AKisS Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene: 3, Cilt: VII, Sayı: 118 Rüzgârlı Sok. Ovehan Kat: 3 Daire: 7 P. K. S82 ... Ankara 18992 (Yazı İşleri ve İdare) Fiatı : 60 Kuruş Neşriyat Müşaviri : Metin TOKER İmtiyaz Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden Mes'ul Müdür Yusuf Ziya ADEMHAN Umumi Neşriyat Mı;idürü : Hamdi AVCIOĞLU Teknik Sekreter D M. Nevzat ÜNLÜ Karikatür TURHAN Fotoğraf : Hüseyin EZER Osman ÖZCAN ASSOCIATED PRESS TÜRK HABERLER AJANSI Klişe : ; Doğan Klişe ATELYESİ Müessese Müdürü : Mübin TOKER Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira İlan Şartları : 4 renkli arka kapak (Tam Sayfa): 350 lira Kapak içi 300 lira, metın sayfaları Santimi 4 | Dizildiği ve Basıldığı Yer : Rüzgârlı Matbaa — ANKARA Tel: 15221 Basıldığı tarih: 9.8.1956 Kapak resmimiz Sırrı Atalay Masuniyetsiz milletvekili Kendi Aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları vvelâ, iptidaif — Mau-Mau'ların E diyarında cereyan etmiş şu hi- kâyeyi dinleyiniz. Hadıse, Ken- yanın bir kasabasında geçiyor. İn- giliz idareciler, bundan iki sene kadar evvel, kendilerince son de- rece makbul sebeplerden — dolayı yerlilerin tren — istasyonuna gir- melerini men ediyorlar. - Kararın alınmasından önce, mahalli lider- ler İngilizlere başvuruyor ve böy- le haysiyet kırıcı bir tedbire lü- zum olmadığını söylüyorlar. Niha- yet istasyona girmek hakkı ve hürriyeti, basit zenci için hakla- rın ve hürriyetlerin en masumudur. Onu bundan men etmeğe çalış- mak, sebep ne olursa olsun, asla müdafaa götürmez. Fakat Ingılız- ler israr ediyorlar ve yerlılerın istasyona giremeyecekleri gün i- lân olunuyor. Her hangi bir ka- rışıklığa meydan verilmemek ü- zere mahalli idare tedbırlerını de alıyor inlemeyenlerin derhal tevkif edileceğini — bildiri- yor. Yasağın başladığı saatte, mahal- İin yerli belediye başkanı erken- den belediye meclisi azalarıyla beraber geliyor ve istasyona giri- or. Polis evvelâ ihtarda bulunu- yor, kimse dınlemıyor Bunun ü- zerine yasağa, riayetsizlik göste- renler tevkif ediliyor. Fakat be- lediye başkanı ve azalarını istas- yonda diğer yerli büyükleri takip ediyor. Onlar da tevkif olunuyor- lar. Polise hiç bir itiraz yoktur, her şey derin bir sukünet içinde cereyan etmektedir. İngilizler şa- şırıyorlar. Yerliler akın halinde is- tasyona gelmekte ve tevkif olun- maktadır. Herkes belediye başka- nının izini takip etmektedir. Ko- laylıkla anlaşılıyor ki Kenyalılar bir pasif mukavemet tertiplemiş- lerdir. En tabii haklarından mah- rum mu edilmek isteniliyorlar? Buyrun! Hepsinin boyunları kıldan incedir ? İngilizler arzuladıkları ya- sakları koyabilirler. Kuvvet onla- rın elindedir. Bunları sıkı şekilde tatbik de edebilirler. Ama tevkif edilmeyi göze alanların, hürriyet- leri uğrundaki mücadelesini — dur- durabilirler mi? Hayır! Hem ne hürriyet.. İstasyona girebilme hürriyeti! Fakat bahis mevzun o0- lan Mau-Mau'lardır ve öyle görü- lüyor ki bunlar, seviyeleri icabı, istasyona girebildikleri müddetçe kendilerini insandan — saymakta- dırlar. İngilizler ne yapacaklarım bile- mez hale geliyorlar. Bütün kasa- ba halkı, kütle halinde istasyona koşmakta ve orada İngilizlere tev- kif olunmaktadır. İş o hali alıyor ki içerdekiler dışardakilerden ka- labalıklaşıyor. Hapishanelerde yer kalmamıştır. Ne yapılacaktır? İn- gilizler iptidai değildirler. İptidai olsalardı, bu vaziyet karşısında ku- mandan evindeki aynaları kırar. yüzünün bütün kıllarını koparır. sonra da istasyona giren her yer- linin o anda kurşuna dizilmesini emrederdi. Fakat akıllı Ingılızler öyle yapmıyorlar. Bun Kenyayı kana hoyayacagını, mıl- letlere tek çıkar yol olarak isya- nı ve ihtilâli bırakmam: basit devlet adamlığı basıretı ol- duğunu biliyorlar. Kediyi duvarın dibine kıstırıp dovmekte fayda yoktur. Mahalli idare sabahleyin koydu- ğu yasağı akşam üzerinden evvel kaldırıyor Yerliler istasyona gi- riyorlar. üşününüz, — hâdisenin geçtıgı yer, iptidat Mau-Mau'ların diyarıdır. Kenyanın küçük kasabası sa- kinlerinden, dünyanın diğer ta- rafında yaşayan pek çok insanın alacak bir ibret dersi vardır. Hür- riyetleri gasbedilen kimseler, bir nisbet dahilinde kusurludurlar. E- ğer bu hürriyetler hakikaten kıy- metli olsaydı onun sahipleri can- larını dişlerine takarlar ve onları mutlaka korurlardı. İsyan, ihtilâl.. Hayır! Bunlar iptidai cemiyetlerin marifetleridir. Vatandaşlar ve mü- esseseler küçük hesapları bir ta- rafa bırakır da üzerlerine düşeni yaparlarsa dünyanın en buyuk za- limi yeni doğmuş çocuk ar zararsız hale girer. Diktatörleri yaratanlar, içinde yaşadıkları va- sattır. Herkesten mutlaka basi- ret, idealizm, demokrasi — inancı beklemek abestir. Ama madem ki bunlardan mahrum olanları yo- la getirmek, yola — gelmeyen- le de — kulaklarından — tutup fırlatmak — kabildir, - bütün me- sele lazım gelen medeni cesareti göstermektir, hür yaşama azmi- nin dayanıklılığıdır, o halde sadece ve sadece zulüm yapanları haksız saymak hatalı bir görüş olur. Kü- çük kasabanın belediye başkanı, 0- nu takip eden eşrafı ve nihayet kalabalık halk pek âlâ tevkif e- dilmeyi göze almayabilirlerdi. O taktirde trenlerm, sıyahılerın gö- zünden şu anda dahi uzak gelip geçecegınden herkes emin buluna- bilir. Tevkif edilme ne kelime? ) alçaklıkların, miyetsiz görünen şerefsızlıklenn üstüne uzun süren — istibdatların kurulduğunun şahididir. Daha güç para kazanacağını sanan serbest meslek erbabı, maişetini daha müşkül temin edeceğini sanan hâ- kim. "hayır" demesini bilmeyen memur, nihayet, hürriyetlerinin te- ker teker yok edilmesini kayıtsız seyreden vatandaş ve kendisine bil- fill zarar verilmedikçe başkaları- nın, belki de kendi hak ve hürri- yeti için uğraşan başkalarının des- teği olmayı reddeden küçük adanı Kenyadaki Mau-Mau'lardan çok iptidai, çok gayrı medenidir. Saygılarımızda AKİS