TİYATRO Akademi Tiyatrosu Bizim Şehir matör tiyatroların faaliyeti de olmasa, bu sezon İstanbullular, bası mamur bir piyes seyret- Tiy Sanatkarlar rollerine lâzım gelen ehemmiyeti vermiyorlardı. Kü- çük Sahne de son zamanlarda eser seçmede — gösterdiği — başarısızlıklar yüzünden seyircilerin sempatısını kaybetmişti. Kuçuk Sahneni: temsili olan "Sevgili Gölge" kome— disinde artistlerin bir çoğunun lerini doğru dürüst ezberlemeden sahneye çıkmaları, bu sevimli Tiyat- ronun müdavimlerini ümitsizliğe dü- şürdü. Geçen sene amatör bir sahnede Akademi Tiyatrosunda, "Antigone" temsilinde çok begenılen Çolpan İL- han adındaki genç kızın bu sene Kü- çük Sahneye intisap etmesi bir çok tiyatro meraklısını sevindirmiş ti' 'Fa- kat Çolpan, "Sevgili Gölge pıyesın— de aynı başarıyı elde edememişti. A- matör ile profesyonel arasındakı fark yoksa bu r sah- nede e şkul esent mun kkıdl erin bıle takdırlerını kazanan bir aktris, profesyonel s_ahnede.nıçın aynı mu- yatrosu çalışıyordu. Tiyatroda eski geleneklerden kurtulmak, yeni bir şeyler yapmak, yeniliğe doğru git- mek, bu gençlerin başlıca gayeleri idi. Nitekim bu sezon sonunda Aka- demi Tiyatrosunun Vedat Demırcıog— lunun rejisiyle sahneye koyduğu Thornton Wilderin "Bizim Şehir" i bu çalışmaların boşa gitmediğini gös- terdi. Seyirciler bu çocukların daha önce nerelerde sahneye çıktıklarını, hangi piyeslerde oynadıklarını mera ettiler. Halbuki bu gençlerin çoğu sahneye ilk defa bu piyesle çıkıyor- lardı. İçlerinde Siber Omay adında bir genç kız vardı. Çolpan'ın Küçük Sah- neye geçmesi üzerine onun rolüne çı- karılan bu genç kız, bir istidat ola- rak dikkati çektı Yalnız akla Siber'- in profesyonel bir sahnede de ayni başarıyı — gösterip — gösteremiyeceği suali de geliyordu. Siber amatör sah- ne için bir kıymetti ve orada kalma- lıydı. George Gibbs rolünde İlgi A- dalan yerinde oyunu ile bir anda ken- dini sevdirdi. Rejisör rolünde Yener Çakı, Gibbs ailesinde Pekcan Koşar, Bediz Tiğrel ve Nur Sunarsu, Webb ailesinde Erol Keskin Zuhal çengel ve Yıldırım Kocacıkoğlu bir Amerikan kasabasının iki tipik aile- sini başarıyla temsil ettiler. Akademi Tiyatrosu, "Bizim Şe- hir" komedyasiyle gözlerim amatör toplulukların faaliyetine çeviren ti- yatro meraklılarının haksız olmadığı- nı bir defa daha ispat etti.. Şehir Tiyatrosu Çifte Keramet S ehir Tiyatrosunun genç sanatkâr- ları, ay başında merdivenin ya- Amatör Tiyatro sanatkârları Sanata bağlılık 30 nındaki kara tahtaya asılan kâğıda baktıkları zaman hayretler içinde kalmışlardı. Bu kağıtta, Gülhane parkında "Yaz temsilleri" adı altın- da oynanacak olan Çıfte Keramet" vodvilinin Tol tevziatı yazılmıştı. Tevziatta en ufak roller bile kıdem- i, yaşlı sanatkârlar tarafından pay- laşılmıştı. Gençlerin hiç birine en u- fak bir rol verilmemişti Yaz temsillerine ıştırak eden sa- natkârlar - rolü büyük veya küçük, isterse bir kelimelik olsun - aylıkla- rının iki misli ücret alacaklardı. Bun- dan mükemmel bir kazanç Vasıtası da mumla aransâ bulunmazdı. Meselâ Mahmut Moralinin rolü on dakika sürüyordu. Keza Müfit Kiper ile R. Kemal Arduman, piyesin basında, sahnede on dakıka arzı endam dı— yorlar ve bir kanepeye oturup konu- şuyorlardı. Hiç konuşmasalâr daha iyi olacaktı. Çünkü rollerini ezberle- memişlerdi, üstelik suflör burunları- nın dibinde olduğu halde ve seyir- ciler suflörü daha iyi işittikleri hal- de, onlar bir türlü işitemiyorlardı. Muhip Amman'ın durumu onla- rınkinden de acı idi. İki seneden be- rı, "Beyaz Güvercin" ve "Masum İ- de güzel rollerde seyrettiğimiz bu değerli aktör - sırf paranın hatırı için - iki kelime sözü olmayan ve sahnede bir dakika kadar görünen bir "eşekçi" rolüne çıkıyordu. Thorn- ton Wilder'in "Herşeye Rağmen" in- de kendisine ümit bağlanan Şakir Arseven de "ikinci eşekçi" yi temsil ediyordu. ükriye Atav'ın da rolü kısacık- tı; üstelik iyi hazırlanmamıştı Meh- met Karaca ile Râşit Rıza, "Çifte Keramet" leri oynuyorlardı Raşit Rıza'nın, yaşı ve fiziki durumu ile Şadıman Aysın gibi genç, güzel bir kadının partöneri olması, komediyi daha gülünçleştiriyordu. Yaşar Özsoy'a nihayet kendisine uyan bir rol vermişlerdi. O da rolünü severek, zevkle oynuyordu. —Halide Pişkin, Surpik dudu rolünde, halkın sevgilisi olarak kahkahalar yarattı. Melâhat İçli'nin Raşit Rıza ile yap- tığı bir münakaşadan sonra rolünü bırakması üzerine, onun rolüne çıkan tiyatronun genç aktrislerinden Gül Gülgün, piyesin en başarılı sanatkâ- rı oldu. Bir gün içinde hazırladığı, hiç aksatmadan oynadığı, eserin en mühim rolünde, seyirciler meslekdaşlarını da şaşırtmıştı. Bu genç aktris - bir gün içinde hazır- lanmasına rağmen - diğer arkadaş— larından daha iyi oynuyordu Seyırcılere gelince, kimse tiyatro idaresinin ndilerini yem eserler bekledikleri bir sırada yıllarca önce oynanâ oynana posası çıkmış, basit bir vodvili seyretmeğe mecbur bırak- masının sebebini bir türlü anlıyama- dı. "Çifte Keramet" in ilk defa oy— nandıgı gunden bu güne kad ğişen yegane şey, afişlerde "Çıfte Keramet" yazısının altına piyesin a- sıl 1sm1 olan "Les Jumeaux de Brigh- un ve eseri sahneye koyan Max Meinicke'nin adının yazılmasıydı. Vi- yanalı rejisörü de nihayet kendimize benzetmiştik.. AKİS, 23 HAZİRAN 1956