s P O R Milli Maç Beklenmeyen netice Doksan — dakika süren bir heyecan fırtınasından sonra Mithatpaşa stadını yorgun, fakat sevinçli terk e- den seyirciler kendi kendilerine söy- le konuşuyorlardı: "Allah Allah! Na- sıl olur? Hakikaten 3-1 galip miyiz? Yoksa rüya mı gorııy Bu ne o- yundu. O Lefter'in attıgı birinci gol! Ya hele Metin'in üçüncü golü. Fee... Penaltı fena mıydı? Büyük bir gali- biyet kazandık. Hem de su götürmi- yecek şekıld 3-1... Dile kolay bu!" Gerçekten bu şekılde konuşanlar haklı ıdıler Çünkü Milli takımımız ü- mitlerin tamamen fevkinde bambaş- ka bir haleti ruhiye içerisinde adeta fışkıran bir enerji ile doksan daki- kalık zaman içerisinde dünya futbo- lunda yeni bir çığır açan Macarları hezimete uğratmıştı. Ne kadar övü- nuls ne kadar iftihar edilse azdı. Bu bir tesadüf değildi. Milli takımı- mız baştan sona kadar hakim bir du- rumda oynamış ye icap ettıgı zaman müdafaa taktiği kurmuş, icap ettiği zaman da huc uma kalkarak kat'i ne- ticeye gitmi: Kapıda bekleyenler Cumartesiyi pazara bağlayan gece t 22.00 sularında Mithatpaşa stadının kapılarının önü görülmeğe değerdi. Çadırlar kurulmuş, — ateşler yakılmıştı. Köfteciler, salepçiler icra- yı sanat eyliyorlardı. Stad bir mesire yerini andırıyordu. Kapı önünde bek- leyenlerin sayısı beş binden fazla idi. Geceyi soğukta ve beton üzerinde geçiren bu insanlar, sanki ertesi günü bir muvaffakiyetin elde edileceğine inanmış gibi idiler. Takımlar sahaya çıkıyor Her iki takımın da sahaya çıkışı büyük tezahürata vesile oldu. Ma- carlar İstanbul-Peşte temsili maçın- da olduğu gibi halka "Kırmızı- Beyaz" karanfillerden yapılmış buketler at- tılar. Takım kaptanı Puşkaş ın ko- lundan yakalayıp resmini çekmek İis- teyen bir fotoğrafçıyı mağrur Puş- kaş eli ile ittil. Macar futbolcuları İle sahaya giren kadınlar kıyıdaki sı- ralara yerleştırıldıler Elleriyle bır- takım acaip hareketler yapmaları halkın alâkasını çekiyordu. İlk nazarda bunların Macar ko- lonisine mensup oldukları sanıldı. Meğer Divan Otelinin müstahdemleri imiş! Otel idaresi bu taşkın hareket- leri hoş görmemiş olacak ki, maçtan sonra bunların işine nıhayet vermiş- tir. Maçtan evvel yapılan mutad se- remoniye Kafile Başkanı Dr. Sebes katılmadı. Onun yerine mihmandar yer almıştı. Doğrusu bu çok garip karşılandı ve bu hareketi bir sebebe bağlamak güç oldu. Türk Millf Takımı Muvaffakiyetin veya uğranılacak ir mağlübiyetin hesabım efkârı umumiyeye karşı vermek durumunda olan tek seçici, milli takımı geride bıraktığımız haftanın perşembe ak- şamı, Bölge binasında yaptığı bir ba- sın toplantısında açıkladı. Hiç kimse o anda tek seçiciye karşı bir şey söy- lemek yetkisine sahip değildi. Vakıa bir gün evvel İstanbul-Peşte muhte- liti maçında fevkalâde bir oyun çı- karan M. Alinin takıma neden alın- madığı suali zihinlere takılmıştı. A- u tek seçicinin selahiyetlerine Üçüncü golümüz ağlarda Zafer perçinlendi AKİS, 26 ŞUBAT1956 Turgay kurtarıyor Lefter'e de atmak düştü bir nevi tecavüz olurdu. Onun için kimse sual sormadı. Herkes "maçtan sonra" kaydı ile sustu. Eşfak Aykaç milli takımı "WM" esası üzerine kur: muştu, müdafaaya büyük ehemmıyet vermiş bu sebeple her iki insayide i- leri geri çalışabilecek elemanlar al- mıştı. Nitekim Kadri ve müdafaa 0- yuncusu Coşkun kendilerine verilen vazifeyi tam manasiyle başardılar. Czibor ve Puşkaştan müteşekkil Ma- car sol kanadım tutabilmek için Coş- kun, daha bidayette sağ haf mevkii- her ikisinden açılan gedikleri kapat- maya çalışmıştı. Hücum hattımız böylece dört kişi kalıyordu. Kadri ise müdafaa ile hücum hattı arasında ir- tibat kuran elemandı. Lefter ve İs- fendiyar süratli ataklarla tatbık et- tikleri "diyagonal sistem" icabı mü- dafaada fazla açık veren Macarları bir hayli yıprattılar. Ortada Metin ise, santrhaf Szoşka'nın markajından daima sol açığa deplase olması sebe- biyle kendisini kurtardı. İlk dakika- larda Macarların tesirli akmlarm- Milh t dan paçayı ucuz kurtaran mımız hemen altıncı dakıkada İsfen- diyaı'm sağdan ortaladığı topa Lef- ter'in kondurduğu şahane vole ile 1-0 galip duruma yükseldi. Bunu pek az sonra gene Lefter'in penaltıdan pla- se bir vuruşla Macar ağlarına gön- derdiği ikinci gol takip etti. bir bayram havası esiyordu. Sevinç- ten herkes sarmaş dolaş olmuş, âde- ta kendisini kaybetmişti. Sesler kı- sılmış, heyecan son haddini bulmuş- tu. İkinci devrede herkes Macarların bir azizlik yapmasından korkmakta idi. Fakat daha birinci dakika dol- mamıştı ki sağdan yapılan bir a- kında genç futbolcu Metinin kendi- sinden beklenmiyecek bir soğukkan- hlıkla topu kaleci Faragonun üze- rinden ruşla aşırması Zi- hinlerde belıren bütün endişeleri bir 33