YURTTA OLUP BİTENLER Gosterı Yuruyuşlerı hakkındaki ka- n bir aylık tatbikatı pek çok sozlu soruya sebep olmuştu meselenin Mecliste ele alınması fay- da verecekti. Hür. P. istizah takriri hazırladı. Çeşitli anlayış Hakıkaten şu son bir ay, idare a- damla pek müşkül vaziyetler- de bırakan bır ok hâdiseyle dolu olarak geçmişti. Bir il kongresine sadece delegeler alınmış bir il kon- gresine herkesın girmesine müsaade olunmuştu; bir il kongresinde hatibi alkışlayan delegeler hakkında dava açılmış, bir il kongresinde hükümet komiseri alkışın serbest — olduğunu söylemişti; bir ilde polis hasbıhal şek- lindeki toplantıyı dağıtmış, bir ıld buna seyirci kalmıştı el sıkmak suretile tezahürata vesile vereceğini ihtar eden vazifelilerin bu ikazlarına riayetsızlık sucundan altı ay hapse Ve bin lira para cezasın mahküm edilmişti; bır yerde mıllet— eri daht halkla temas ettiril- memiş, bir yerde karışan olmamıştı; bir şehirde muhalefet mensupları geldığınde bütün emniyet kuvvetleri seferber edilmiş, bır şehirde sadece müdürü vazifeli görünmüş, bır şehırde hiç kımse aldırmamıştı Ne yapacağını bilen yoktu ve her- kes kendi anlayışına göre u yürütüyordu. Gerçi işin sonunda a- kıl İç İşleri müsteşarı Dilâver Ar- gun'dan soruluyordu ama, tavsıyelerı, talımatları, emirleri her ama, Ş uyor, be e hallerde degışık kararlar çıkıyo B n bunlardan alınan netıce ba- tti: T oplantılar ve Gi Yürü- yuşlerı ile alakalı kanun çok aceleye gelmiş, bır takım boşlukları kalmış, bılhass akikf gayesinin ne oldu- ğu anlaşılamamıştı Adnan Mi res son tedbirlerin medeni memle- ketlerden alındığını bildirmişti. at bunların öyle tat! katları mev- cuttu ki, bu hassalarının pe ül çıkmıştı Eger gaye memlekette bü- tün siyasi faaliyeti yok etmekse, bu neviden tatbikata anca man' müsamaha edilebilirdi. Gayenin bu olmadığı ise, Meclisteki müzakereler sırasında ifal olunmu tu. O halde, ne yapılacaktı? İşte, herkesin sordu- ğu sual buydu. Zira polıtıkacılar yurt dolaşmalarım - bırakmak iyetinde gorunmu orlardı Hattâ "sıyası tu- ristler" artacaktıbıl . Bazı ıçınd eki davranacaklar, beldelerine politikacılara karşı ne muamele ede- eklerdi ? tatbikatındaki ade D.P. birbirini in aleyhi- Kanunun tutmazlık en zi e oluyordu. vazıfelının hareketı D. nâh defteri yazılıyor, garıp tat- bıkat vatandaşı düşündürüyorı Lo- kantalarda masaların bırleşmesının, evlerdeki hususi ziyafetlere karışıl— masının kanun icabı olduğun; mak kolay 6 değildi Dılaver Argun Marko Paşa Allahtan ki Meeclise bir çok sözlü so ru verilmişti ve bunların ele alınması ışık yerine geçecektı Fakat asıl a- lâka. uyandırı müzakerelerin D. grubunda cereyan etmesini beklem k lâzımdı. Ne var ki onların tafsilâtı gazetelere aksetmeyecektı Bakınız, Basın Kanunundaki tadilâtın o mad- desi son derece, ama son derece sa- rihti. Cemal Göktan Bir kanun anlayışı D. P. Gene 2800 ler u haftanın başında, seçmenleriy- e temastan Ankaraya dönen bir milletvekili Ankara Palasın bahçe- sınde arkadaşının kulağına eğildi ve: — ersen de, halkın hâlâ Üze- rmde en ziyade hassasıyetle durdu- ğu meselelerin başında milletvekille- Ti ödenekleri geliyor" dedi. Hemen hemen aynı esnada, Anka- raya haylı uzak bir köşede - Mene- de- bir parti kongresinde söz a- lan delegelerden biri milletvekilleri ödeneklerinin kısılmasını — istiyordu. Ucuzluk var deniliyordu, fiyatlar in- riliyor, kârlar ayarlanı ordu. O hal- de milletvekilleri maaşları da azal- tılmalıydı. Mılletvekıllerı ucuzluğu hissetmiyorlar mıydı? 2800 lira ha- kikaten çoktu. İşin en güzel tara- kongrenin Muhalefet partilerin- D.P. nin kongresi Meclisin bir aylık devresınde pek çok milletvekili seçmenler in aynı lıne maruz adem ki ucuzluk var, siz de 2800 lerinizi indirin Nitekim bu temaslarından, edindi- ği intiba iledir den anlaşılıyordu ki Demokr: tililer de milletvekilleri maaşını çok buluyorlar ve indirme — yapılmasını istiyorlardı. Alâka uyandıran kongreler Gazeteler Muhalefet liderlerinin seyahatlerim ve onların bulun- kları kongreleri takipten İktidar partisi toplantılarına ayıracak vakit ulamıyorlardı. uki asıl alâka uyandıran sözler oralarda söyleni- yordu Gerçi bu kongrelere polis ve- ya jandarma müdahale — etmiyordu, savcılar her kelimeyi dikkatle din- lemiyordu, kapılar bacalar da atkı sıkıya kapatılmıyordu. Fakat — öyle zamanlar oluyordu ki kürsüden söy- lenilen sözler Muhalefet toplantıla- rında yapılan şikâyetleri bastırıyor- r ki bunlar, gazeteciler ta- rafından layıkı veçhile takip edile- du. Bazı Demokrat mılletvekıllerının de şuphesız müşahede etlikleri gibi halkın bir takım klâsik dertlerı var- dı. Bunlar Muhalefet kongrelerinde de, İktidar toplantılarında da tek- rarlanıyordu. Rejim meselelerıyle a- lâkadar olanlar Muhaliflerden ibaret değildi; D.P. ye samimi surette go- nül vermiş bir çok vata di" diye düşünüyordu. Gerçı Basın, Topl ntı ve Milif Korunma Kanunlarının çıkarılması üzerine dev- let adamlarımıza çekilen telgraflar okumuştu. Bunlarda hep, tabit- memnuniyet ifade edılıyordu Fakat yurdu dolaşanlar, başka türlü düşü- nen vatandaşların, hem de Demokrat Partili Vatandaşların mevcudiyetini müşahede etmişlerdi. Basın Kanunun- AKİS, 18 AĞUSTOS 1956