DÜNYADA OLUP BİTENLER General Franko Çanlar - çalacak ki sosyal ve ekonomik durumundan, Franko'nun diktatörlüğünden mem- nun olmayan gençler de katılmasay- dı, kralcıların seslerini duyurması çok güç olurdu. Ünlü diktatör Fran- ko'nun totaliter idaresine baş eğmek istemiyenlerin, İspanyanın bugünkü gidişini beğenmiyenlerin — kralcılara iltihakı geçen haftalar içinde cere- yan eden olayların bu kadar geniş yankılar uyandırmasını sağlamıştır. Kralcılarla, gayrimemnunlar ara- sında kendılıgınden meydana gelen bu fiili anlaşma, nko'yu bir kere aha büyük zorluklarla karşı karşı- ya bırakmıştır. Esasen Falanjcıların büyük bir kısmı ile de İspanyol Krallığının ihyası konusunda fikir ayrılığı halinde bulunan Franko, bun- lan böyle, şimdiye kadar dost bildi- ri kralcılarla birleşen - gayrimem- nunlarlada uğraşmak zorundadır. Gerçekten Franko. şimdiye kadar, rejim aleyhtarlarının büyük bir kıs- mını kazanabilmek ümidiyle, İspan- ya tahtına bir kral getirilmesine mu- halif — değildi ve tahtın varisini de keendi eliyle seçmiş bulunuyordu. An- cak İspanyol. Faşist teşkilâtının bü- yuk çoğunluğunun Prens Juan Car- los'un — şahsında devam ettirilmesi düşünülen krallık rejimine — muhalif olması, bu çoğunluğu yakın zaman- ranko Aaleyhine çevirmiştir. faşist teşkilâtı ile Franko arasındaki sessiz mücadele, had saf- hasını, geçen kasımda geçirmişti. Fa- lanj teşkılatının kurucusu Jose Anto- nro Primo de Riyera'nın ölüm yıldö- nümünde yapılan törende, General Franko'nun parti üniforması yerine askeri kıyafetle görünmesi o zaman buyuk tenkidlere yol açmıştı. Fran- o'nun parti prensiplerine ihanet et- tiği yolundaki söylentilerin o günden beri ardı arkası kesilmemiştir. Bu- İpanyol 14 günkü söylentiler ne olursa olsun son zamanlarda Franko'nun Falanj için- deki, Falanjın da memleket içindeki prestijlerinden üyük bir kısmım kaybettiklerine şüphe yoktur. n gösteriler, artık Franko'nun kralcılar arasında da sempati yarat- madığını açıkça ortaya koydukları için çok önemlidir. Kraldan ziyade kral taraftarı göründüğü halde Fa- lanjist çoğunluğunun arzusu hilâfına cüretli bir hamle yapmaya cesaret edemiyen Franko, kralcıların güve- nini de ka betmıştır Diğer yandan bu gösteriler sırasında, fırsattan fay- dalanan gayrimemnunların da açık- tan açığa Franko'ya cephe almaları, diktatörün sadece iki taraflı değil, fakat üç taraflı bir kapana sıkışmış olduğunu açıkça göstermektedir. Ancak, son tepkiler eğer gençhk saflarından gelmeseydi, Franko'nun böyle üç taraflı bir kapana duşmuş olmaktan o kadar gocunmayacağı kolayca söylenebilirdi. Zira Franko da, tıpkı her diktatör gibi, rejiminin kuvvetini gençlerden almak istiyor ve aldığını da zannediyordu. Onun için geçen yıl Madrit Universitesin- de yapılan bir yoklamanın sonuçla- rına asla inanmamıştı. Hükümetin isteği üzerine Madrit —Üniversitesi Psikoloji Profesörü Sr. Pinillos tara- fından yapılan bu yoklamaya göre öğrencilerin yüzde 70 den fazlası ha- lihazır idarecileri yetkisiz ve ehliyet- siz buluyor, yüzde 60 dan fazlası krallık veya cumhuriyet rejimi isti- yor, ancak yüzde 20 kadarı totaliter bir rejime taraftar görünüyordu. Son gosterıler Profesör Pinillos'un yaptı- ği yoklamanın gerçeğin ta kendisi ol— dugunu isbat etmiştir. Franko bu a gerçeği kavrayıp İspanyollara 1ste— Prens Joan Carlos Kralsız — veliaht! diğini vermektense, gerçekleri yayan Üniversiteyi kapatmayı, Rektör ve Dekanları isten atmayı şanına daha uygun bulmuş, diktatörlerle başını kuma gömen devekuşları arasında büyük bir fark olmadığım bir kere daha göstermiştir. İspanyada şu sıralarda içine ot tıkanan çanlar, oyle go inüyor ki. ilk fırsatta Franko için çalacaktır. AKİS, 15 ŞUBAT 1956