YURTTA OLUP BİTENLER Muhalefet sıraları Komşu dıleşmıştı Gerçi başta kahkahalar eski ideal arkadaşı Dr. Saro olmak üzere muvafıkı muhalifi bır çok milletvekiline — neşeli dakikalar geçirtti. Ancak söylediklerinin kendi grubunu dahı tatmin etmedıgı sezi- ordu. a bir incir çekirdeğinin bunlarla dolup dolmadığı tamam ıy le meçhuldü. Bilhassa memleketin i- çinde kıvrandığı dertlerden küçüm- ser bir edayla bahsetmesi, "yok ha- yat pahalıymış, yok köylü sıkıntı i- çindeymiş, nedir o efendim bahset- tiği iktisad ılmı" gibi cümleler kul- lanması bir a vvelki — vaadlerinin samimi olmadıgı endışesını uyandı- rıyordu. Çarpışma öğleden sonra Nüvit Yetkin, Same d Ağaoğlu, Fethi Çe- likbaş arasında bazan eğlenceli, ba- zan trajik devam etti. Samet Ağaoğ- lu, Fethi Çelikbaşa karşı öyle yakı- şıksız hücumlarda bulundu ki bu biz zat Emin Kalafatı bile galeyana ge- tirdi. Devlet Bakam koridora fırladı VB İsletmeler Bakanı hakkında çok ağır sözler sarfetmekten kendini ala- madı. Arkadaşları onu da güç yatış- tırdılar. Zaten biraz sonra da Çelik- baş, Ağaoğluna ayniyle cevap ver- Evet, bütçe müzakereleri bu yıl hakıkaten beş senelik bütçelerin mü- zakeresinden daha ateşli bir hava ta- şıyordu. İspatçıların muhalefet saf- larına geçişleri munakaşaların kali- tesini bir anda yükseltmişti. Tabii, maalesef D P. nin aleyhine olarak... İstanbul Belediye başkanlığı savaşı Geçen haftanın sonunda pazar gü- nü Mithat Paşa stadyumunun şe ref locasında ayağa kalkmış kısa boy lu bir adamın, elinde şapkası çırpın- dığı görülüyordu. Maç bitmiş, goller atılmış, milli takımımız dünyanın en namlı futbolcularını yenerek zafer kapın kazanmıştı. Kısa boylu adamın çırpı nışları gol için değildi. Halkın kendi- sini alkışlamasını bekliyordu, Halbu- ki locanın hemen altındaki bir kaç a- laycı vatandaş hariç, hiç kimse dö- nüp te İstanbulun — altı yıllık valisi Prof. Fahreddin Kerim Gökay'a - ki sa boylu adam oydu - dönüp te bak- madı bile... Vali maçtan evvel de, e- linde dört bir yanma salladığı şap- kası, sahaya çıkmış, oyuncuların el- lerini sıkmıştı. Gene aldıran olma- mıştı. Halbuki bundan bir kaç sene evveline kadar halk küçük valiye te- zahürat yapar, onu alkışlardı. Hele stadyum gibi kalabalık kütlelerin bu- lunduğu yerlerde Prof. Gökay başlı- başına bir hadise yaratırdı. Pazar gü nü ise üstad, derin bir hayal kırıklı- ğına uğradı. Aslına bakılırsa, bu tabii bir ne- ticeydi. İstanbullu ıstırap çekiyordu; hem de görülmemiş ıstıraplar.. Buna mukabil Demokrat iktidarın — valisi Prof; Gökay hayat pahalılığını inkâr edıyor, her şeyin mükemmel olduğu- nu söylüyor, gösterişli bir kaç hare- ketle esaslı tedbirler — isteyen işleri hallediyormuş edası takınıyordu. Bu tutuma tutulmamak imkansızdı. İs- tanbulluya, kendısıle eğleniliyormuş hissi gelmişti. Elbette ki Prof. Göka- a kimse dönüp de bakmazdı bile.. Zira vali, butun popüler tarafım - bunun çoğu zaten fizikiydi - çoktan kaybetmişti. Ama pazar günü Prof. Gökayın üzülmesine başka bir sebep vardı. Ankarayla, İstanbul Belediye — baş- kanlığı ıçın adeta mutabakata var- mıştı. rada — valiyi hâlâ nallan tuttuğu zehabı hâkimdi. Üstelik muh- telif adaylar arasında zıddiyeti ön- lemek için Prof. Gökayın bir müddet aha makamında bırakılması fikri- nin taraftarı çoktu. Sonra D. P. nin İstanbul teşkilatı yabancı ellerde sa- yılıyordu Beled şkam olarak “iktidarın olmak sırrına vakıf bir zatın başa getirilmesi urucuların- dan bazılarına emniyet verecekti. Ancak bu planın tatbiki güçtü ve Prof. Gökay da bunu biliyordu. Ter- tip şuydu: İstanbul Belediye Meclisi başkanlığa Prof. Gökayı seçecek, bu- nun üzerine Prof. Gökay valilikten is tifa edecek, fakat istifası kabul edıl- meyerek kendıs nden daha bir det vali vekaleti vazifesini etmesi istenilecekti. O boyun eğerek. Doğan Nadinin belirt- tiği gibi kartvizitinde ufak bir deği- şiklik yapacak ve bundan böyle sıfa- tı "İstanbul vah vekili ve Beledıye başkanı" olacaktı. Tertibin bir espri 1çınde de olsa Doğan Nadi tarafın- açığa urulması Prof. Gökayı fena halde kızdırmıştı. O zamana ka dar her şey kulislerde.cereyan etmiş ve dışarıya bir şey sızdırılmamasına çalışılmıştı. Zira pek ala biliniyordu ki İstanbul Belediye başkanlığı ma- kamına talip olanlardan bazıları bu tertibi bozmaya çalışacaklar ve em- ri vakii önleyeceklerdi. Nitekim İs- Ticaret alemimiz 3 "yoktan" şikayetçi (Gazetelerden) 1 — VUZUH 2 — İSTİKRAR 3 — ALENİYET AKİS, 25 ŞUBAT 1956