YURTTA OLUP BİTENLER kiyeden yeni talimat alınacaktı. Kon- feransın bizim için büyük ehemmi- i bizim Süveyş Kanalıyla olan a- lakamızdan ibaret sayılamazdı. Sü- veyş Kanalı bir su yoluydu; biz de bir su yoluna. Boğazlara sahiptik. 1- ki meselenin hususi maksadlarla bir- birine karıştırılması sürpriz sayılma- malıydı. Süveyşin statüsü görüşülür- ken bilhassa bize fazla dost sayıl- mayacak devletlerin Boğazların adı- nı ağızlarına almaları ihtimaline kar- şı hazırlıklı bulunmalıydık Gerçi bu mevzuda bizim görüşümüz açıktı ve senelerden beri aynı tezi müdafaa e- diyorduk. Nitekim Başbakanla heyet başkanı arasında İstanbulda yapılan müzakerelerde bu ihtimal gözden u- zak bulundurulmadı. Meselenin kendısıne gelince, Tür- kiyenin nazik a olduğu şüp- hesizdi. Bağdat paktındakı fiklerimizden bir tanesi İngıltere- Nasırın hareketinin aleyhindeydi, i- ki tanesi -Irak ve Pakistan- onu des- tekliyordu. Biz ne yapacaktık? Ara- bulucu rol oynamak istememiz muh- temeldi; ne var ki Mısırla ve konfe- ransa katılacak tarafsız blokla mü- nasebetlerimiz bizi o bakımdan a- vantajlı bir vaziyete — sokmu; Batılıları hararetle — desteklememiz de düşünülemezdi; zira husus! vazi- yetimiz inisiyatifimizi kesecek mahi- yetteydi. Kanal şirketinin" devletleş- tirilmesi ile Kanalın statüsünün ta- yini arasında fark vardı. — Bunların birincisini bazı şartlar altında hak- h görmemek Atatürk Türkiyesi için kabil değildi. Buna — mukabil statü bahsinde batılı devletlerin - yanında bulunmamız da klâsik dış politika- mızın bir ica İşi nisbeten kolaylaştıran cihet A- merikanın da ortada bir vaziyet al- ması ve meselesin usülü dairesinde hallim ister görünmesiydi. Bu de- vam ettiği takdirde Muharrem Nuri Birginin başkanlığındaki — heyetimi- zin Amerikalılarla işbirliği yapması akla en yakın gelen ihtimaldi. Fakat ra kabiliyeti ve gerektiğinde büyük metanet isteyecekti. Bu satırların yazıldığı andan itibaren — dünyanın gözü Londraya çevrilmişti. Protokol Tekzibi tekzip u haftanın başında İstanbul gaze- telerinden — bâzılarını okuyanlar, Dış işleri Bakanlığı Protokol dairesi idare edenlerin fena halde kızmış ol- duklarını anlamakta güçlük çekme- diler. Zira bu dairenin başında bulu- nan Bay Mardin bahis mevzuu gaze- telere öyle bir tekzip göndermişti ki, yenir yutulur şey değildi. Hiddeti cel- beden gazeteler Yeni Sabah, Vatan di. Bunların kabalıatı, Hilton otelınde Lıbya Kralı şerefine veril- ir ziyafetten — bahsetmeleriydi. Aslına bakılırsa, havadis öyle mühim de değildi. Meselâ Yeııı Sabah'ta de- nilen şundan ibaret "Libya heyetinin resmı ziyaretinin 10 Muharı'em Nuı'ı Birgi Baş bittiği dün gece Hilton Otelinde 500 kişilik bir ziyafet verilmiştir. Hilton otelinin açıldığı tarihten bu yana, 1 ay zarfında tertip etmiş olduğu ziya- fitlerin en muhteşemi olan bu ziya- fette, Lâlezar salonu iki Devlet reisi- ne tahsis edilmiş ve oradaki büfede içki olarak İskoç Viskisi, Beyaz, Si- yah şarap, Bira ve limonata ile do- mates suyu ikram edilmiştir. Hilton otelinin antresinde ağırlanan diğer misafirlere de yemek olarak, İstakoz, pılıç Mercan Balığı, buğulanmış Mer— sin balığı, dana kızartması, domuz söğüşü, börek, — muhtelif salatalar, muhtelif dondurmalar, muhtelif pas- talar, v.s. çıkarılmıştır. Toplantı 21. 30 dan gece 1 e kadar devam etmiştir." İşte, Bay Mardin'in ateş püskür- mesinin sebebi bu masum havadisti.' Protokol Umum Müdürüne göre, ga- zeteler yazıyı kasdı mahsusla yaz- mışlardı. - Bu tabır, son günlerde pek revaçtaydı-. Hususi maksat da, hal- ka yanlış fıkırler telkin etmekti. Bay Mardin bir de gazetecilik dersi ver- mekten kendini alamamıştı. Şöyle diyordu: "Gazetelerin, gazetecilerin ve muh- terem halkımızın gözü önünde olan bir ziyafeti bile böylece tamamile tahrif etme mahsus maksadının. me vcudıyetı hakkın en küçük bir tereddüt dahi bırakmamaktadır Sa- hih haber alma ve halka doğru ha- ber vermekle mükellef olan gazete- lerden bazılarının aslı olmıyan hâdi- selerle muhte umumi efkârı al- datmağa çalışmaları, cidden teessür verici pir haldir B arduıe göre, ziyafet adi bir ziyafetti ve alkollü içki de verilme- mişti. 16 çeşitli yemekten bahsedıl- mesi ise "hilafı hakikat" idi. Pro kol Umum Müdürü tekzıbını şöyle bı- tiriyordu: "Bu acı ve ibret verici, tashih ve tekzibi yapmak ayrıda elem verici bir mecburiyettir". Melodramatik eda taşıyan tekzibin neşrinden bir gün sonra, Yeni Sabah ziyafet vesilesiyle Hilton oteli müdü- riyetinin çıkarttığı talimatnameyi ay- nen neşrediyordu. Talimatname şuy- du: "Ma_ıeste Libya Meliki şerefine Büfeli Balo Mr. Gibril Shallouf, Baş kâtip 500 kişi garanti Cumartesi 11 Ağ. 56 Lobby - Lâlezar 21.30 - 1.00 NÜ Parıs Usulü İstakoz Piliç Söğüşü Bütün Mercan Belvu Kuzu Boyna Pren Rus Usulü Langust (Büyük kari- es) Rozbif Jardinyer Domuz Sogıışu (Jambon) Ev Usulü Bugulanmış Mersın Balığı Muhtelif Dolmalar Karışık Salatalar Meyveli Turtalar ve Pasta Taze Meyvadaıı Kompostolar Dondurm: Pöti Bör (Kuçuk pastalar) Fransız Usulü Hamur İşleri HUSUSİ TALİMAT VE ORGANİ- ZASYON : — Lalezarda Majeste Melik ve mısafırlerını teşkil eden Türk Vekil- ri için munzam küçük bir büfe ku- ı'ulacaktır Küçük bir Bar da kuru- lacaktır. î 2 — Bütün Lobby (antre) kulla- nılacaktır ve öğleden sonra saat 15 den itibaren halka kapatılacaktır Müzikli çay aşağıdaki terasta yapı- lacaktır. Portatif dans piştine belki ihtiyaç olacaktır. 3 — Orkestra 22.00 dan itibaren çalacaktır. Mikrofona ihtiyaç ola- 4 — Libya Elçiliği İskoç Viskiyi tedarik edecektir. Diğer yerlı içkiler, Bira, Limonata. Domates suyu. Kır- mızı - Beyaz Kavaklıdere Şarapları Büfede ikram edilecekt 5 — Büfede sigara bulundurıılacak- ır. 6 — Çiçek dekorasyonu Miss Mad- sen ve Otelin çiçekçisi tarafından ya- pılacaktır. — Türk — Libya bayrakları ile dekorasyon Mr. Shallouf tarafından yapılacaktır — İngilizce ve Türkçe olarak yol ışaretlerı konacaktır. kimseler Lâlezarda misafir edilecek- lerdir. 9 — Vestıyer KLM Otf€isinde kuru- lacaktır Yeni Sabah yazısını "evvelki gün vermiş olduğumuz havadisi tam ve diğer teferruatını haiz olarak ver- mek bizim için ayrı bir zevk ve şe- ref vesilesi olmuştur" diye bitiriyor- du. Gazete hakikaten kibar davran- mış ve ne acılıktan, ne ibretten, ne de elemden bahset Ama anlayana, AKİS, 18 AĞUSTOS 1956 mişti. sivrisinek sazdı!