DÜNYADA OLUP BITENLER Devletleştırme kararından sonra Suveyş Kanalından geçen bır Ingılız tankerı Yarın da geçebilecek mi? tirmenin gayesinin milletlerarası bir mahiyet değil, tamamen milli mahiyet taşıdığı da — anlaşılmakta- dır. Bu bakımdan, Mısır hükümeti tarafından tutulan hareket tarzı, han gi zaviyeden bakılırsa bakılsın, 1888 andlaşmasıyla garanti edilen — geçit emniyet ve serbestisini tehdit — eder cinstendir. Mısır hükümeti, tek ta- raflı olarak, 1888 andlaşmasına im- za koyan veya bu andlaşmaya imza koymayıp da andlaşmanın temin et- tiği geçit emniyet ve serbestisinden faydalanan devletlerin rızası olma- dan böyle bir harekete tevessül et- memeliydi. —Tebliğe göre, üç Batılı devlet, bu konuda barışcı bir hal tar- zı bulma için, Mısır'ın kanal üze- rindeki milli menfaatleriyle telif e- dilebilecek bir beynelmilel — sistemin kurulmasını istemektedirler. Bu bey- nelmilel sistem kanaldan geçit em- niyet ve serbestisini temin — edeceği gribi seyrüseferi de tanzim etmek yet- kisine sahip olacaktır. Uç Batılı devlet, bu sistemi kur- mak üzere, beynelmilel bir konferan- sın toplanmasını istemektedirler. Bu beynelmilel konferansa 1888 İstan- bul andlaşmasına imza koyan dev- letlerle bu andlaşmanın sağladığı ge- çit emniyet ve serbestisinden — geniş ölçüde faydalanan devletler cağırıl- maktadır. Bilindiği gibi, — İstanbul andlaşmasını Mısır, Fransa, İtalya, Hollanda, İspanya, Türkiye, İngilte- re ve Rusya imzalamışlardı. Tebliğ göre kanaldan en fazla faydalanan diğer devletler de şunlardır: s- tralya; Seylan. Danimarka, Habeşis- tan, Batı Almanya, Yunanıstan Hin- dıstan Endonezya, İran, Japon ya, Yeni Zelanda, Norveç; Pakıstan Por- tekiz. İsveç ve Birleşik Amerika. Şimdi bütün iş bu konferansın top- lanmasına kalmış, bütün gözler 16 Ağustosta — Londra'da — toplanacağı söylenen bu konferansa dikilmiştir. Ancak şu satırların yazıldığı sıralar- AKİS, I1 AĞUSTOS 1956 da, İngiltere hükümeti tarafından bu konferansa davet edilen devletler he- nüz cevaplarım bildirmiş değillerdi. A. B. D. Bir grev sona erdi eçen ay içinde, Birleşik Ameri- son yılların en önemli grev hareketı ile karşı karşıya bulunuyor- u. Tam bir ay süren bu grev, geçen hafta nihayet sona ermiş ve Birle- şik Amerika ağır endüstrisi, hiç ol- mazsa üç yıllık bir müddet için, ra- hat bir nefes almak imkânına ka- vuşmuştu Birleşik Amerika'ya bir ay müd- detle korkulu rüyalar gördüren bu grev hareketi, çelik endüstrisi işçi- George Humphry Ağız değiştirdi lerinden gelıyordu 650.000 - çelik en- düstrisi işçisi Temmuz ayının başın da, çelik endüstrisi işverenleriyle an laşmazhğa düşerek, fabrikaları ter ketmişlerdi. Grev, ilk defa olarak geçen yılın sonlarına doğru birleşen iki büyük işçi teşkilâtı, A.F.L. (A- merican Pederation of Labor-Ame- rikan Çalışma Federasyonu) ile C- O. (Cönfederation of Industrial O. ganisation - Endüstriel Teşekküller Birliği) tarafından müştereken idaa ediliyor ve Amerikan çelik istihsa linin yüzde 90 1ını tehdit ediyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse A- merikan çelik işçilerinin ücretleri hiç te düşük sayılmazdı. Çelik işçileri Amerika'nın en iyi para alan işçile- riydi. Bir Amerikan çelik işçisi, or- talama olarak, saat başına 2,47 lar alıyordu. Bu bakımdan, çelik iş- çilerinin ücretlerinin duşuk olduğu- nu ileri sürerek greve kalkışmaları beklenemezdi. Gerçekten, işçileri gre ve sevkeden amil, kendilerinin o itiraf ettikleri gıbı ücret düşüklü ü Amerikan çelik endüstrisi — işve renleri, Amerikan endüstrisinin i- düşünerek, çelik istihsallerini yılda 15 milyon ton kadar arttırmak için bir gelişme plânı hazırlamışlardı. Bilindiği gihi Amerika'nın yıllık çe- lik istihsali 123 milyon tondur ve bu dünya çelik istihsalinin yüzde 40 n Amerikan çelik endüstrisi işverenle rinin, herşeyden önce, yeni ve önem li yatırımlara 1ht1yaçları vardır. Yeni ve önemli yatırımların buluna bilmesi için ise, bu yatırımları ya- pacaklara, paralarını istikrarlı bu istihsal koluna yatırdıklarına inan- dırmak gerekmektedir. Amerika çelik endüstrisi alanı, aslında gayet Önemli ve verimli bir istihsal - ko-