rar Yunanistana dönmüşlerdir. Niar- kos Pire'de gemiler arasında büyü- müş, tahsilini Atina Üniversitesinde ikmal etmiş, daha sonra amcasının fabrikasında çalışmağa başlamıştır. 1935 yılında ticaretin durgun olduğu bir sırada amcasını nakliye parası verecek yerde bir emi almağa ve buğdayı bunlarla Arjantınden ge- tirmeğe ikna etmiştir. 1939 da amca- sından ayrılarak — yalnız çalışmağa başlamış ve ödünç para temin ede- rek gemi satın almağa başlamıştır. Amerika' nın harbe girdiği sırada Ni- arkos'un 14 gemisi vardı. Niarkos bunları Amerikan ve İngiliz hükü- metlerine kiralamış ve kendisi de Yu- nan kraliyet donanmasına güverte zabiti olarak katılmıştır. Harpte ba- tan 6 gemisinin sigorta ücreti olarak 2 milyon dolar almış ve harpten son- ra tekrar filosunun başına geçmiştir. 1947 de şileplerini satmağa, bunların yerine uzun mücadelelerle tanker sa- tın almağa başlamıştır. Servetin menşei 946 tarihli Ticaret gemilerinin sa- tışlarına dair kanun gereğince bu gemilerin dost yabancılara satılma* sına müsaade ediliyordu. Niarkos 6 adet 16 biri tonluk T-2 tankeri almak için müracaat etmişti. Fakat Ame- rikan donanması savunma mülâhaza- lâriyle bu tankerlerin — Amerikalılar elinde kalmasını tercih ediyordu. Ni- arkos buna da bir çare buldu. Kuzey Amerika Gemicilik ve Ticaret Şirke- tini kurmuş ve hisse senetlerinin yüz- de 75 ini Amerika'da doğmuş olan kızkardeşine, Amerikan tebaası bir Yunanlı dostuna ve iki Amerikan iş adamına devretmişti. Gemiler Ame- rikan bayrağını — taşıyacakları için artık ortada mahzur kalmamıştı. Ni- arkos bu gemileri karışık kombine- zonlarla bir Panama Şirketine kira- lamıştı. Böylece Amerikan vergile- rinden muaf tutulmayı — sağlamıştı. Niarkos bu şartlarla 8 petrol tankeri, 6 adet de şilep satın almıştı. Harp fazlası gemilerin satışlarından elde edilen fahiş kârlar mevzuu Kongre- ye getirilince Niarkos'la kayın bira- deri Onassis'in gemileri ne şekilde aktıkları meydana çıkıverdi. Kongre tahkikat komisyonu e ortak- larının Amerikalıların mülkiyetinde kalmak şartiyle beş T-2 tankeri sa- tın aldıklarını tespit etmişti. e ve ortakları sonradan bu tankerleri Niarkos'a satmışlardı. Adalet bakan- lığının kayıtlarına — göre, gemilerin Panama bandırası altında bulunduk- ları müddet içinde Casey ve şerikle- rinin ödemekten kurtuldukları vergi miktarı bir milyon dört yüz lardı. Tankerlerin sahipleri dolar sermaye ile 3 milyon 200.000 dolar kazanmışlardı. Casey güç halle mahkümiyetten kurtulmuştu. Adalet Bakanlığı 1953 de Niarkos ve Onas- sis aleyhine dâva açtı. Bacanakların gemilerine el kondu, adamları tevkif edildi. Niarkos 4 milyon dolar öde- mek suretiyle dâvayı durdurdu. Tek- rar ele geçirdiği 13 gemiyi yabancı firmalara — devretmek — için ayrıca 8.579.000 dolar daha ödedi. Ameri- ka'da üç süper tanker inşa ettirme- yi de şart olarak kabul etti. 32 s P O R Kulü pler Osman Kavrakoğlu Dümene geçen kaptan Kopan bağlar Geride bıraktığımız hafta içinde orta boylu, tıknaz, sarışın kıvır- cık saçlı bir adam, etrafım saran ga- zetecilere: "Fenerbahçe kulübü ken- disini kurtaracak saha ve seyirci kitlesine sahiptir. Vecibeleri yerine getirilmeyen dostluk mukavelesi ile hiç kimseye haraç vermek niyetinde değiliz. Madem ki Beşiktaşlılar dost- turlar, o halde niçin dost bir kulübün almış olduğu futbolcuya pey akçesı sürüyorlar? Bu onların hakiki ni- yetlerini ortaya koymuştur. Her ne pahasına olursa — olsun Fenerbahçe kulübü bugün alelade bir kâğıt ol- Se_ı_dri Usuoğlu Öfkeli idareci mak hüviyetini taşıyan dostluk mu- kavelesini feshetmek karar ve az- mindedir” diyordu. Bu sert konuş- mayı yapan Fenerbahçe kulübü ikin- ci başkam Osman Kavrakoğlu idi. Beykozdan transfer ettikleri Şirzat'a Beşiktaşın, transferin son günlerinde talip çıkması Fenerbahçeli idarecile- rin canını fazlası ile sıkmıştı. AKİS, bu meseleye evvelki sayılarında temas etmiş ve meşhur dostluk mukavele- sini kulüplerin hiçe saydıklarını ve rekabete tutuştuklarını, en ufak ha- diselerden faydalanarak kuvvet de- nemesine giriştiklerini — belirtmişti. Nihayet bu rekabet arzulanan mec- radan çıkmış, bir ihtilâf mevzuu teş- kil etmiştir. Aradaki boşluğun doldu- rulması için artık çok geç kalınmış- tır. Fenerbahçelilerin misillemesi Bir masa etrafında toplanan idare- ciler heyecanlı görünüyorlardı. Beşiktaş'ın tutumuna — mukabelede bulunmanın icap ettiğine inanmıyan yoktu. .Fikir, bir idareci tarafından ortaya atıldı ve diğerleri bunu kısa zamanda — benimseyiverdiler. — Evet, Beşiktaş'a bir misillemede bulunmak zamanı gelmişti. Bu yapılmıyacak 0- lursa Fenerbahçe — efkârı umumiye karşısında küçük düşecekti. Derhal tatbikata geçmek kararı alındı. İda- reciler, dostlarına şöyle bir azizlikte bulunuyorlardı Beşiktaşlı Ahmet'i Fenerbahçeye almak.. Ahmet zaten kulübü ile ihtilâf halinde idi ve za- man zaman Fenerbahçe 1darecıler1y— le temas edıyordu Ahmet'in Fener- bahçe'ye geçeceği rıvayetı en selâhi- yetli agızlar tarafından tekzip edili- yo rdu. Fakat artık durum değişmiş- Misilleme hareketıne - idarecilerin 1fadesı ile - geride bıraktığımız haf- tanın Cuma günü girişildi. İdareciler saat 13.30 sularında kulüp lokalinde toplantı — yaptılar. Kavrakoğlu bu toplantıda hazır bulunuyordu. İda- re heyeti Beşiktaşlı Ahmet'i de dın— ledi. Anlaşma kısa zamanda tem i. Işın mukavele faslına geçıldı Bunun için plânlar kuruldu. Bu plan mucibince Ahmet ve diğer 1darecıler saat 16.00 da Istanbul da Fenerbah- çeli idareci Sedat Bayur'un yazıha- nesinde buluştular ve Yedinci Noter huzurunda mukavele imzalandı. Bu sırada diğer idareciler Ahmet'in böl- gedeki muamelesini tamamlamakla meşguldüler. Sıraselvilerdeki bir ga- zinoya giden Ahmet ve Fenerbahçe idarecileri bir anda gazetecilerin hü- cumuna uğradılar. Futbolcu Ahmet ve idareciler bu ant baskın karşısın- da mütebessim pozlar vermek zorun- da kaldılar. Söz düellosu Haber, spor çevrelerinde bir bom- ba tesiri yarattı. Fenerbahçe ta- raftarları transferden çok memnun- dular. Beşiktaşlılar ise aynı derecede müteessir — görünüyorlardı. İşte bu hava içersinde Beşiktaş kulübü umu- mi kaptanı Sadri Usuoğlu'nun sesi AKİS, 11 AĞUSTOS 1956