SOÖSYETE Polatkan ve Zeytinoğlu aileleri Beraber girdiler, Balolar Basın balosu Balo müdavimleri sık sık Ankara Palasın yolunu tutarlar. Bunları her baloda büyük kapıdan girer gir- mez merdiven başlarında, dans pis- tinin ağzında bulabilirsiniz. Müte- bessim, her geleni selamlar, her ge- lene "Ben buradayım" der gibi bir iki laf söylerler. Eğlenmekten ziya- de balonun gidişatını merak eden bir halleri vardır. Basın balosunun verildiği 18 şu- bat cumartesi akşamı, kapıda mü- tebessim, gelip gideni selamlıyan bu sevimli yüzler arası ında bir yenisi vardı: Kasım Maamafih bu kapıdan içeriye gi- rebilmek, cidden bir cesaret mesele- siydi. Kalabalıkta ezilmemek, sıcak- tan boğulmamak için bazı tedbirler almak lâzımdı ve şüphesiz bu tedbir lerin en iyisi müdafaada kalmayıp hücuma geçmekti. Yani, kapıdan gi- rer girmez dansa başlamak: Yürü- menin en iyi çaresiydi bu. Bu sakil- de salonun bir ucunu bulunca soluğu ortadaki büfede, almak kabildi. Hat- tâ şans yaver giderse, buradaki ra- hat koltuklardan birine de yerleş- mek mümkündü. Tehlike şurada idi ki, koltuk insana fazla cazip geliyor du ve sonuna kadar baloyu burada geçirenler oldu. ağaçlarının arkasındaki mum ışıkları ile aydınlatılan ikinci dans salonu serin ve cazipti. Piyango odasına gelince, hediyeler — oldukça zengindi. Güzel lasteks mayolar, bil- hassa kadınların gözünü kamaştırı- yordu. Fakat biletlerin onar lira olu- 30 beraber çıktılar su, piyangoya gösterilen rağbete sek te vurdu. Elbiseler Balonun — güzelliğine , sekte vuran da kadın kıyafetlerindeki lâuba- Tilik oldu. Vakıa gece elbiselerinde, bilekte biten kısa elbiseler moda ol- muştu ama bu kadınlar yakası biraz açık her elbise ile başlarına uydur- ma bir çiçek takip baloya gidebilir- ler demek değildi. Ankaranın genç terzilerinden Ay- şe İnceer gayet zarif "siyah kadife ve organza" karışık bir tuvalet gi- yııımıştı, üzüntü ile etrafına bakına- rak: "İşlemeli ağır elbiseler moda- dır ama, diyordu, bunlar iyi işçilik, güzel malzeme ıster yoksa netice pek fena oluyor" Bu güzel işli elbiselerden bir ta- nesini hem de pek güzelim Hasan Polatkanın eşi giyinmişti. Bu zengin etekli, çok açık yakalı, tabii kolsuz gri bir elbise ıdı Üstü pembe, gri in- cilerle işlenmişti Balonun en ağır elbisesini Bayan Zeytınoglıı taşıyordu. İsmetpaşa Kız Enstitüsünde dikilen bu elbise cok açık, tatlı bir kahverenginde — olup, organzaya benziyen daha tok bir ku maştan yapılmıştı. Bolluklar arkada toplanıyor ve sırma ile islenmiş kah verengi geniş, fiyonklu, drapeli, bir kadife kuşak altından — fışkırıyordu. Bu elbısenın gene sırma ile işlenmiş kahverengi "gece kabı" da Enstitü- de yapılmıştı. Devlet Bakanının eşi Halide Bengü de beyaz İlameden, dört köse yakalı, bol etekli rahat ve güzel bir elbise giyinmişti. Bayan Erkmenin boyundan askılı krem tu- aleti. kibar ve zarif. Harika Yardım- cının beyaz, işli tualeti ise zengindi. Neş'eli, hoş giyinmiş birçok genç kızlar da vardı ve bunların içinde a- çık yeşil tualet ile, Ayla Kiper naza- rı dikkati celbediyordu. Pavyon Fakat asıl balo, aşağıda Pavyon kısmında idi. Bir dakikada kari- katür çizen Faruktan, eski, yeni ba- kanlara, particilere, grup grup basın mensuplarına kadar herkes orada idi. Masanın birinde Refik Koraltan, Hayrettin Erkmen, — Emin Kalafat vardı. Zaten masa küçüktü, kimseyi alamazdı. Bir başka masada Nedim Ökmen, Samet Ağa- oğlu, Celâl Yardımcı ve eşleri oturu- yorlardı. Pek yakınlarında, . "muva- fık" bir basın masasında Anadolu A- jansı mensupları hazır bulunuyorlar- dı ve bu masada Burhan Belge, Necip Fazıl Kısakürek ile tatlı tatlı has- bihal ediyordu. Pavyonun gene bu kısmında, fakat geride, birbirine so- kulmuş bir çift nazarı dikkati — cel- bediyordu; bu Ankaranın — sevimli valisi ile eşi il Karsı tarafta bir masada — Fethi Çelikbaş, eşi ve Hürriyetçiler vardı. Bir başka köşede Hasan Polatkan, Kemal Zeytınoglu, Atıf Benderlioğ- lu vardı. Sıtkı Yırcalı esi ile bara çok yakın bir yer seçmişti ve yük- sekten aşağıya bakarak eğleniyordu. Yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya devamlı bir akın vardı. He- le numaraları seyretmek için koşu- şanlar çoktu. "Colette'in — hasretini duyanlar yeni çıplak — artist "Jeni" de tesellı arıyorlardı. Basın balosun da bütün Ra dyoevı'de vardı. Yalnız “Sihirli Kemanlar"ın yerini Ekse- lans kemanları almıştı ve bunlar da- ha ziyade bir düğün toplantım his- sini veren yukarki salonlarda halkı hep bir ağızdan şarkı söyletecek ka- dar heyecana getirmişlerdi. AYIN FİKİR VB SANAT HA- REKETLERİNİ, BİBLİYOG- RAFYASINI VEREN TEK DERGİ EN GÜZEL ŞİİR, HİKAYE VE DENEMELERLE HER AYIN BAŞINDA İSTANBULDA ÇIKAR 120 Sayfa 1 lira Müracaat: P.K. 914 — İSTANBUL AKİS, 25 ŞUBAT 1956