DÜNYADA OLUP BİTENLER Sovyet Rusya "Stalin bir haindir". Geçen — haftanın başından itibaren dünyanın gözü Moskovaya çev- rilmişti. Rusyayı idare eden komü- nist partinin XX. büyük kongresi toplanıyordu Rus komünist partisi» nin büyük kongresi İhtilalden bu ya- na topu topu yirmi defa toplandığı- na göre bu toplantıların muntazam olduğu iddia edilemez. Hakikaten partinin başındaki şefler çok zaman bu kongreyi ya kendileri için en mü- nasip zamanda, ya da bir büyük ka- rar almak maksadıyla toplamışlar- dır. İşte bilhassa bu yüzdendir ki ba- tı ile doğu aleminin arasındaki mü- nasebetlerin gelişme tarzını dikkat- le takip edenler XX. büyü kongre münasebetiyle Rusların yeniden bir sulh taarruzuna geçmesini ve bunun havasının kongrede yapılmasını bek- i . Fakat doğrusu istenilirse hiç kimse geçen haftanın sonunda bir bomba gibi patlayan "Mikoyanın nutku"nu beklemiyordu. Rus Baş- bakan muavini Stalini, o bir zaman- lar ilâh mertebesine yükseltilen, hat- ta XX. büyük kongrenin başında ha- tırasına saygı durusu yapılan büyük talini, Rus ihtilalinin 2 numaralı liderini vatan hainliği ile itham edi- yordu. Totaliter idarelerde ilahlık ile vatan hainliğinin arasında bir farkı vardır. Mikoyan konuşmasını geçen haf- tanın ortasında yapmıştı. Fakat Baş- bakan muavininin sözleri cumartesi günü açıklandı ve ancak pazar gü- nüdür ki dünyanın bütün büyük ga- zeteleri bu haberi kocaman başlık- larla verdiler. Mikoyana göre Stalin bir sahtekârdır. Zira bütün iddiaları Stalin Vatan haini 12 mayan uydurmalardır. Stalin aynı zamanda bir haindir de. Zira 1918'"- den beri ne yapılmışsa, hepsine iha- net etmiştir. Nıhayet Stalin fena bir politikacıdır. Zira "kötü ve manasız bir sert politika" ile Rusyayı bugün- kü müşkül durumda bırakmıştır. Mi- koyanın nutkunu okuyanlar bu üçün- cü maddeye geldiklerinde Stalinin niçin tahtından alaşağı edildiğini an- lamakta gecikmediler. Komünist çar lığın bugünkü hakimleri yeni bir sulh taarruzunu, en kuvvetli sılahla— rım kullanarak yapıyorlardı müzdeki günlerde doğu-batı muna— sebetlerinde yeni bir yumuşama baş- larsa, bundan hiç kimse şüphe etme- melidir. Lodos başlıyor Gerçi — doğu ile batının sulh içinde beraberce yaşamaları bir hayal- dir. Zira bunun için her şeyden evvel açıklığa ve güvene ihtiyaç vardır. Halbuki Rusya, iç rejimi bakımından Demir Perdeyi kaldıramaz. Dünya- da hiç bir diktatörlük, hür fikirlerin hudutlarından içeriye sızmasına mu- saade edemez. Bu olmayınca da batı ile doğunun kardeşçe — geçinmeleri imkânsız hale gelir. Ancak — başta Kruçef olmak üzere yeni rus İlider- lerinin istedikleri, daha ziyade bir "statüko muhafazası"dır ki, Stalinin dahi tel'ini bu yolda atılmış yeni bir adımdır. Şimdi ruslar politikalarını yeniden değiştirirken kendilerini Stalin politikasının doğurduğu şüphe ve endişeden masun kılmak istemiş- lerdir. Mikoyanın nutkunda Rusyayı bugünkü müşkül mevkie Stalinin dü- şürdüğü iddiası ve sabık diktatörün kötü politikacı olarak tavsifi siyasi havada yeni bir ısınma devrinin baş- langıcını teşkil etmektedir. Her halde açıkça anlaşılan nok- ta hakiki sebep ne olursa olsun - iç çekişmeler mi, dış güçlükler mi, ni bir sosyal nizamlama gayreti mi- rus liderlerinin serbest kalmak — ve rahat bırakılmak ihtiyacım duyduk- larıdır. Bu yolda yeni yeni taviz ver- meleri şimdi daha mümkün hala gelmektedir. Fakat bu neticenin alın- masında en esaslı unsurun batı tara- fından son sekiz yıl içinde takip edi- len enerjik politika olduğu gözden uzak tutulmaz ve harbi takip eden senelerdeki ihtiyatsızlıklar yapılmaz- sa yumuşamama daha uzun ömürlü olacağında zerrece şüphe yoktur. Cehennemden seslenenler Bundan aşağı yukarı dört buçuk -sene önce, sisli bir Haziran saba- hı İngiltere'nin Tatsfield — şehrinden hususi otomobilleriyle yola çıkan iki İngiliz diplomatı, — İngiliz Dışişleri Bakanlığı Amerika işleri dairesi baş- kanı Donald Maclean ile Washing- ton Büyükelçiliği ikinci — kâtiplerin* den Guy Burgess, Southampton'dan Fransaya geçmişler — ve oradan da sırra kadem basmışlardı. —Fransaya geçtikten sonra bir müddet Rennes'- ne doğru yol alan Maclean ve Bur- Mikoyan Öptüğü — eli — ısırıyor gess'in oradan nereye gittiklerini kimse bilmiyordu. Gerçekten koca Fransada kaybolan iki insanın ne ta- rafta bulunabılecegını kesin olarak kestirmek çok zordu. Ancak, diplo- matların, haklarında Sovyet Rusya hesabına casusluk yapmak suçu ile tahkikat açılacağı günün arifesinde ortadan kaybolmaları bazı tahminler yapılmasına imkân vermiyor da de- ğildi. Yapılan bu tahminlere göre Burgess ve Maclean demirperde ge- risine geçmişlerdi. Geçen sene Avust- ralyaya sığınan Rus diplomatı Pet- rof'un yaptığı bazı açıklamalar da bu tahminleri doğruluyordu. Petrof'a göre Burgess ve Maclean Sovyet Rusya'ya sığınmışlardı. O zaman başta İngiliz Hükümeti olmak üzere bütün dünya efkârı tarafından ihti- yatla karşılanan bu tahmin ve açık- lamaların doğru olduğu nihayet ge- çen hafta anlaşılmıştır. Geçen hafta, Moskova otellerinden birinin kuçuk bir. odasında birkaç Batılı ve Rus gazeteciyi kabul eden —Burgess ve Maclean, dört buçuk yıldanberi ilk defa, seslerim bütün dünyaya — du- yurmuşlardır. Gazetecilere söylediklerine — göre, Burgess ve Maclean eğer kendileri- nin Rusyada bulunmaları keyfiyeti Rus-İngiliz münasebetlerine bir ger- ginlik getirmek tehlikesini arzetme— seydi bu basın toplantısını daha uz müddet yapmak niyetinde degıllerdı Ancak şu günlerde hu meselenin İn- giliz - Rus dostluk bağlarına bir za- rar getirebileceginden korktukları için ki bazı zaruri açıklamalarda bu- lunmak lüzumunu hissetmişlerdi. Tapacakları açıklamalar da şunlar- dı: Kendilerinin Rusyaya sığınmala- rında Sovyetlerin hiçbir taksiri yok- tu. Her iki İngiliz diplomatı da, Sov- AKİS, 25 ŞUBAT 1956