KADIN beş kalıp ve tek bir ruh mevcuttu Halbuki tabiat onları ayrı- ı şah- siyetler olarak yaratmıştı: Emılıe'- istiyordu, nette isı ni l_)elırtecek olan bütün bu a lar dakikası dakikasına birbirine eş hareketler yapan, "beşiz" programı- na göre büyütüldü. una rağmen en hoşları, en inceleri Marie, birdenbire şahsi- yet gost ererek karar verdi, Manastı- ra girdi, sör olacaktı. Bu beşızlerın ilk ayrılığı idi. Annette, Cecile bu ayrılıga tahammül etmek üzere gayret gösterdiler ve dayandı- lar; fakat Emılıe hastalandı.. O ka- dar hastalandı ki, onu hastahaneye kaldırdılar O da sor olmak istediği- ni söylü hafta sonra, bir gün hastahaneden kaçtı, sokak- larda perişan dolaşm aya — başladı: "Manastıra, Marıe nin —yanına git- mem 1laz u.. Hıssedıyorum ki Marıe nın bana ıhtıyacı var.." Aynı gün Marie Dionne bulundu- gu manastırı terkedı or ve kardeşi- nin başına gelenlerden tamamiyle bi- haber olduğu halde, şu mektubu bı- rakıyordu olamıyacağım, ü ka rdeşım Emılıe tehlıkededır, ondan hakıkaten öldüğünü ıstiıraptan — ölüyordu. ölümünden kendısını mesul tutmak- Sadelik Şıklığın esası 26 tadır. Doktorları düşündüren mesele Emilie'nin olumune ların aynen Mari de dir. Bu bazı (guddelerın "hypertrop- hie" sinden ileri gelmektedir ve ruhi buhranlarla karışarak vücudu K F- - Z N B B n B B — EE a-T B B L B B B 2 B - B E eri geçiriyordu ve böy esnasında, zayıf olan bunyesı muka- vemet gösterememişti. Marie'nin kurtulabilmesi için dok- torlar onun derhal evlenip, çocuk sa- hibi olmasını şart koşuyorlar. "Onu artık ancak aşk kurtarabilir" diyor- ar. Dionne'ların Kanada' bankaların- daki serveti yüz mılyondan faz— ladır.. Talipleri de ço ama bu zavallı beşizler hala bırbırle- rinden uyorlar, ruhları Dr. Dafoe'nin tel örgüleri ar- kasında hapsedilmiş kalmıştır. Moda Siyah - Beyaz modası Senelerden heri kullanılan ve hiç bıkılmıyan, hiç modası geçmiyen bir renk kombinezonu varsa o da si- yah-beyazdır. Birkaç senedir yaz renklerinin bi- le arasına giren siyah, güneşli gün- ler için biraz fazla mahzun bir renk- ir. Ondan bi ü lendirmek, hafifletmek ve bahar ha- vasına uydurmak istiyen Parıs terzi- leri, türlü icatlar yapmış, yazı eğlenceli bir şekilde birbirine ek- liyerek, ho oş sürprizler hazırlamışlar- dır: İşte siyah bir redingotun tam arka yakasının ortasın kocaman bir beyaz kurdelâ fiyonk.. Başka bir modelde, saksıdan fırlar gibi omuz- dan fırlıyan bey çiçekten yapılmış bir yelpaze.. Fak umumiyetle tek renk modası hüküm sürecektir dene- bilir. Son zamanlarda, birbirleriyle moda yazısı yarışına çıkan büyük terzilerin ıdd alarına göre, tezat renklerle yapılan renk kombinezon- ları kadınların boyunu kesmekte ve onların umumi görünüşünü çirkinleş- tirmektedir. Meselâ açık gri etek ü- zerine giyilen kırmızı bir ceket ka- dım oldugundan kısa boylu gosterır, etel ri aynı tonun bira koyusunu giymiş olsaydı endamı daha güzel ) görüne- Mevsım başında, büyük terzilerin mankenleri, ekserıya tepeden tırnağa aynı renklerle gıyınmış olarak golun- düler. Sarı elbiseli bir manken ğına ince sarı ıskarpınler gıyınmıştı ve başında da ı bir hasır şapka, elinde saRI bir çanta val dı Mankı nin yalnız eldivenleri ve boynundaki ıncı beyazdı. Çanta ve ayakkabı de- esela sarı ile koyu kahverengi ye- Siyah ve Beyaz Yeni senfoni rine açık sarı ile açık gri, bejle beyaz. Te modası, kadınlara ayrı- ca, bir de kıbarlık vermektedır, fa- kat bu modayı takip ederken dikkat edilecek nokta renkleri açıklı, koyu- lu fakat aynı tonda seçmektir Dost başa, düşman ayağa.. Büyük — terzilerin "tek renk" moda- sına mukabil, Fransanın meşhur ayakkabıcıları çok değişik biçimli, İ ayakkabıcılar İ luğundaki incecik "pike" topukları muhafaz. etmişlerdir. ama şık kadınlar 8 cm. den fazla topuk kullanmamaktadır- l M simin en büyük yenılıgı içli dışlı gıyılebılen mokasen kabı- ardır. aba pinler icat edilmiştir.. Eyfel kulesin- den ilham alınarak yapılan bu ayak- kabılar hem sağlam, hem zariftir; fakat bu çeşit fantezilere, Pariste u- mumiyetle ecnebiler, bar artistleri rağbet etmektedir.. İncecik deriler- den yapılmış dümdüz klasik pabuçla- ra gelince, bunlar rakipsizdir ve ge- nç en baştadır. AKİS, 7 MAYIS 1955