Kocaelı, Kütahya, Malatya, Manısa, Sakarya, Samsun, Sivas, Tekirdağ, Uşak vılayetlerıydı 1955 yılı ihbar edilen ve işlemi tamamlanan analık ve hastalık vakaları 166.934 dü. Bu yılın önümüzdeki aylarında Elazıg, Eskişehir, Gaziantep, Kayse- ri, Konya, Maraş, Nevşehir, Niğde, Tokat, Urfa, Yozgat olmak üzere 11 ilde dalla Hastalık ve Analık Sigor— tası tatbik mevkiine konacak, bu su retle sigortalıların yüzde 78 i bu si- rta kolundan faydalanmış olacak- ıçmde tır. İhtiyarlık - Sigortası I 955 yılı sonunda sigorta kanunla- rına tabi işyerleri sayısı yirmi bi- ne yakındı. İhtiyarlık sıgortasına ta- bi sigortalıların sayısı ise 1 milyon 200 bini geçiyordu. Son bir yılda İh- tiyarlık Sigortası kolunda 667 sigor- talı ile 305 sıgortalının hak sahiple- rine- aylık bağ , 1388 sıgortalı ile 480 sıgortalının hak sahiplerine de toptan ödeme yapılmak suretiyle tahsis sayısı 2840 1 bulmuştu. 1955 de İhtiyarlık Sıgortasından 4871 ki şi aylık alıyordu. Kâfi prim odeme- miş bulunan sigortalılara İhtiyarlık Sigortasından bağlanan aylığın yıl- hk asgari tutarı 400 lira iken kanıın— da yapılan bir değişiklikle bu 720 li- raya çıkarılmıştı. 1955 yılında teknik karşılıklariyle bırlıkte İhtiyarlık Si- gortası giderleri 85 milyon, Hastalık ve Analık Sigortası giderleri 33 mil- yon, İş Kazalariyle Meslek Hastalık- ları Sigortası giderleri 20 milyon. A- nalık Sigortası giderleri de 3 milyon Hiraydı. POLİTİKAMIZIN İKİ ANA DÂVASI- ne teşmili lâzım gelen işler ve iş- erleri Bakanlar Kurula karariyle tesbıt edilmekte ve bu suretle 3008 ayılı kanunun şümul sahasına mumkun mertebe genişlik sağlan- maya çalışılmaktadır. Hakikatı tatbikat da bu şekilde cereyan edıp gitmektedir. akat bütün bunlara rağmen gene bir çok iş kollan kanunun sa- hası dışında kalmış, şümullü bir sosyal politikanın tahakkuku sağ- lanamamışta”. O kadar ki Bakanlar Kurulu ba- h iş kollarını kanunun şümulüne aldıktan sonra ayni iş kollarında 3008 sayılı kanunun ne tarzda uy- gulanacağını gösteren nizamname- ler çıkarmak yetkisini bugüne ka- dar nedense kullanmamıştır. yılında yürürlüğe giren İş Kanunundan sonra neşredilen ve yürürlüğe giren bir çok sosyal hi- maye kanunlarının tatbikat sahası İş Kanununun tatbikat sahası ile tahdit olunmuştur. Hal böyle olan- ca İş Kanununa tabi olan iş yerle- rindeki işçiler, bılahare meriyete gi- ren bir ço ardan istifade etmişler, tabi olmayanlar bu isti- fadenin dışında kalmışlardır. Bu- nun gibi neşriyle beraber meriyete iren son tam yevmiyeli hafta ve genel tatil kanuna da böyle olmuş, izah edilen sebepler yüzünden bir çok işçiler bu haktan mahrum bı- rakılmışlardır. Zira bu kanundan da tıpkı sosyal sigortalarda olduğu gibi İş Kanununa bağlı olanlar fay- dalanacak bağlı olmıyanlar istifa- de goremeyeceklerdır İşçi camiası arasında yaratılmış olan bu tefrik, sosyal politikanın takip ettiği içti- mai ahenk, içtimat adalet prensip- leriyle tezat halinde bulunan bir manzara göstermektedir. Bu ikiliğin izalesi neye bağlıdır? Yapılacak iş basıttır Sosyal hima- ye tedbirlerini 'tatbik edecek olan kanunlardan önce, bu himayeler- AKİS, 23 HAZİRAN 1956 den bütün Türk işçisinin geniş öl- çüde faydalanmasını sağlamak için 3008 saydı kanunun tatbik sahası- na vüs'at getırecek tadilâtı temin etmek lâzımı Hiç beklemeden, hiç bir tefsire meydan vermiyecek mânada vazı tatbik sahası bır tek işçiyi dahi İz çine alan bir kanunun getirilmesi zaruretıyle karşı karşıya bulunuyo- ruz, dem 2 T ücretli hafta ve genel tatil günlerine alt l et politikası ile de yakından alâkalı bulunma! ta e en kanunun mucip se- bepler layıhasında, işçinin ve ailesi efradının hafta ve genel tatil g in- lerinde kâfi gıda alacağı 1 tam ve kâmil şekılde temin edece- ği ileri sü ştü Gerçekten ıktısadı düzene sahip bir memlekette yaşamakta olsay- dık, sosyal politikası sağlam ve mü- essir ücret politikasına bağlı oldu- ğuna inandığımız bir hükümet kar- şısında bulunsaydık, lâyihanın es- babı mucibesi olarak ileriye sürü- len bu mülâhazaları ciddiye almak mümkün olurdu. Teslim etmek icabeder ki; bir hükümet için sosyal politika saha— sındaki başarı, getirdiği kanun lâ- yihalarında güzel ifadeli, hayal mahsulü cümlelerle değil, kanunla- rın tatbikatında şümullü ve mües- sir neticelerin alınması ile müm- kün olur. şarjlarıma malt ve iktisadi politikanın isabe- tinden dogacak unsurlara bağlı ol- uğu bilin Fiatların ıstıkrar kesbetmedıgı memleketimizde — işçin hafta v genel tatil günlerinde aılesı efra- diyle birlikte rızkını tam ve kâmil şekilde temin ederek kâfi gıda al- ması nasıl mümkün olacaktır? Ya- rım yevmiye n bu kanunla tam yevmiye aldığı için işçinin ha- ÇALIŞMA İşçi meskenleri 1 şçi mesken kooperatiflerine yüzde 4 faiz re 20 yıl vâde ile yüzde 90 nisbetinde kredi verılıyordu 1955 yı- lnda 1884 mesken için 9 milyon li- ralık kredi açılmıştı. 55 yılı sonunda yı bulmuştu. 1956 yılı iş amın da kredi miktarı 77 milyon liraya çı- karılmıştı. Bu suretle 10.000 işçi mes- keni yapılacaktı. Teşkilât I ŞÇi Sıgortaları Kurumunun 1954 yı- l1 sonunda 17 şubesi vardı. Bunlar, bulundukları bölgenin işlerini görü- yorlardı. Bu şubelere bağlı İrtibat Bürolarının sayısı ise yedi idi. 19 yılı içinde Erzurum, Gaziantep ve Trabzon irtibat büroları Şube haline Sabahattin ÇIRACIOĞLU yatında kendisini tatmin eden bir değişikli vuk!i ulacaktır? Böyle bir hayale kapılmak realite- lerden uzakta yaşamak sayılır. yrıca kanunun esbabı mucibe- sinde izah edildiği gibi bu tatiller- den dolayı mıllı istihsal için ıstıhsal unsuru olan gücünden ümit edi- len verımlılıgın elde edileceğine de ması sebebiyle umumi işgücü pro- düktivitesinin düşeceğini de hesa- ba katmak icabetmez mi? Milli ge- lirin dağılışından umumi e isabet eden hisse, başka memleket- lerde normal telâkki edilen 2 10 nisbetinin çok aşağı seviyesinde ta- rrür etmiştir. Bugün fiat yüksel- meleri ücretlere afetdilmiyecek se- bepler dışında — vukubulmaktadır. Enflasyonun tahribatı İşçi ücretleri üzerinde daha çok müessir olmuş- tur. Onun içindir ki, yükselen Hat- lara göre ücretlerin bir türlü ayar- lanmıyarak enflasyon yükünün iş- çilere yüklenir olmasına seyirci ka- Imnması cidden adaletsizlik yarat- maktadır. Bütün bunlara çare arayıp bul- mak varken yarım ücretin tam üc- rete ircamdan işçiler için faydalar ummak veya faydalar sağlamıyaca- ğı hakkında işçi efkarı umumiyesin de itminan yaratmağa çalışmak beyhude gayretler değil de nedır" kümet sosyal politikasının ana isti- kameti olan ücret politikasını yürü- temezken, tam ücretli hafta tatilin- den dolayı ümit edilen neticelerin, yarım veya noksan olacağı pek ta- büdir. Ücretlerin reel kıymeti düş- mek suretiyle iştira gücü gittikçe zayıflıyan işçinin ücretini fiatları takibedebilir şekilde otomatik ayar- lamaya tabi tuttuktan sonra, bu son kanunun getirdiği himayeden isti- fade beklenebilir kanaatindeyim. 28