YURTTA OLUP BİTENLER çimlerinin 1950 seçimlerinden farklı olacağını görüyorlardı. 1950'de seç- men memnuniyetsizliğini ifade et- i. 1958'de bir tercih bahis mev- . Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yiyeceği aşikârdı. Bu bakımdan büyük kütleye müstak- bel C. . idaresinin şekli hakkın- da bir fkır vermek lâzımdı. Göster- mek gerekiyordu ki muhalefet yılla- rı C. H. P. yi değiştirmiştir; gerek kadro ve gerek prensipler bakımın- dan bu parti itimad telkin eden bir mahiyet kesbetmiştir. Bu kanaat, me- selelerin itinayla ele alınması, fikir- lerin açıkça ortaya atılması ve son- da kararın demokratik tarzda tesbi- tiyle verilebilirdi. Kurultayı hazır- %ayânlar en çok buna dikkat edecek- erdi. Bunda muvaffak olunacak mıdır? Burada iki tehlikeyle — karşı kargıya kalındığı görülüyordu. Umumiyetle Kurultayların çok yüksek bır fîkrı Böylece, meseleler deşildikten ve fi- kirler ortaya çıktıktan sonra bunları derleyıp toplamak, bır mecra vermek, itmesine ma- Ikıncı tehlike bir takım küçük ter tipleri havayı bulandırmasıydı. Partılılerın daha iyi bir sevk-ü 1dare istedikleri muhakkaktı. Bir e Kurultaydan bu yana Partiye 1stıka- met verenlerin hakkıyla övünecekleri tek başarı 1954 hezimetinden sonra gerek merkezde, gerekse daha az ol- makla beraber teşkılatta baş göste- ren îatlakları zararsız hale sokmuş arı ve bir dağılmaya mey İktidarın Muhalefetı teslim alma gayretlerı akamete uğ- ramış, bunun pazarlıkçıları perişan olmuş, bir kenara atılmış, partiye za rar vermeleri önlenmişti. Fakat bu- maksadli taarruzların hangi istika- metlerden geleceğini bilecek kadar a- kıllıydı ve şımdıd mukabil hazır- lıklarını yapmıştı Şöhretler meselesi e . Ismet İnönü yakın — arkadaşlarına vazife verdiği gibi onların çoğunu Partide vazife alm a da ikna etme- ye muvaffak o tu Bunların bü- ik bir kısmı 1954'd küskün ta- vırlarını bırakmaya — ve gelip çalış- maya razı olmuşlardı. Genel Başkan lık seçiminin her hangi bir sürpriz dogurması bahis mevzuu değildi. İs- met İnönü bu mevkide delegelerin ıt- tıfakıyla bırakılırsa hiç kimse mamalıdır. Tüzük tadili bahsınde Genel Sekreterliğin bir defa daha münakaşa mevzuu olması ihtimali de son derece Zayıftır. Kasım Güle lanın inayeti ve iktidarın müzahere- tiyle bu mevkie lâyık tek olduğunu - kendisini tenkid edenler Fuad Sirmen seviyede olmadığı biliniyordu. Bu ba kundan görüşmeleri bir Akademi mü zakeresi haline getirmemek lâzımdı. Prensipler ortaya konulurken basit misaller, yumuşak — kelimeler, ağda- sız tâbirler bulmak, — havanın heye- canım dağıtmamak gerekti. Ne var ki meselelerin ğginden - iktidarın, muhaliflere ayrı bir millettenmiş gibi muamele et- memesi meselesi gibi - görüşmelerde ilim kadar aklı selimin de kendisine ait yeri işgal etmesi kolaylaşacaktı. Hemen her tebliğ evvela bir şikâyet dalgasını tahrik edecekti. - mahkemelerin istiklali, Universite muhtariyeti, basın hurrıyetı iktisadi politika... Bütün bunlar artık günde- lik hayatımıza girdiğinden herkesin bir fikri ve tabii bir şikâyeti vardı. Meseleler biliniyordu. Mahzurlar or- taya çıkmıştı. Böyle olmamalıydı. Fakat nasıl olmalıydı? İşte, Kurul- tayda cevabı aranacak sual buydu. Anayasa, 12 Faik Ahmet Barutçu Tebliğ yapacak C. H. P. liler İsmail nun haricinde C. H. P. ye Genel Mer- kezden zyade Adnan Menderesin hizmet ettiği ortadaydı ve eğer de- legeler bu hakikati unuturlarsa nan- körlük etmiş olurlardı. Ancak her şeyi Adnan Menderesten — beklemek de yanlıştı. Delegelerin bu bakımdan çok şiddetli tenkidler — yapacakları muhakkaktı. Tenkidlere en ziyade Genel Sekreter Kasım Gülek muha- tap olacaktı. Onun acaip ve gayrı ciddi sayılan hareketlerini de hücum mevzuu yapacakların — çıkacağından zerrece şüphe yoktu. Fakat Kasım Güleğin partiye sağladığı faydalar ortada bulunduğundan ve üstelik Ge- nel Sekreter bilhassa teşkilat tara- fından sıkı şekilde tutulduğundan, Genel Başkan da kendisini tek Genel Sekreter namzedi saydığından bu hü- cumlar kargısında yapılacak müda- faa kolaylaşacaktı. Tehlike bu ten- kidlerin kasden çığırından çıkarılma- sı ve tahrik neticesi havanın bulan- dırılmasıydı. Kasım — Gülek böyle Rüştü Aksal Ali Rıza Türel dahil - herkese tasdik ettirmiştir ve Genel Sekreterlikte bileğinin hak- kıyla kalacaktır. Başkaları ya ikti- darın şimşeklerinden kaçmak için başım kuma gömerken, ya da parti- yi teslim etmek için sofra başların- da pazarlık ederken — Kasım Gülek mücadele etmenin kabil olduğunu göstermiş, hiç bir şeyden yılmamış, hiç olmazsa medeni cesaretin nümu- nesini vermiştir. Ama — hafiflikleri münevverleri tatmin etmiyor, hatta büyük kütleden Trey kaçırıyormuş. Bunun çaresi başka yoldan arana- caktı Bunun çaresi Parti Meclisinin ha- kikaten temsili bir mahiyet alması, C. . denince hatıra gelen şahsı— yetlerın o kademede vazife kabul et- mesiydi. Başta Şemseddin Günaltay olmak üzere bu neviden iyi şöhretler adaylıklarının konulmasına razı ol- muşlardı. Ne var ki iş, Parti Mecli- sine girmekle bitmiyordu. Oraya gir- ikten sonra da çalışmak, vazife yap AKİS, 19 MAYIS 1956