Z A B Zabıta Mesul polis 8 Şubat 1949 da lngılterede Bris- tol Mahkemesi Jürisi bir polis ko mıserını 100 İngiliz lirası para ce- zasına mahküm etmişti. Resmi ra- yiç üzerinden bile 800 lira eden bu para az maaşlı bir polis komiseri i- çin hayli agır bir ceza idi. Bu komi- serin suçu neydi. Emrindeki altı po- lis memuru ile birlikte bir hırsızı a- rıyordu. Neticede bir adamı - tanın- mış bir mücrimi — tevkif etti. Ada- mın üstünde ve evinde, çalınmış ol- duğu şüphesini uyandıran bir takım eşyalar vardı. Fakat komiser bun- ların çalınmış olduğunu ispat ede- medi. Araştırmanın heyecanı içinde ITA İngiliz polisinin, yabancı memleket- ler polisleri karşısında en büyük a- Vantajıdır İngiliz polisi hizmet etti- ği lngılız halkından müşkülat değil yardım görür. İşte Bristol jürisi bu münasebeti zedelemek endişesiyle ©o komisere 100 İngiliz lirası ceza ver- , Zabıta bahsinde İngiliz polisinden sal vermek adet olmuştur. Çünkü dedıgımız gibi bu teşkilât 1829 da kurulduğu günden — beri mükemmel bir şekilde işlemektedir. İngiltereden bu bahiste hakikaten öğrenilecek çok Ihtiyaçların;ıız T ürk polisinin ihtiyaçları, öyle zan- nediyoruz ki artik giderilmek yo- lundadır. Malımızı canımızı emnıyet Polis otomobılleı'ı Bir tanesi 17 polise bedel., bir de eve girmişti. Elinde ne arama müzekkeresi vardı, ne de ev sahibi aramasına müsaade etmişti. İşte jüri komiseri bu iki suçu yüzünden ceza- landırıyordu: yanlış - tevkif, izinsiz arama. Bu olayda dünyanın, en iyi po lis teşkilâtı diye bilinen İngiliz poli- sini sevk ve idare eden ficitemel pren sip gizlidir: Her polis Kendi fiil ve hareketlerinden mesuldür. Polis ka- nunun kendisine sarih Alarak tanıdı- ğı salâhiyetlerin dışına çıkam: Vazifesine bağlılıkta bıraz hudut- ları tecavüz etmekten başka suçu ol- rmyan bir polise verdiği bu cezada jüriyi lüzumundan fazla şiddetli dav- ranmış olmakla itham etmek yanlış- tır. İngilterede büyük bir hassasiyet ve titizlikle muhafazasına çalışan bir hususiyet vardır. Bu hususiyet 14 ettiğimiz bu kuvvetin maddi v nevi bütün ihtiyaçlarım düşünmek zorundayız. 1993 yılında kabul edılen bir kanunla ilerisi için ümit veren bir adım atılmış oluyordu. O zamana kadar polis emniyet teşkılatına 20 li- ra asli maaşla alınıyor, eğer kademe atlıyamaz, yani komiser sınıfına ge- çemezse emekliye ayrılıncaya kadar bu yirmi lira asli maaşta kalıyordu. 1953 de kabul edilen kanunla polise kendi sınıfı içinde terfi etmek imkâ- nı sağlandı. Ehliyet gösteren memur lar polis kalsa da başkomiser maaşı olan 50 lira asli maaşa kadar yükse- lebilecekti. Bu suretle mühim bir da- va halledilmiş oldu. Fakat iş bunun- la bitmiyordu. olis sayısı memle- ket ıhtıyaçlarına göre yarı yarıya az olduğuna göre, polisler insan takati- ve ma- nın üstünde bir gayretle çalışmağa mecbur kalıyorlardı. Uykusuzlukları, yorgunlukları önleyici tedbirler al- mak lâzımdı. Bu tedbirlerin başında polis sayısını artırmak düşünülebilir- i. Ama bu gerçekleşınceye kadar po- lısın fazla emeği karşılanmalı, bu kadar ağır şartlar altında vazife gö- ren zabıta memurlarına daha iyi ha- yat şartları temin edilmeliydi. Kısa- cası bütün devlet hizmetlerinde ol- duğu gibi polis maaşları da zamana göre ayarlanmalıydı Son yıllarda bu meseleler İngilte- rede de ele alındı. Polis teşkilâtında üst makamları işgal eden tecrübeli müfettişler tarafından memleket ça- dükleri polislere soruldu. Ayrıca em- niyet .teşkilâtının çalışma metodları eğitim, polise giriş şartları, terfi u- sulleri ve teşkilâtın kuruluş tarzı ko- miteler tarafından gözden geçirildi. Neticede hükümete teklifler yapıldı. Hükümet bu tekliflerin çoğunu ederek icab eden değişiklikleri yaptı. Öyle zannediyoruz ki buna benzer bit lüğünde teşkilâtın bütün meseleleri- ni yakından bilen bir zatın bulunma- sı Türk polisinin geleceği hakkındaki ümitleri kuvvetlendirmektedir. Arzu edilen Türk polisinin en modern va- sıtalarla mucehhez her türlü tesir- lerden azade "halkın koruyucusu" polis haline gelmesidir. Tesirler urkıyede polis millidir. Teşkilat t Genel Müdürlüğü tara- fından 1dare edilir. Genel Müdürlük- te siyasi, idari ve teknik daire baş- kanlıkları vardır. Bu daireler 9 şu- beye ayrılmıştır. Ayrıca Basın - yın, şiv ve Trafik şubeleri vardır. Emniyet Genel Müdürlüğünün kad- rosu illere taksim edilmiştir. İl çev- resinde güvenliği korumak valilerin mesuliyetine tevdi edilmiştir. Polisin vazife ve selâhiyetleri, aynı adı taşı- yan kanunla tespit edilmiştir. Bu ka- nun her yıl bütçe müzakerelerinde tenkide uğrayan "antidemokratik" kananlardan — biridir. Vatandaşların saatlerce nezarette tutulmasını te- eden meşhur 18 inci maddesi kal dırılmıştır ama 15 ve 17 inci madde- leri hala yürürlüktedir. Bunlar va- tandaşın bir meselenin tahkiki için karakola celbı polise mukavemet gösterenlerin ise 24 saat nezarette tutulabileceklerine dair olan madde- lerdir ki, ikisi da suüstimale son de- rece müsaittir. Nitekim polise emre- derek, tesir ederek vatandaşları sa- atlerce karakollarda bekleten idare amirleri saman zaman görülmekte- dir. Son günlerde nezarette bekletilen gazeteciler bunun en yakın misalidir. Polisin ea mühim meselesi bizde bu tesirlerdir. Yoksa polisin işine karı- şılmasa, polise gayrı kanuni emirler verilmese, vazifesini tarafsızlıkla ve sadakatle yapacağından kimse şüp- he edemez. Polisin her türlü politik tesirlerden uzak tutulması, demok- rasi ile idare olunan memleketlerde kabul edilmiş umumi bir prensiptir. AKİS, 19 MAYİS 1956