Harold Me Millan Parti menfaati sayesinde,. tesanüdünün icab ettirdiği kadar mu- halefet ediyorlardı. Mesele İngiliz hü- kümetinin Antil Adalarında bulunan "Trinidad Oil Petrol" şirketini bir A- merikan petrol kampanyasına satma- sından doğm fkârı umumıye ve — gazeteler bu kararı bir kaç günden beri şiddetle tenkit ediyorlardı. İşçi Partisinin Or- ganı Daily Herald, Muhafazakâr hü- kümet 1hanet etti diyordu. Churchill'in yakın arkadaşı Lord Bea- verbrook'un gazetesi Daily Express- de Maliye Bakanı Mc Millan'ı müza- yede memuru şeklinde gösteren biz karikatür çıkmıştı. Karikatürün al- tında ise "Antilleri sattım. Sıra Buc- hingham Sarayı ile Kraliyet koltuğu- na geldi" yazılıydı. Lord Beaverbrook muhafazakâr hükümeti İngiliz İmpa- ratorluğunu parçalamakla itham edi- met çevreleri, iktidar partisi 1çınde muhalefeti önlemek için meseleyi itimat oyuna bağlamışlardı. Bu suretle Muhafazakâr milletvekil- leri partileri memleket içinde presti- jini kaybetmesin diye hükümete gü- venlerini bildirmek zorunda kalmış- Mesele hakikaten mühimdi, İngilte- renın ehnde kalan biricik petrol mem- ı da "Texas Oil Company" vasıta- sıyla Amerıkalıların eline geçiyordu. Mc Millan elinden geldiği kadar Mec- lisi ikna etmeye çalıştı ve hükümeti adına güven oyu aldı ama, muhalif ve muvafık kimse meclisin bu toplan- tısından tatmin edilmiş olarak çıkma- dı. İngilizleri korkutan şeylerden biri AKİS, 30 HAZİRAN 1950 Amerikan firmasının Trinidad Oil'un İngilteredeki tesislerinden faydalan- mak istemesiydi. Zira bu zengin Ame- rikan Petrol — şirketinin bilindiğine göre yeni kuyulara pek fazla ihtiyacı yoktu. Arabistan yarımadasında ve Venezuelladakı imtiyazları, onu olmazsa daha 25-30 yıl rahatça ge- çındırebılırdı öyleyse Texas Oil in- gilteredeki petrol satışının inhisarım eline geçirmek istiyordu. Mc Mılla bu hususun yapılan anla niş olarak mevzuubahis edıldıgını bıldır— di ve anlaşmanın şartlarını sıraladı Buna göre Amerikan şirketi Trını— dad adasındaki petrol kuyularını, tas- fiyehaneleri tam randımanla çalıştı- racağına dair söz veriyor, hâlen şir- kette çalışan — memurlara müktesep hak tanıyor, bundan sonraki memur ve işçi alınımında renk farkı gözet- miyeceğini taahhüt ediyordu. Bü- tün bu şartların garantisi de şirketin merkezinin Antil-adasında bulunması ve dolayısıyla İngiliz kanunlarına tâ- bi olmasıydı Sonra Trinidad ahalisi böyle bir de- vire aleyhtar değildi. Amerikalıların adaya refah getirmesi memnuniyet bile uyandırmıştı. Bu meseleden İngilizlerle tamamen ziyanlı çıkmış sayılamazlardı. Zira bir kere Amerikan şirketi adadaki tesisleri satın almamıştı. Fakat bu İngiliz mallarını daima iyi muhafa- za etmeyi ve yenilemeyi taahhüt et- mişti. Bu suretle milli servette mü- him bir eksilme meydana gelmiyor- du. Sonra İngiltere dövizden de bir şey kaybetmiyecekti. Zira Texas Oil da, diğer bütün Amerikan petrol şir- ketleri gibi İngiltereye sterling mu- DÜNYADA OLUP BİTENLER kabili satış yapacaktı. Petrol satışın- dan elde edilecek kârın kaybı ise başka yollarla kapatılmıştı Bu satış sayesinde ingilte Milli Bankasının kasalarına 180 mılyon dolar girmişti. adar döviz kârdan elde edilen Zzararı telafîye yeter, hattâ artardı. c Millan'ın bütün bu temi- natları gene de efkârı umumiyede müsbet bir intiba yaratamamıştı.Fakat gene herkes biliyordu ki bu satışın önüne geçilemezdi, bunu aklıselim sa- hibi İngiliz halkı — takdir ediyordu. Zaten tarafsızlığı ve ağır başlılıgı 1le tanınmış Times gazetesi efkârı umu- miİyenin hislerine tercüman olarak şöyle yazıyordu. "Bu hâdiseden son- ra İngilizler artık dünyanın hiç bir yerinde yatırımlarım muhafaza ede- miyeceklerini ve eskilerine yenilerini ilâve edemıyeceklerını anlamış bulu- nuyorlar.” Esasen İngilizleri üzen ve korkutan da bu olmaktadır. Asırlar boyunca dunyanın dort bucağında hüküm sür- ma zengınhklerıyle tanın- mış Ingılızlerın altın çağının geçtiği- nin farkın Varılma 1 halkın morali ve ma yatı üzerine çok fena tesır etmıştır Ingıhz halkı Trinidad 011 elden çıkmasına eğil Imparatorlu— ğun gerileme devresine girmiş olma- sına üzülüyor ve durumu da daha çok bu yüzden hazmedemiyori İngiliz Imparatorlugunun bu hali- nin tesirleri dünya — siyasetinde de kendini göstermektedir. Bundan- sonra eskiden olduğu gibi İngiliz diplomat- larından çekinilmiyecek ve Ingılızle— rin sözleri bir meselenin halli için son sözler olmaktan uzak olacaktır.