ATÇILIK İstanbul Veliefendi çayırı B akırköy semtinin tarihi cayırı on- beş gündenberi yarışlara sahne ol- maktadır. Sayısı pek yüksek olan İs- tanbulun yarış meraklıları bir senelik bir hasreti gidermek istercesine yarış- ların yapıldığı Veliefendi çayırını dol- durmaktadırlar. Doğrusu istenirse ça- yırın bugünkü hali ile halkın yazışla- a rağbeti arasmdakı nisbet yarış ida- recilerinin yüzlerini —ağartacak gibi değildir. Bu mevsim 400 den fazla ya- rış atının koşulara girmek üzere İs- tanbulda bulunduğu gözönüne alınırsa İstanbulun modern bir hipodroma 0- lan ihtiyacı bütün açıklıgıyla anlaşılır. Bu büyük rağbetin yükünü feragatla yüklenen emektar Velıefendı çayırına hipodrom demek doğru olm. u ha- kikati yarış ıdaresını deruhte eden Jokey Klüp ileri gelenleri de çok iyi bilmektedirler. Bu sebeple senelik top- lantıların üzerinde en parlak beyanat- lar, en ümitli, en heyecanlı tezahürle- re vesile veren mevzuu İstanbulu mo- dern bir hipodroma kavuşturmak pro- jesidir. Fakat her şeye rağmen İstan- bullu yarış meraklılarının bu nimete ne zaman nail olacakları henüz meç- uldür Velıefendı yarış yerinin bir tek pis- ti vardır. Yarış da, idmanlar da bu pistte yapılır. Pistin drenajı yoktur. Pullukla surulmuş toprak tesvıyelen- miş ve üzerine 10-15 cm. kadar yük- seklikte ince kum dokulmuştur Bu yüzden yağmur, yarış mevsiminde i- dareciler için de, yarışçılar için de ade tâ bir felâkettir. Pist hemen bir ça- mur deryası olur. Atların çalışması imkânsız hale gelir. Bu yüzden idman- larını yarış pistinde tamamlama fırsa- tını bulamıyan atlar, gezintilerle veya tarla kenarlarında yapılan tırıs ve ha- fif dörtnallarla idman — kıvamlarını muhafaza etmeye çalışırlar. Bu yüz- den atlar yarım yamalak çalışır ve İs- tanbulda yağmurlu haftalarda surp- rizli neticeler bırbırım kovalar. kovalamacanın anbul modern bır İd arecıler Veliefendi çayırının ısla- hı işini, piste bol bol kum dökmektim ileri goturememektedırler Muvakkat bir tesis için sarf edilecek paranın he- der olacağı kanaati bu şekilde hare- keti haklı göstermektedir. Ancak aynı idareciler her yıl onbinlerce lira sar- -ıyla tribünler, istirahat salonları, bahsi müşterek gişeleri ınşa edilmesi- ni muvakkat bir mahale lüzumsuzca para yatırma telakkı etmıyor olmalı- lar ki, çayırın seyircilere ait kısımları her sene biraz daha genişletilmekte ve biraz daha mukemmelleştırılmekte- ir. Atlar ı ve Ankara yarışlarından sonra İstanbul yarışlarının ortaya yeni yıl- 34 lar çıkarması beklenemez. Ancak değişik bir iklimde ve müsait olma— yan bir pistte İzmir ve Ankarada a ların ışıklarını kaybet meleri, bunların erine daha ândaki atların geçmelerı mumkun- . Ankaradaki büyük ikramiyeli ko- şular her cinsten atları bir sınıflan- dırmaya tabi tutmuştur. Bu tasnifin yaz yarışlarında, bozulması için şim- dilik görünür bir sebep yoktur An- cak İ tanbul yanşlannda üç yaşlı saf- kan İngilizler büyük klasik koşularda daha yaşlı rakiplerle karşılaşacaklar ve bir evvelki nesle nazaran kıymetle- rini ortaya koyacaklardır. armara, Fener, Bogazıçı, ve Başbakanlık Ku— pası yanşlan üç yaşlı safkan İngilizler için cidden çetin birer imtihandır. İzmir ve Ankara yarışlarında tema- yüz eden dörtten yukarı yaşta safkan İngilizlerin başında şüphe yok ki, A- salet gelmektedir. Asalet'in en yakın rakibi ona iki defa başarısız bir tab- ye yüzünden mağlüp olan Bülenttir. Diğerleri arasında Kösemsultan, Ser- ver ve Bekâr ciddi bir varlık göstere- memelerine rağmen ümitsiz sayılmıy cak atlardır. Rölans ve Nanette'i de birer muadele olarak hesaba katmak faydasız değildir. Üç yaşlılara gelince ütün klasiklerin galibi olan Giraud ahırının tayları Gazi Koşusu galibiye- tiyle halelenmiş bir taç taşımakta- dırlar. Gerçi Ümit ve Dragon Blanc'ın piste muvakkaten veda etmeleri bu a- hır için telâfisi güç bir kayıp teşkil et- mekteyse de geriye kalan iki kısrak antatrice ve La Fleche— bütün klasıklerde rakiplerine kafa tutabile- cek ve en mühimi onları rahatça mağ- lüp edebilecek kudrette atlardır. AKİS, 30 HAZİRAN 1958