YURTTA OLUP BİTENLER partisine göre - ki o noktada hak- lıydı ve kendisine bulunabilecek tek kusur bunu iktidarı devrinde görüp anlıyamaması olabilirdi - Tü Kanunu neşir yoluyla yapılabılecek bütün suçların cezal ndırılması için kâfidir ve husust hükümler getiril- mesine lüzum yoktur. Bu bakımdan meşhur 6334sayılıkanun, bir fuzu- H sertlıkten başka şey getırmemek- ti nin tasarısında o unun esasl arı bir maddede top- lanmış ve geri kalan kısmı lüzumsuz hale getırılmıştır Türk Ceza Kanu- nunun 480 inci maddesi bazı fillerin isnadını yasak etmekte, 481 inci madde ise isnat olunan fiiller vazi- feye müteallik ise ispat hakkı ver- mektedir. Halbuki bu son nokta. Temyızın bir içtihat kararı ile tatbik edilmez hale getirilmişti. Nüvit Yet- kin gazetecilere o mahzurun da dü- zeltilmesi yolunda bir maddenin ta- sarıda bulundugunu haber verdi. lece ispat ha bakımından lıkbaş ve arkadaşlarının "11 li rir" i il “ELEP. Basın Kanunu teklifi bırleşıyordu Nıtekım havale edilecekleri Adalet Komisyonunda da beraberce gozden geçırıleceklerdı . Bir hatip radyodan şahıslara veya partılere sataşırsa şa- hıslar veya partiler de ona muka- bele edebılmelıydıler Muhalefet, rad- raflı kullanılmasından erçi hükümet isteyen şahısla- rın radyo istasyonları kurabilmeleri için bir tasarı hazırlıyordu. Ama ta- sarı, memleketımızde boyle bir Istas- ına matuftu. ra tasarıda öyle hükümler vardı ki, hususi şahıs veya müesseselerin bu neviden bir teşebbüse geçmelerini imkânsız hale getiriyordu. Kurula- a mal ola- dilecekti. Bern de üzerinde hiç bir hak iddia etmeden.. Tasarıda hu radyoların, başka memleketlerde ol- duğu gibi, gelirlerini reklâmlardan Bağlıyacakları hususunda insanı gul- düren bir de mütalâa vardı. On içinde reklam sayesinde hem mılyon- luk bir tesisin amorti edileceği, hem kâr olunacağı nasıl düşünülebilirdi? Evet, radyo kurmanın serbest bulun- dugu bildiriliyor, fakat bu imkânsız hale getiriliyordu. C.H.P. sesini an- cak devlet radyosundan, iktidar par- tisine maudıl ekild duyurabılırdı ve tasarı da onu ıstıhdaf ediyordu. ıhad Erımın telkin C.H.P. nin bir b sın kanunu ta- sarısı hazırladığı biliniyordu. Fet- n da ada YI 1 tekliflerini başka man vermelerini tavsiye ederken Nihad Erim de C.H.P. tasarısının ik- tidarla temas ettikten sonra Meclise sunulması hususunda tanıdığı C.H.P. li milletvekillerine telkinde bulunu- ordu. Di i: "— Eğer tasarının kabul edilme- sini istiyorsanız, iktidar gurubuyla temas edıp mutabık kalın, tasarınızı müteaki en Yoksa, asarı reddedilir.." Bu teklife muhatap olan milletve- killerinin hemen hepsi, bunu şiddetle reddetmışlerdı C.H.P. bir peyk parti İy tasarı sunmak için icazet alacaktı" İşin garibi, Nihad Erimin böyle bir tavsiyede bulunduğundan tamamiyle habersiz olan Hüseyi a- hid Yalçının gene Halkçı nın başm kale sütununda 'gibi fikirleri şid- detle çurutmesıydı Hakikaten Yal- vvel iktidar- la istişarenin uygunsuzluğunu belir- tiyor ve C.H.P. gurubuna vazifesini hatırlatıyordu. C. H. P. Gurubu Derin bir süküt! Jüri meselesi partisi, hazırladığı ilk arıda Basın mahkemelerinde _ıurının ıhdasını teklif ediyordu. Hü- seyin açın, unun da aley- hinde bulundu jüri azalarının te- sir altında bırakılmaları ihtimali ü- zerinde durdu. Jüri kimlerden müte- şekkıl olacaktı? Her halde bunların biri, hâkimler kadar teminatlı olamazlardı. Hâkim teminatının du- rumu ise ortadaydı. C.H.P gurubu fikri — benimsedi. Hakikaten tasarıyı hazırlıyan mute hassıslar misal ve modeli Batı de- mokrasılerınden almı şlardı ye ıdeale a yer vermişlerdi. Hü sey Cahıd Yalçın onların hepsinden i- de - daha tecrubelıydı ve memleket realıtelerını iyi biliyordu. Gurup, ta- sarıdan jüri meselesini çıkardı. yapayım derken gözden de olmak i- şine gelmiyordu. Ancak bu, tasarının sağlam temellere istinat etmediği ve iyi hazırlanmadığı endişelerinin doğ- a metoı:llu çalış- maya muhtaçtı Sonraya bırakılun sorular Nüvit Yetkine gazeteciler iki aktü- el mesele hakkında gurubun birer sözlü soru vereceği hususunda orta- dolaşan şayıalar hakkında ne dü düğünü ular. Bunlardan bırı bedelsiz ıthalat kararnamesı mesele- siydi, diğeri de nel Kurma, aş- kanının Cumhurbaşkanı Celâl Baya- ra, geçirdiği ameliyat dolayısiyle çektiği telgrafta demokrasilerde ka- Bazı gazeteciler bunu "ilerde edecek- mânasına aldılar, bazıları ise meselenin sonraya bırakıldığı zeha- bına kapıldılar. Hakikatte C.H.P. gurubu karar- sızdı. Bedelsız ıthalat kararnamesını her türlü dina- mizmden hrum bir teşekküldü iktidar — partilerinin kusurlarından sıyrılamamıştı. Bunlara muhalefet partilerinin kusurları eklenınce, va- ziyet tamam oluyor. .H. anki gunun meselelerıyle meşgu bi ıya- tarihi hadiselerle em t Partisi olsaydı şim- arlderler in defa asın va- sıtasiyle fikirlerini söyler, efa muhalefetin sesini duyurur, karşısında bin tane sözlü soru verır, hukumetten hesap sorardı. Ateşi ta- ölçecek, sonra harekete geçecekti. Tabii, o sırada bahis mevzuu hadise çoktan küllenecek, doğurduğu zarar gözden sılinecektı. ne nanan Milletvekillerinin de canını sıkıyor ve işlerini güçleştiriyordu. Kurmay Başkanının telgra kom değildi. Muhalefeti iki şekilde yordu: ya kırıp dökmek» partiler a- rası münasebetleri altüst etmek, her şeyi kötüleyip Menderese Peron, jime Peronizma demek, İktidar par- tisine "yüz kızartıcı" hareketler at- fetmek; ya da meselelere el sürmek- ten korkmak, aman bir "komplikas- " çıkarmıyalım diye kıpırdama- mak... Halbuki, milletçe beğenilme- AKİS, 7 MAYIS 1955