S POR Tenis Ankara birinciliği Ikı Amerikalı çıkış kapısına dognı irürken "Bu ne biçim iş!. sana bir kort bile vermiyorlar. Zaten ayda yılda bir geliyoruz.." diye söy- leniyorlardı. Hâdise geçen hafta An kara Tenıs Klübünde cereyan ediyor du ve bu iki Amerikalı klüp nyesı- ne ıstedıklerı kortun verilmemesini sebebi de bir haftadan beri devam etmekte olan Ankara Tenis birincilik, leri maçlarının devam etmesiydi. Nazmi Bari ve Behbut Cıvanşır gi- bi şöhretli oyuncuların da katıldıkla- bu birincilik karşılaşmaları cidden alaka çekiciydi. k erkekler, çift erkekler, kanşık çıftler ve tek kadın- Cihadın aleyhinde, Behbut ve Nazmi- nin lehinde bir manzara arzetmesl, i- lân edilen programın "bir yanlışlık oldu" diye sonradan değiştirilmesi ay- Ti ayrı bir çok şikâyet ve söylenti pısı açtı. Kabak Cihadın başına pat ladı. Aynı günde hem Behbutla kar- şılaşmak hem de çift erkekler fina- İini oynamak zorunda kalan B ilk karşılaşmada hükmen mağlubiye- te razı olarak korta çıkmadı ve kuv- vetini çiftlerin finaline saklamayı ter- cih etti Karşılaşmaların en formda oyuncu- su şüphesiz Behbut Civanşirdi. İlk maçtan itibaren göz doldurdu. Rakip- lerine hiç set vermeden finale kadar geldi. Behbut finalden önce Nazmi" yenemiyeceğini ileri snruyor Fa- kat bu sözler samimi bir kanaattan ziyade tevazu ve nezaket icabı söylen- Behbut Civanşir kapa alıyor Galip saydam mağlüp.. lar arasındaki karşılaşmalar bir haf- tadan fazla devam etti. Bilhassa tek erkekler karşılaşmaları çok çekişme- lı ve enteresan oldu. Eleme maçların- avis Kupası karşılaşmalarında Hollandalılara karşı oynayan Şefik Fenmen, Kemal Daş'a yenilerek elimi- ne oldu. Maçlardan evvel nefsine iti- madını beyân eden ve finallere yük- seleceğini söyleyen Fenmen hayal kı- rıklığına uğradı. Bir hayal kırıklığı da Uğur Sevindiki bekliyordu. Daş kardeşlerden diğeri de - Aslan Daş - Bahar Kupasında Cihad Ozgenelden tattığı mağlubiyet acısını Uğur'dan çıkardı. Sıra finallere geldiği zaman dedi- kodular da ortaya çıkmaya başladı. Nazmi Bari'nin elemelere katılmadan finalist olması, Çift erkekler Hnalının teklerden önce oynanması, fikstü AKİS, 30 HAZİRAN 1956 mişe benziyordu. Aslına bakılırsa Beh- utun Nazmiyi yenmemesi için bir sebep yoktu. Hatta mevcut şartlara göre onu kolayca mağlüp etmesi i- cab ederdi. Nazmi işi dolayısıyla bu- lunduğu Sanyar'da tenis oynayacak, antrenman yapacak kimse bulamadı- ğı için formsuzdu. Üstelik maçtan bir gün önce de çok geç yatmak zorun- da kalmıştı. Üstelik daha önce Beh- buta yenilmiş olduğunu da hatırla- ması kendini iyi hissetmesine imkân bırakmıyordu. Mevsimin en enteresan maçı işte bu hava içinde yapıldı. Seyircilere atılan top Glıîçen Pazar günü, akşam üstü An- ara Tenis Klübünü dolduranlar arasında tenis meraklıları kadar açık havada, rahat koltuklara gömülerek bira içip sohbet etmek arzusunda o- lanlar da vardı. Allahtan bu ikinci cıns seyircilerin sayısı pek fazla de- ğildi. Maç başladıktan sonra neş 'eli kahkahaları atarak salondan çıkarılan koltuklara oturan bu seyirciler belki de kortta kimlerin oynadığını bile bil- miyorlardı. Fakat esasen çok sinirli olan Nazmi'nin çileden çıkmasına se- bep oldular. Tahammülü tükenen Naz- u seyircilere doğru fırlatınca neş 'eli sohbet birden bire kesildi. Hâ- dise Tenis Federasyonu başkanım çok hıddetlendırmışe benziyordu. Ajan Su- ad Baykurt Başkanı guçlukle teskin edebild Bu sırada maç devam ediyordu. Nazmi iyice açılmıştı. 1- 4 geriden yetişip Behbutu yendi. Maçtan sonra kendisini tebrik edenlere "Bugün de yenilmediğime göre, bu mevsim mağ- lübiyet acısı tatmam" diyordu. Halbuki önümüzdeki hafta başlaya. cak olan Ankara Çalenç'inde ayni ra- kipler bir kere daha boy ölçüşecekler ve kuvvetli bir ihtimalle finallerde ene Nazmi ile Behbut karşı karşıya kalacaklard Futbol Lig maçları G alatasarayın hafta içinde Fener- bahçe ile yaptığı maç, lıg şampi- yonluğu bakımından ehemmi- yet taşımıyordu. Zira Galatasaray da- ha önce toplandığı puanlarla şampi- yonluğu çantaya atmış bulunuyordu. Yalnız Fenerbahçe bu kuvvetli raki- bini yenerse bır muvafl'akıyet kazan- makla kalmıyacak ayni zamanda lig ikinciliğini sağlıyacaktı Fakat Fener- lilerin bu ümidi tahakkuk etmedi. 1 - 1 beraberlikle biten maçtan sonra i- ki tarafda hiç değilse yenilmemiş ol- makla tesellilerini buldular. Diğer maçlar ampiyonu belli olan lig maçlanna S İstanbulun boğucu sıcağı altında devam edilmektedir. Eğer bu tempo kesilmezse, iki hafta sonra mahalli maçlar sona erecektir. Geride bırak- tığımız haftanın Cumartesi günü i- kincilik mücadelesi yapan Beşiktaş, rahat bir oyunla Beyoğluspor'u 5 - 0 yendi. Haftanın en setin karşılaşma- ı Pazar günü Mithatpaşa stadında Fenerbahçe ile Vefa arasında oynan- dı. Rusya seyahatinden sonra Sarı - Lacivertlilerin nasıl bir n çıkara- cağı pek çok kimsenin zıhınlerını İş- gal ediyordu. Yazılan ve anlatılan- lara bakarak spor otoriteleri tahmin- lerinde Fenerbahçelilere şans vermiş- lerdi. Vakıa neticede pek haksız çık- madılar. a Fenerbahçe tek kelime ile bekleneni vermekten ve tatminkâr olmaktan uzaktı. Doksan dakikalık oyun içersinde ne bir güzel pas, ne de güzel bir harekete - Şerefin kafa şütü hariç - rastlanılmadı. Tribün lerde oturan seyırcıler Rusyada ken- disine "Avrupanın en iyi takımı" de- dirten Fenerbahçe bu mu, demekten kendilerini alamadılar. Yeşil - Beyaz- h takım eğer hakemin ofsayıt zannı ile muteber addetmediği gole sinirle- 31