30 Haziran 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

30 Haziran 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Eğitim Konservatuardan beklenen nkara Devlet Konservatuarı bu yıl 27 mezun verdi. Bu rakkam, geçen yılın verimine göre gerçi daha yüksektir. Fakat konservatuardaki e- ğitim sisteminin diğer okullardakıne sayılanlar- dan büyük bir kısmının aslında daha birkaç yıl yüksek kısma devam etme urumunda oldukları hesaba katılır- sa, fiilen mesleğe atılmak üzere okul safhasını bıtırenlerm sayısının çok da- ha az olduğu görü Konservatuarda egıtım orta ve yük- sek kısımlar olmak üzere, iki devre- de yapılmaktadır. Bazı — sınıfların - meselâ nefesli sazlar, kontrabas, ba- le - yüksek kısmı yoktur. Bu sınıflar- olan dahil, üç şarkıcıya karşı tek bir viyolonist, tek bir çellist, tok bir trompetist, tok bir orkestra şefi, tek bır bestekar ılh mezun olmamıştır. esizliği önleme ve tat- bıkattakı ıhtıyaçları hesaba katarak musikişinas yetıştırme İşi herşeyden önce konservatuara öğrenci ruluş yıllarında nam- zetler, hangi sınıfı seçeceklerini, han- gi sazı çalacaklarını bile bılmiyorlar— dı. Yeni ğrencıyı sınıflara ayırma- da kabul komisyonunun mutlak bir tesiri vardı. Bundan başka, o zaman- lar talep çok az olduğu için bir öÖğ- renciye bazan üç eğitim dalının bir- den - takip ettırıldigi oluyordıı. Bu- Ankara Konservatuarı binası Kapısı yeni talimatnameye açık dan ortayı bitirenler, başka bir ders- seçmemiş iseler, eğıtımlerını tamam- lamış sayılırlar. Diğerleri, ortayı bi- tirdikten sonra, ancak sıkı bir imti- handan geçmek suretiyle yüksek kıtı- ma devam edebilirler. Bu yılki me- zunların çoğu bu durumdadır. Bunun dışında konservatuar bu yıl, orta kı- sımdan bir kontrabas, bir kor! iki şan mezunu, yüksekten ıse ıkı piyano ve bir de opera mezunu ver- miştir. Yani, musiki eğitimlerini ta- mamlayarak hayata atılanların sayısı sadece 7'dir. Bu lar da sınıf bakımın- dan- musiki ic ma sanatı- nın çeşıtlı dallarındakı ıhtıyaçlarımı- zı muvazeneli bir şekilde karşılaya- cak durumda değillerdir. Şöyle ki, iki piyanist ve -yüksek kısımdan mezun AKİS, 30 HAZİRAN 1956 çen yıl 190'ı aşan namzet arasından ancak 44'ü kabul edilebilmiştir. Bu yıl için başvuranların sayısının 250'ye varacağı tahmin edilmektedir. Bu rağbete memnun olmamak elde değil- dir. cak, namzetlerin büyük çoğunluğu piyano öğrencisi olmak is- temektedirler ve bunların — arasında dışarda azçok piyano öğrenmiş olan- lar da vardır. Böyle bir durum kar- şısında konservatuarın eğitim siste- mini düzenleyenlere düşen şey, ya pi- yano sınıfına mümkün olduğu kadar az öğrenci alıp namzetleri diğer saz- ları ve dalları seçmeğe zorlamak, ya da piyano öğrencilerinin aynı zaman- da bestekârlık, orkestra şefliği, ya- hut bir nefesli saz dersi takıp etme- lerini mecburi kılmaktır boşluklar K onservatuar müdürlüğü ve öğre tim üyeleri ihtiyaçlardan haberdar— dırlar. Ancak talimatnamedeki eksik- likler tesirli ve günün icaplarına uy- gun bir eğitimi baltalamaktadır. Bu- gün Devlet Konservatuarında bahse değer bir orkestra şefliği sınıfı yok- tur. Bestekârlık sınıfında sadece üç öğrenci vardır. Bu kısma devam e- denler talimatnameye göre ancak mu- ayyen bir safhadan sonra ik eği timi görme imkânı bulabılmektedır— ler. Zaten öğretim kadrosunda, bu va- zifeyi icap ettiği gibi yerine getirecek bir şahıs da yoktur. Halbuki, müsta- kil bir orkestra şefliği sınıfına ihti- yac büyüktür. Hatta, yıllar önce kon- servatuarı bitirmiş olanlar bile, böy- le bir sınıfa devam etmek için yeni- konservatuara — girme imkânını bulabılmelıdırler Oysa talimatname, konservatuarı bitirenlerin tekrar öÖğ- renci olmasına engeldir. Talimatnamedeki İki yıldan beri, mevcut hükümler faydalı etmek ve istenen eğitime engel olan- ları çıkartmak suretiyle yeni bir ta- limatname hazırlanmıştır. Türkiye'nin en büyük musiki eği- tim müessesesinde henüz bir müziko- loji kısmının bulunmaması, folklor kısmının da pek iptidait şartlarla ça- lışması, "konservatuar”" denen okulun mevcudiyet sebebine — uygun düşme- mektedir. Yeni talimatnamede bu hu- suslar da düşünülmüştür. Mevzuata müteallik diğer bir husus da, öğret- menlerin maddi durumuyla ılgılıdır Konservatuar öğretim kadrosu men- suplarının görev ve sorumluluklarıy- la ahenkli olarak paraca tatmin edil- dikleri iddia olunamaz. Dolayısiyle, Devlet Tiyatrosunda çalışanlara öde- nen tatmin edici ücretler, konservatu- ar mensuplarından çoğunu, öğretim vazifelerini bırakıp operaya atlamaya teşvik etmektedir. Hazırlanan konser- vatuar kanunu, bu gibi hoşnutsuzluk ları önleyecek hükümleri de içine al- mıştır. Şimdi beklenen, Milli Eğitim Bakanlığının bu yeni talımatnameyı tatbik mevkiine koyması ve kanunu Meclise sevketmesidir. Eğitim malzemesi M usiki öğreten bir okul için en ön plânda gelen eğıtım vasıtası, pı- yanodur. Devlet Kon ın yir- mi yıl kullanılagelen pıyanoları ar- tık iş göremeyecel ar eskimiştir. Neyse ki yeniden piyano ması hususundaki teşebbusler başa- rıyla neticelenmiş, akanlı; ğı gerekli dövizi sağlamış ve Alm ya— ya 22 adet Steinway marka piyanı sipariş edilmiştir. Ayrıca, bale egıtı- mi için zarurt olan uçlu pabuçların da getirtilmesi artık mümkün olmak- tadır. Konservatuar kütüphanesi, nota ba- kımmdan fakir sayılmaz; yeni neşri- yatı da takip etmek mümkün olmak- tadır. Ancak okulun diskoteği tatmin edıcı zenginlikte değildir ve derslerde 28

Bu sayıdan diğer sayfalar: