SPOR Fenerbahçe — Vefa Zorlu oyun nip bozulmasaydılar sahadan herhal- de mağlup ayrılmazlardı. Bir takı- n, bir harekete tutularak bu şe- kılde dağılması tabii lehte bir not sayılamaz. Teşkilât Tek seçici döndü G ecen haftanın başında, Batı Ak- deniz seferinden dönen Adana va- purundan Galata rıhtımına inen yol- cular içinde orta boylu, zayıf, dökük saçlı bir şahıs da vardı. Bu Futbol Federasyonu Umumi Kâtibi Eşfak Aykaçtı. Gazeteciler bir anda, şöh- retli tek seçicinin etrafını sardılar ve onu sual yağmuruna tuttular. Eşfak Aykaç Lizbon'da yapılan FİFA kongresinden dönüyordu, Umümi kâ- tip kongreden çok memnun donuyor- du. kım için çok cazip or- ganızasyonlar temin etmişti. Muzip bir gazeteci "neden uçakla donmedı- sorarak federasyon üye- sını gafil avladı. ak Ayka yordu. Sualler biribirini kovaladı : "Lefter Rusya seyahatine bu maze- reti dolayısiyle katılmadığını ileri sü- rüyor ve şahit olarak sizi gosterıyor Buna ne dersiniz?" Tek seçicinin diye- cek bir şeyi yoktu. Lefterin uçak yol- culuğuna tahammülü olmadığı doğ- ruydu. Fakat bu şahadet herşeye rağmen Fenerbahçe idare — hey'etinin Lefter hakkında verdiği karara tesir edeme- di. İdareciler Leftere bir aylık müsa- baka boykota verdiler. Ayrıca Fede- rasyona da şikâyet etmek kararını aldılar. 32 Milli maçlar Eşfak Aykaç Lizbonda muhtelif milletlerin idarecileri ile temas e- derek yeni sezon için tam on bir a- et milli ve temsili maç temin etmiş- ti. Bu ilk bakışta bir başarı sayıla- bilirdi. emleketimizi — muhtelif ta- rihlerde ziyaret eden futbol otorite- leri de "fulbolünüzü kalkındırmak ı— çin bol bol ecnebi temaslar yapın" dememiş miydi? İşte federasyon bü- yük bir fedekârlığa girerek bu nok- sanı böylece telâfi — etmiş oluyordu Fakat bu madalyanın bir yüzü idi ve dıger yüz ayni derecede parlak değil- ünkü lig maçları henüz sona er- dırılememıştı Dört milli karşılaşma yüzünden mahalli maçlar ar aksarca, onbir maçta vaziyetin ne o- lacağını kestirmek pek güç değildi. Temenni edilir ki, federasyon işin bu cephesini duşunerek lig maçlarım ak- atmadan sona erdirmenin bir for- mulunu bulmuş olsun. Yalnız fede- rasyon Umumi Kâtibi Eşfak Aykaç önümüzdeki sezonda karşılaşacağımız milletlerin isimlerini sıralarken Ma- carlardan bahsetmemıştı Halbuki Dr. s 3-1 lik mağlübiyetten bu tara- fa hemen her fırsattan faydalanarak bu arzusunu izhar etmiş ve bizi Peş- teye davet etmişti Aykaç "FIF.A. toplantısında Se- bes beni adeta kovaladı. Kendisinden kurtulmak için kaçmayı tercih ettim" diyordu. Doğrusu bu şekilde hareket etmek büyük bir hata idi. Çünkü Ma- carlar bugün için korkulacak kaçı- acak bir rakip değildi. Bizim 3 - 1 lık galıbıyetımız bır tesadüf olabılır- a Belçikaya 5-4, Çekoslovak- yaya 4-2 maglup olmalan, Yugos- lavya ve Portekizle 2 - 2 berabere kalmaları eski — kuvvetlerinden çok şey kaybettiklerini göstermeye kâfi gelirdi Sebes'in 3 - 1 lik maçtan son- ra yaptığı teklifi hemen kabul etsey- dik büyük bir blöf yakalamış olabi- irdik. Federasyon u satırların yazıldığı sırada, Fut- S bol Federasyonu Bursada bir top- Tantı yaparak beş senelik kalkınma programı için hazırlanan projeler ve önümüzdeki sezonda yapılacak milli açlar hakkında mühim kararlar a- lacaktır. Federasyonun bu toplantıda akem mevzuuna da el atacağı ve amatör klüplerin durumlarım daha yakından tetkik edeceği söylenmekte- dir. olursa olsun bu hayırlı bir başlangıçtır. Alınan kararların tam manasıyla tatbik edilip edilmeyeceği hakkında da şimdiden birşey soyle- nemez. Ama tutulan yol e kı. vermek, — çalışmaları bir metod ve programa bağlamak bakımından Ok nazarda memnuniyet vericidir. Dü yanın her yerinde, bilhassa fulbolde ileri gıden milletlerde, çalışma tarzı budur. İşi başı bozukluktan ve ala- turka zihniyetten kurtarmayı düşün- mek bir nevi reform sayılabilir. Federasyon başkanı eğer bu teşebbü- sünde muvaffak olursa evvelce teş- kilâtta vazife alanlardan kendini a- yırabilir ve ilerde isminden minnetle bahsettirebilir. Boks Türkiye - İtalya B iz Türklerin çok cesur ve kuv- vetli olduğunu — biliyoruz. Buna bugün bir defa daha şahit olduk. Eğer biraz daha tekniğinizi ilerletir- seniz ilerde Türkiye - İtalya karma- sının Avrupa Boks karmasına mey- dan okuyacağını söyleyebilirim." Bu sözleri geride bıraktığımız haftanın Pazartesi akşamı Taksim Belediye gazinosunda şereflerine verilen ziya- fette İtalya Boks Federasyonu başka- nı Reno Rossi söylüyordu. Federas- yon başkanı Rossi'nin son derece na- zik ve kibar bir adam olduğu anlaşı- lıyordu. Boks takımımızın 8- 2 lik ağır mağlubiyetini bundan daha ince e daha nazik bir şekilde anlatmaya imkân yoktu. Cesur olduğumuz ka- dar teknik bakımından da zayıf ol- duğumuz şüphe götürmez bir haki- katti Boks milli takımımızın bu a- normal şartlar içinde daha iyi bir netice almasını bekleyen hemen he- men yok gibiydi. Bu işten bir parça anlayanlar normal neticenin farklı bir mağlubiyet olduğunu daha bida- yette söylediler. Muhakkak olan bir- şey varsa o da boks sporunda son se- nelerde gözle görülecek bir gerileme- nin mevcudiyetiydi. Boksörlerin ek- serisi yaşlıydı. Bunların yerine genç eleman bulunamıyordu. Bulunanlar da henüz milli bir temas yapacak kı- vama yükselmemişlerdi. 8-2 lik mağ- lubiyetimiz bir takım hakikatleri bü- tün çıplaklığı ile ortaya çıkarmıştı. Artık yapılacak iş yaldızlı söz söyle- mekten ziyade bu düşüşü önleyecek tedbirleri almak olmalıydı. Türkiye — İtalya Nazikçe yumruk AKİS, 30 HAZİRAN 1956