P. idi. D.P. çökmüş- tü, C.H.P. liler mısır tarlasından bı— rer koçan gibi çekilmeli ve C.M.P.yı alınmalıydı. Kasım Gülek kendısıne jandarma ekibi de C.H.P. devrinden miras kalmıştı. Köy halkı bu konuşma duyulunca şaşırdı. Gazetelerde partilerin işbir- liği yolunda olduklarını - okumuşlar ve memnun da kalmışlardı. Halbuki, işte başketten gelen bir partili başka şeyler söylüyordu. — Genel Sekreter veda edip gitti. En fazla kızan C.H.P Misafirle onlar meşgul olm: salardı, Abdurrahman Boyacıgıllerı bir kaç kişiden ibaret kalabalık kar- şılayacaktı. En fazla sevinen ise, P.liler oldu. Kongreye hazırlık mı? enel Sekreter bütün Trakya se- yahati boyunca aynı şeyleri tek- rarladı. Her gittiği yerde, işbirliğinin aleyhinde bulunuyor, C.M.P. nin en kuvveth partı oldugunu söylüyor, e Hür. P.nden aklı olanın C.M.P geçecegmı ileri sürüyordu. Bir çok yerde köylü, orta boylu ada- mı bıyık altından gülerek dinledi. Zi- ra "Türkiyenin en kuvvetli partisi" daha kendi köylerinde ocak açama- mıştı, Buna mukabil D.P. nin ve C. nin ocağı faaliyetteydi. Maa- mafih başkentten gelen misafirin söz- leri, partilerarası işbirliği mevzuun- da ehemmıyetlı görülüyordu. Genel sekreterin geçtiği yerlerde, bilhassa C.H.P. liler derhal soğuk tavır takın- dılar. Kendi partileri aleyhinde konu- an bir zatı elbette ki normal misa- firperverlik hudutlarının dışında ha- raretle karşılayamaz, uğurlayamaz- lardı. Parti değiştirmeğe gelince, C. H.P. den C.M.P. ye adam almak sa- dece, hayaldi. Buna mukabil D.P. saf- larından ayrılanlar olabilirdi ama, onlar da doğrusu orta boylu adamın sözlerine fazla kulak verir görünmü- yorlardı. Bir çok D. P. linin gönlü Hür. P.ndeydi, kendi partisinde işle-