ADALET tamamen söylenilecek, ayni zihniyet ayni şekilde tenkit edilecekti" mü- talâasına ve kanaatına varılmıştır. Bu suçtan dolayı yüksek mahkeme- niz beraat kararı ittihaz eylemiş ve bu karar Temyiz Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin dosyada mevcut 23/6/1956 tarih ve 9467/13148 sayılı ilâmı ile tasdik edilerek muhkem kaziye hali- ni almış bulunmaktadır. Bu dâvamızda suça mevzu teşkil ettiği iddia edilen yazı da ayni' şart- lar altında mütalâa edilmelidir. Mün- ferid cümlelerin cüz7 — medlülleriyle değil, yazının külli medlulü itibarıy- la müdafaa ettiği fikir içinden bir netice çıkarmak ve ona göre karara varmak lâzım gelir. Kanaatımıza göre Toplu — Basın Mahkemelerinde bilirkişi tetkıkatına lüzum yoktur.Zira Toplu ah- kemeleri bir ihtisas mahkemesi ol- mak sebebiyle suça mevzu teşkil fi- den yazıları bilirkişi kadar, — hattâ daha faz vukufla tetkik ve tahlile muktedir bulunmaktadır. Fa- kat yukarıda arzettiğim — hususlar- da eğer muhterem heyetinizin bir tereddüdü varsa, ışın emsal olarak bahis mevzuu ettıgımız dâva dosya- sında olduğu gibi bir bilirkişi heye- tine tetkık ettırılmesınde elbette ki fayda vardır. Eminiz ki birbirinden hiç bir surette fark arzetmeyeri bu iki yazı hakkındaki tetkikat — ayni neticeyi verecektir. Arzettiğim sebeplerle "Roma'nın Yandığını Görmüyor — musunuz?" başlıklı yazıda bir hakaret kasdı ve itibar kırıcı bir isnadın atfı bahis mevzuu olamaz. Nitekim mudahılın ve iddia makamının, yukar be- lirttiğimiz şekilde, tertibini degıştır— mek suretiyle zorladıkları — cümle- lerle suçun mevcudiyetini ispata kı- yam etmiş olmaları da müdafaamı- zı teyid eden delıllerden biridir. Hâdisede sıfat ve hizmet hiçbir su- AKİS, 11 AĞUSTOS 1956 Ankara Toplu Basın Mahkemesi Dosyaların sayısı artıyor rette bahis mevzuu değildir. Zira ya- zının gayesi bir zihniyetin, ve yerleş- mekte odan ve iyiye kabili atıf gö- rülemeyen bazı ıtıyatların tenkidin" den ibarettir. Bu bakımdan da id- diada isabet gorulemez Mevkute sahibi hakkındaki müda- faalarımıza gelince, birbirinden ay- rılması mümkün olmayan ve birbiri- ne bağlı bulunan müdafaaları ayrı ayrı dermeyana bir. lüzum ve zaru- ret görülmiyeceği tabiidir. Bu sebeb- lerle gerek suçlu Yusuf Ziya Adem- - han, gerek mevkute sahibi Metin To- ker'in suç olmayan fiillerinden dolayı beraatlerıne hükmedilmesini saygıla— mla ve bilvekâle rica ederi M tin Toker ve Yusuf Zıya Âdem- han da Sahir Kurutluoğlunun müda- faasına iştirak ettıklerını söylediler. Toplu Basın Mahkem 9 Ağustos 1956 da karar Vermek uzere duruş- maya son verdi. Bir gazete toplattırıldı eçen haftanın sonunda, Cumar- tesi günü öğleye —doğru Birinci Şubeye mensup memurlar Kızılayda- ki bir gazete satıcısının önüne geldi- ler. Satıcı hemen bir gün önce satışa çıkarılan AKİS'leri tezgâhından alıp memurlara uzattı. Satıcı yanılmıştı. Bu defa memurların elindeki topla- ma emri AKİS'e değil, Ulus'a aitti. Ayni sıralarda başka memurlar, baş- ka yerlerdeki satıcılardan 4 Ağustos tarihli Ulus gazetelerini topluyorlar- di Ulus'un idarecileri — gazetelerinin başına gelenleri, meraklı okuyucula- rının telefonlarından Öğrendiler. Te- lefondaki sesler gazetenin niçin top- lattırıldığını da soruyorlardı. Bu o- kuyuculara tatmin edici cevaplar vermek mümkün — olmuyordu, Zira Ulus idarecileri de gazetenin toplat- tırılmasının sebebini — bilmiyorlardı. Birinci Şube, gazetenin niçin toplat- tırıldığı sualine -karşı, nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesinin bir kararına gö- re hareket ettiğini bıldırıyordu An- laşılan Savcılık, n bir yazısın- da suç görmüş ve Sulh Ceza Mahke- esine müracaat ederek toplama ka- rarı istihsal etmişti. Ulus'un neden toplattırıldığı an- cak Pazartesi günü, yazı işleri müdü- rü İbrahim Cüceoglu ifadesine mü- racaat edilmek üzere Savcılığa cel- bedıtelıkten sonra belli oldu. Savcı- Kasım Gülek'in Karadeniz sezisi sırasında Akdeniz vapurunun güver- tesinde gazetecilere verdiği beyana- tın bir haber olarak aksettirilmesin- de suç bulmuştu. Halbuki, ayni ha- ber hemen bütün İstanbul gazetele- rinde de neşredilmiş — bulunuyordu. Kasım Gülek'in Karadeniz gezisini efkârı umumiye yakından takip edi- yordu. Genel Sekreterin seyalhatına bütün büyük gazetelerin muhabirleri katılmıştı. Seyahatin dönüş kısmın- da vuku bulan hâdiseler umumi ef- kârın alâkasını daha da körüklemiş- ti. Ulus'un toplattırılmasına, yol a- çan beyanat, Kaşım Gülek tarafın- dan Sinop'ta verilmek üzere hazır- lânmıştı. Fakat. Genel Sekreter Si- yanatını vapur Sinop'tan ayrılırken güvertede gazetecilere vermişti. Bu beyanatta hükümetin iktisadi politâ- kası ele alınmakta ve son tedbirler tenkit edilmekteydi. Bir muhalefet partisi liderinin ıktısadı politika hak- kındaki görüşleri elbette ehemmiyet verilmeye değerdi ve bu sebeple ga- zetelerinbirinci sayfalarında yer aldı. Fakat Ankara Savcılığı bu haberin neşrinde suç olduğu kanaatında ol- malıydı ki ulus hakkında takibata geçti. Bu sebeple önümüzdeki günler de Ankara Toplu Basın Mahkeme- sindeki dosyalara muhtemelen bir yenisinin eklenmesini beklemek hiç te yersiz olmıyacaktı. 15