YURTTA OLUP BİTENLER . P. Cepheler alınırken ikâye gecen haftanın ortasında, çarşamba günü saat 20.45 civa- rında 32238 numaralı telefonun -po- lis romanlarında denildiği gibi- acı acı çalmasiyle başladı. 32238 numa- r. için rehberde — Cemal Köprülü ismine bal âzımdır. Nazik bir ses D.P. Genel İdare Ku- rulunun başbakanlıkta ıçtıma halin- de olduğunu ve Beyfendi'nin Cemal Köprülüyü acele rica ettiğini bildirdi. ülü e bir daveti bek- liyordu. Zira bir kaç gün evvel D.P. Meclis grubuna ehemmiyetleri aşikâr iki takrir vermişti. sinde Adalet anının Temyiz a- zalarından üçünü görülen hangi lü- Adnan Menderes Müşterek mesuliyet peşinde zum üzerine tekaüd ettiğini soruyor, ötekinde de Başbakana Menderes IV kabinesinin programındaki vaadlenn tahakkukunun hâlâ beklendiğini ha- tırlatıyordu Ikı takrir ki Başbakanı fena hal kızdırmıştı.. Bu Cem Koprulu de hakikaten çok oluyordu Bütçe müzakereleri sırasında Adnan Menderesin Hür. P. kurucularım Ge- leciye benzetmesı üzerine galeyana gelmiş ve herkesin -milletvekillerinin ve gazetecilerin- gözü önünde yerin- den kalkıp hükümet sıralarına gide- rek Başbakana sözünü geri almadı- ğı takdirde D.P. den ayrılıp Hür. P. ne katılacağını sert bir şekilde ih- tar etmişti. Hatırlanacagı veçhile Menderes bu tehdit üzerine konuş- 4 masını düzeltmişti. Şimdi aynı Ce- mal Köprülü "icranın basit re tama- mile kanuni bir tasarrufu" karşısın- da itiraza cesaret ediyor, Gruba tak- rirler veriyordu. Kendisini - malüm usullerle Genel İdare Kurulunun kar- şısına çekmek zamanı gelmişti. Cemal Köprü Şimdi g orum diyer: elme çantasını aldı ve Başbakanlıga Sayın Savcılar Neredesiniz? " stanbulda ve Ankarada bir basın hadisesi cereyan etti. .P. nin müstafi İstanbul İl Başkanı Orhan Köprülü parti- sini alâkadar eden mevzularda bir beyanatta bulunmuş, nüfuz ticaretiyle mücadele lüzumunu belırtmış, polıslerın gazetecile- memiş, İin- ları gerektiğini — hatırlatmıştı. Ertesi gün Orhan Köprülü tara- fından — yapıldığı bıldırılen bir tekzip aynı gazetelerde çıktı. Gazetelerin işaret ettiğine göre bu tekzibi de, beyanatı yayan İstanbul D. P. teşkilâtı basın bürosu vermişti. Şimdi ise Orhan Köprülü be- yanatın kendisine alt olduğunu, fakat tekziple alâkalı bulunma- dığım soyluyor Bu ne biçim iş? k biri Orhan Köprülünün agamdan beyanat uydurdu. Üs- telik bu birisi öyle nüfuzlu ki yalan haberini nin basın bürosunun bültenine koydurttu, gazetelerde neşrettirdi. Böyle bir hadise karşısında heyecan- lanmamanın, telâşa düşmeme- nin imkanı mı var? Öyle ya, kime ve ne zaman inanacağımı- zı nasıl kestireceğiz? Maksadı tün gazeteler - başta Zafer - bir meçhul tahrifçi tarafından kan- dırılıyor.. Kim bu adam Acaba savcılık Orhan Köp- rülünün tekzip hakkındaki söz- lerini ihbar telâkki edip bir tahkikat açtı mı? Hani, savcı- larımız telân ve heyecana düş- memiz hususunda pek dik- katlidirler de... doğru yola gıktı. Çantasının ıçınde bir bloknotun bulunduğu görülüyor- du. Niyeti sorulacak suallerı oraya not etmek, bunları müteakiben ce- vaplandırmaktı. Işın acaleye getiril- mesini istemiyor. Başbakanlığın mermer merdiven- lerinden çıkarak üst kata geldi, ara- da Genel İdare Kurulunun nerede toplandığını sordu. Kendisini zaten are una bi Adnan Menderes başkanlık ediyordu. Salonda sigara dumanı vardı. Cemal Köprülü için İspatçıların daha evvel- ce karşı karşıya bırakıldıkları dekor hazırlanmıştı. Genel İdare Kurulunun azaları Genel başkanın etrafında sı- ralanmışlardı. Cem; ün gö- zü, Samed Ağaogluna takıldı Davetli milletvekili şartların ver- diği bir asabiyetle içeri girmiş ve kapıyı Arkasından hısımla kapamıştı. Yer gösterilmesini beklemeden de o0- man Adnan Menderesin sakın olmaya çalışan bir sesle: — Ne oluyorsunuz, Cemal bey? dediği duyuldu. Bu ne hiddet, bu ne şiddet? Biz kabahatli miyiz? 'Biz kö- tü ışler mi yapıyoruz? Ortada ne var ki ? Fuad Köprülü "Artık yeter !" Cemal Köprülü etrafına bakındı. — Eğer bir kabahatli varsa, gö- rünüşe göre o da benim, dedi. Bu sa- âtte benı buraya celbettiğinize bakı- rsa Adnan Menderes böyle bir şeyin mevcut bulunmadığım söyledj. vurulup giriliyordu? Sakin olmak lâ- zımdı. Genel İdare Kurulu Cemal opı'uluden bazı hususları soracak— ı. Hepsi oydu. Cemal Köprülü "— Demek ben yanlış anlamışım, dedi. Fakat sinirli değilim. Kabahat meselesine gelince, 24 milyon vatan- aş var; niçin mütemadiyen siz ka- bahatli olmaktan bahsedıyorsunuz" Ben böyle bir şey söylemedim ki.." AKİS, 19 MAYIS 1956