YURTTA OLUP BİTENLER samaha ile temin olunacağı fikrinde bulunanlara hak verdirecek (bir mü şahedeydi. Her sert tedbir bir şıd— detli reaksiyona yol acıyor, onu iza- le için getirilecek yeni tedbir yeni reaksiyon doğuluyor ve böylece bir fasid çember teşekkül ediyordu. Çem berin kırılmasının ği muhak- kaktı. D.P. (milletvekilleri 1ç1nde böy- le düşünenler de çoktu. Hususi soh- betlerde bunu ifade ediyorlardı. Fa- kat aynı fikri hiç olmazsa grupları- nın kürsüsünden , tekrarlayacaklar mıydı? İşte, Ağustos çalışmalarının en alâka uyandıran tarafı bu olacak- ti. Zira bir diğer kısım D.P.'lilerin de hulü değildi. Bunlar siyasi hayatın gevşemesini, basının — sessizliğe gö- mülmesinin teminini mutlak surette arzuluyorlardı. Madem ki alınan ted- birler az gelmişti, madem ki ne ga- zeteciler ve ne de politikacılar sus- muşlardı, o halde vidaları biraz daha sıkmak lâzımdı. İki görüş arasında büyük fark olduğu ortadaydı. Kimin kazanacağı ise büyük ölçüde Başba- Menderes'in tutumuyla alâkalı olacaktı. Ucuzluk meselesi illetvekillerini meşgul eden bir başka mesele de ucuzluk mesele - . Fiyatların indiği muhakkaktı, fakat şikâyetler de o nisbette artmış- tı ve hemen her milletvekilinin dosya sında bu mevzuda bir çok seçmen müracaatı vardı. Bilhassa İstanbul milletvekilleri — dolu vaziyetteydiler. Ucuzluğun hakiki mahiyetinin ne ol- duğu hususu ve gidişin nasıl devam ettirileceği mühim bir dâvaydı. Meş- hur bir Amerıkan ajansı —bu sefer X. P. değil S.- i Sabah'ta çıkan hususi — haberınde Randall ın aleyhimizde rapor tanzim ettiğini ve Türkiye'ye — borç verilmesine karşı vaziyet aldığını bildirmişti. Doğru- dan doğruya ikan yardımının da fazla olmadığı biliniyordu. Gerçi şimdilik bazı tahsisler yapılıyor, ba- zı kombinezonlar bulunuyordu. Fa- kat bu herşeyden çok Maliye Bakanı Nedim Ökmen'in şahsi ustalığı neti- cesiydi. Milletvekilleri bunun üzerin- de ehemmiyetle duruyorlardı. Bu ba- kımdan grupta hükümetten izahat istenmesini beklemek lâzımdı Dış meseleler ihayet mühim dış meseleler var- dı. Gerçi Süveyş hâdiselerinin çık- ması Kıbrıs işini küllemişti. Nasır'ın hareket tarzının İngiltere ve Ameri- ka'nın gözlerini açmış olmasını bek- lemek Jlazımdı. Fakat ne de olsa Meclisin bu devresinde diş meseleler üzerinde İktidarın ve — Muhalefetin görüşlerinin açıklanması beklenilebi- mumi tahmin, ilk çalışma günle- rinde tehlikesiz mevzular üzerinde durulacağıydı. Böylece D.P. grubu- nun nabzının yoklanmasına imkan nasıl olacaktı. Pek çok şey bu nab- zın atış şekliyle alâkalı olacaktı. Ha- 10 Kapaktaki Politikacı Sırrı Atalay B ırkaç zamandanberı orta boy- , biraz, ca bir genç adam rk sık Adlıye kon— dorlarında — görülmektedir. genç adamın savcılıktan çıktığı— nı görenler, mendiliyle — terlerini sile sile Adliye merdivenlerine tır- mandığına şahit olanlar hayret etmekten kendilerini adamıyorlar- dı. Zira Adliye korıdorlaı'mın bu yeni gediklisi Kars mılletvekılı Sır- rı Atalaydan başkası değildi - ve mılletvekıllerının tesrıı masuniye- ti olduğunu bilmeyen yoktu. Fakat Sırrı Atalay masuniyetsiz bir mil- letvekiliydi. Masuniyeti Meclis ta- rafından kaldırılmıştı, — hakkında dört ayrı mevzuda tahkikat a: çıl— . İşte Sırrı Atalayın sık s Adliye koridorlarında gorunmesı- nin sebebi buydu. Savcılıga celbe - diliyor ve ıfadesı alınıyordu. Politika haya tında ateşlı bir hatip olarak şöhret yapan Sırrı Atalayın, iktidarı ne kadar tas- vib etmiyorsa, o kadar da muha- lefetin tutumunu beğenmediği bi- liniyordu. Sırrı Atalay çok genç yaşında atıldığı polıtıka hayatın- a kısa zamanda temayüz etmış- tı Mensubu bulunduğu C.H.P Meclis Grubu Başkan Vekıllığıne kadar yükselmiş, Genel İdar rulu üyeliğine seçilmişti. Fakat Sırrı Atalay ateşli mizacının te- siriyle mesai arkadaşlarıyla bag- daşamıyordu. Kendi, ifadesine gö- re, lıder organlarda hızmet etmek için tcerübe ve siyasi emeğe ih- tiyaç vardı ve politikada tavize, zıkzaglı harekete asla — taraftar bulunmuyordu. Bu görüşün Atalay tarafından aretle mü- dafaa edileceği anlaşılıyordu Ni- tekim C.H.P. nin son Kurultayın- da en sert, en heyecanlı tenkitler. va hükümet için fazla müsait görül- mediği takdirde bir kaç kanunla ik- tifa edilmesi ve tatilin ıkıncı kısmı- na süratle girilmesi muhtemeldi. Me- rak mevzuu olan ba şka bir husus da, sabık Dış işleri bakanı Fuad Köp- rülünün çalışmalara katılmak üze- re Ankara'ya gelip gelmeyeceğiydi. Hür. P. Pazu şişirenler illetvekilleri Ankara'ya toplan- maya başladığı sıralarda Hür. P.nin hararetli bir faaliyet içinde ol- duğu gözden kaçmıyordu. Nitekim hafta arasında Fethi Çelikbaş' 1n bir çıkışı bütün nazarları Hür. P.ne çek- ür. P. mevcut bayat şartları mu- vacehesinde - milletvekillerinin aylık- larını çok buluyor ve "2800'ler indi- Sırrı Atalaydan geldi. len parti kademelerinde va- zife almıyan ve sadece milletve- kili vasfını muhafaza eden Sırrı Atalay 37 sene evvel sıcak bir A- ğustos gününde Karsın Göle kaza- sında dünyaya gelmişti. Göle! en eski, en köklü aılelerınden bın olan Hacı Alaybeyoğullarına men- suptu. İlk tahsilini doğduğu mem- lekette yapan Sırrı Atalay, mü- eakiben Karsa giderek lise tah- sılını tamamladı. Ankaraya gele- rek yüksek tahsile başladı ve 1942 d ara Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Askerlik — hizmetin- den sonra hâkimlik mesleğine in- tisap etti. Hâkimlik stajını ta- mamladıktan sonra Kığı hâkim muavinliğine tayin olundu. 1950 seçımlerı arefesinde Lice savcısı bulunan Sırrı Atalay hemşerileri- nin teşvıkı ile yoklamanın son santiarında telgrat]a adaylığını bildirdi ve 1950 seçimlerinde C. .P. listesinden Kars mılletvekılı seçildi. Böylelikle genç yaşta Mec- lise girmeye muvaffak olan Sırrı Atalay, çalışmaları ve dürüst mi- zacıyla çabucak âka ve sevgi topladı. 1954 seçimlerinde tekrar seçilerek Meclisin muhalefet saf- larındaki vazifelerine devam et- ti. Evli ve bir çocuk babası olan Kars milletvekili bir kaç ay ev- vel avukatl_ık ruhsatı almış bulun- . İlk dâvası, teşril masu- nıyetının kaldırılmasıyla yürütü- ikat mevzuu olacak- tır Bu suretle Sırrı Atalay yeni mesleğine kendi müdafaası ile baş- hyacaktır. Bu başlangıcın Sırrı Atalay için uğurlu ve başardı ol- ması, kendisini tanıyan ve seven- lerin en candan tememnnisidir. rilmelidir" diyordu. Bu mevzuda ha- zırlanan kanun teklıfi Meslice su- nulmuştu. Hür. P. Fethi Çe- likbaş tarafından ortaya atılan alâ- ka çekici bir başka teklifi daha var- dı: İktidarla boy ölçüşmek ve kuv- vet denemesine girişmek.. Fethi Çelikbaş iktidara, İstanbul ve Burdur mılletvekıllerının toptan İstifa etmelerini ve bu iki vilâyet de dahil olmak üzere ara seçımlerıne gidilmesini teklif ediyordu. Bu se- çimlerin neticesi, vatandaşın son si- yasi durum hakkında ne düşündüğü- nü ortaya çıkaracaktı. Hür. P. içinde bulunduğumun haf- tanın sonunda il başkanlarının da ıştırakıyle yapılacak bir toplantının hazırlıklarım tamamlamıştı. Bu t lan ılarda girişilecek hareketlerden önce partılenn nabzı yoklanacakti. AKİS, I1 AĞUSTOS 1956