KAPAKTAKİ KIRTASİYECİ Ankarada, Meşrutiyet Caddesinde bir apartmanın altında müteva- zi bir dükkanın vitrini önünde, u- zunca boylu, zayıf ve esmer bir in- san duruyordu. Vitrin camına, kü- çük sade harfle rle bır isim yazıl- mıştı: Hür Kırtasiye evi.. Uzunca boylu, esmer ve zayıf insan bir müddet vıtrıne, vitrinin camlarına yazılmış isme baktı. Kü- çük, büyük, renk renk kitaplar vit- rinin içini süslüyordu. Hür Kırtasi- ye evi, faaliyete geçmişti. İnce a- dam cebinden anahtarları çıkardı, kapıyı açtı,. içeri girdi. Hayatının elli senelik geçmişinde bir çok acı, bir çok sevinçli günler vardı. Kade- me kademe, adım adım yükselişin- de hiç bir zaman gurura kapılma- mış, biç bir zaman ileride karşıla- şabileceği — imkânsızlıkları memezlik etmemişti. Küçü u yana, çaresizlik içinde kal- dığı çok olmuştu ama zayıf bünye- lı insanlar gibi kararsızlığa da düş- memişti. Her hâlin kendisine mah- sus bir icabı, bir selâmeti olduğunu düşünmüş, hattâ denilebilir ki, bu- nu hayatın icabı olarak karşılamış, mücadele gucunden hiç bir şey kay- betmemişti. Ufak yazıhanesinin küçük ma- sasında otururken önünde canlandırmamazlık edemez- di: "— n artık bir tüccar, bir es- nafım" dıye mırıldandı. Cahit Zamangil, gazetelerde is- mi son on beş senelik müddet için- de zaman zaman okunan, halkın tanıdığı bır sima idi. 1906 senesin- de Trabzonda doğmuştu. Tahsil memleketinde başlamıştı. Trabzon Sultanisinin iyi, mazbut ve çalış- kan bir talebesi idi. Sultani'nin o0- nuncu sınıfına geldiği zaman bir doktor olan babası Abdülkerim bey vefat etmişti. Genç Cahit Zaman- gil, babasının vefat edişi ile en bü- yük darbeyi yemiş saydırdı. ü, bir ailenin bütün yükü omuzlarına yükleniyordu. Babasının yerini dol- durmak, babasının temin ettiği ge- çim şartlarını ailesine vermek Zz0o- runda idi. Tahsilini bıraktı. Muhte- lif yerlerde öğretmenlik yaptı, ka- za dıgı nara ile ailesini geçindir- meğe gayre Fakat okumak kendi kendisini yetiştirmek arzsuundan da bir an bile vazgeçmedi. Trabzonda, o gu- nün tartları içinde, Fransızcasını i- lerletmeğe çalıştı,daha çok şey öğ- renebilmek için durmadan okudu. Bütün bu gayretlerini b_ır hedef üzerinde teksif ediyordu.İ- lerde birden şartlar değişebilir, bir- den istediği okııma imkânına kavu- şabilirdi. Sultani'nin onuncu sını- fında bıraktığı tahsılıne belki Fran- sada, devam edebilirdi. Nitekim Ca- AKİS, 25 ŞUBAT 1956 Cahit Zamangil hit Zamangil'in tahminleri, tasav- vurları bir gün gerçekleştı Fran- a, Sciences Politigues'de tahsi- lını tamamladı. 1928 de Türkiyeye döndüğü zaman, devlet müessesele- rinde istediği şekilde vazife alabi- lir bale gelmişti. İş Bankasında kısa bir müddet çalıştı. sonra Ticaret Bakanlığına geçti. Askerliğini yap- mıştı. 1931 yılında Ticaret Bakanı Mustafa Şerif Usan bilen, mesle- ğinde muvaffak olmayı vaad eden bu ç insanı, özel kalem müdür- lüğü bürosuna aldı. Cahit Zaman- gil, Mustafa Şeriften sonra da aynı büroda vazife aldı. Yalnız Bakan değişmiş, Mustafa Şerifin yerine Celal Bayar gelmişti. Celâl Bayar Cahit Zamangili özel kalem müdü- Hür Kırtasiye evi rü yaptı. Artık genç insanın istik- balinin çizgisi belli olmuştu. ret Bakanlığında kalacaktı, orada ilerliyecekti. üdürlü ünden Madrid Ticaret Ataşelığıne tayın edildi, tekrar memlekete dön- düğü zaman Ekonomi ve T aret Bakanlığında önemli vazifelere ve- rildi. İç Ticaret Umum Müdürü ol- du, Dış Ticaret Başkanlığına geç- ti ve nihayet Cahit Zamangil'in her zaman hayatının en büyük iftihar payı olarak kalacak makama ge- tırıldı, bakanlığın, hem de Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının Müsteşar- lığına tayin edildi. Cahit Zamangil'in Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı müsteşarlığındaki vazifesi 1060 ye kadar fasılasız se- kiz sene devam etmiştir. Bu, sekiz senelik devre içinde muhtelif ba- kanlar ile çalışmış, memleketin ti- careti ile ilgili binlerce mühim ka- rarı hazırlamış, binlerce karan tat- bik etmiştir. Caddesinde küçük dükkânının sahıbı olan Cahit Za- mangil, müsterih ve memnundur. Çünkü, Turkıye nin en dertli, belâ- h bir makamında sekiz sene kaldık- tan sonra, 1950 de milletvekili se- çilmiştir. Onun sekiz senelik idari mesuliyeti büyük mesaisi hakkında biç kimse en uf ak bir söz söylemek cesaretını kendisinde bulamamak- bulamayacaktır Mılletvekıll iği 1950 senesinde doğduğu yerden milletvekili seçildiği zaman, Ca hit Zamangilin takip edeceği polıtı- ka hakkında herkesin kendisine has bir düşüncesi vardı. Düşünül- sün ki, C.H.P. muhalefete düşüyor, her zaman n büyük koz olan tica- ret ışlerınde ihtisas ve söz sahibi bir elemana sahip bulunuyordu. Ko- nuşması her zaman yıkıcı tesırler uyandırabilirdi. Fakat C.H.P. Nihat Erimin elinden çıkan mufrıt ve yıkıcı politikasına Cahit Zaman- gil asla boyun eğmedi. Hakikatleri olduğu gibi ele alıp, hiç bir istismar şekli gözetmeden tetkik, tahll et- konuşmaları dıkkat ile, hürmet ile dinledi. Dört senelik teşrii hayatı bu şekilde geçti. Cahit Zaman- gilin o zaman işaret ettiği tehlike- ler bugün ticaret hayatımızda da, ekonomik bünyemizde de ortaya çıkmıştı 1954 te seçimleri kaybetti. Ha- yatında hiç bir şey değişmedi. Ca- hit Zamangil gene o insandı, kolu- nun altında zaman zaman keman kutusu ile arkadaşlarının arasında görünüyordu. Çok sevdiği kema- nından ayrılmıyordu. Bu arada, ha- yatını kazanmak, ailesini geçindir- mek zoı'unda idi. Yaşamak için iki : ya gidip hükümetten va- zife istiyecektl, yahut kendi buldu- ğu bir yolda ilerliyecekti. İkinci yo- lu tercih etti. O küçük dükkânı aç- tı, malzeme bulmak, pahalı olan kırtasi eşyayı temin etmek zordu. Hele hariçten kitap getirmek başlı- ca müşküllerden biri idi Fakat yıl- --yordu, bugün ancak masrafını kurtaran o küçük dükkânı geliştir- mek için çalışıyordu. Bundan bir, buçuk iki ay önc Hür Kırtasiye Evi faaliyete geçtıgı zaman, gazetelerin manşetleri, de- mokrat iktidarın üç kodaman ba- kanı hakkında - Maliye, Ekonomi ve Ticaret, Devlet Bakanları - bazı ti- caret ve döviz işlerine müteallik hususlardan dolayı Meclis tahkikatı açıldıgını bildiriyor!ı Bunl. Cahit Zamaııgılm Öte- sinde ışlerdı 217