vaffak olamıyan talebenin son sınıfa gelıncey kadar normal bir tahsil seyri içinde yetişmiş olması imkânı var mıdır? Kimbilir kaç defa dön- üştü a son sınıfta öteki derslerden nasıl muvaffak oldu* ğuna akıl erdirmek de haylı muşkul— dü a olsa onları parça parça ik- mallerle belki de kesirler tam sayıla- anan asgari geçme notları i- le atlayabilmiştir. Tahsil durumu bu seviyede olan bir gencı mutlaka İlise mezunu yapmak için ona bir nevi ımtıyaz tanımakla memleketin irfanı, attâ o gencin kendısı ı in hayırlı veya faydalı bir iş yap olur mu- yuz? evcut imtihan sıstemının ta- bii neticesi olarak bu durumda genç- da değildir, çoktur; hem Vekâleti duşundurecek ve böyle yanlış bir karar almağa sevk edecek kadar çoktur Bu karar yanlıştır ve çok zarar- lıdır, çünkü lise tahsili mefhumu İle taban tabana zıt 'bir telâkkiden doğ- maktad r İlk tahsil Mmecburidir ve riyet iki taraflıdır: Devlet milletin çocuklarına mektep açmak, öğretmen yetiştirmek, kitap ve ders vasıtaları temin etmek ve böylec lara bedava bir tahsil imkânı sağla- mak mecburiyetindedir; millet de ço- cuklarını mektebe göndererek onla- rın tahsil ve terbiyesi için Devletin teşkilâtı ile işbirliği yapma a mü- kelleftir. Tahsil çağında bulunan her çocuk mecburi tahsil muddetı ıçınde mektebe 'gidecek, okuyacak, öğrene- cek ve mutlaka ilk tahsılını tamam- lıyacaktır. Lise tahsili böyle değildir. Lise memleketin ilim, idare, huku iktisat, sanat v.s. sahalarında yuksek kadrolarda vazife alacak unsurları yetiştiren —üniversitelere ve yükse ihtisas mekteplerine talebe hazırlı- yan müessesedir. Yüksek ihtisas an- ir milli ve medeni in- sanlık kültürü temeli uzerıne oturdu- akika- ten yüksek ihtisas olur. lekete seçme insanlar yetıştıren tah- sil ve terbiye müessesesi insan gelişi güzel yetışmez bir itina ve ihtimam ile yetişir. büyük Lise tahsili millet içinde ayrı bir zümreye mahsus değildir, bütün mil- n kayıtsız şartsız ortaokula, yı bıtırenlerın kolunu sallıya sallıya lısel girmesine ve böylece liseye diploma almalarına başka memleket lerde cevaz verilmez. Lise tahsilin gevşemesi memleke- tin yalnız kültür hayatı için değil, iç- timail nizamı için de daimi bir teh- like imkânı hazırlar. Açıkça söylemeliyiz ki bizde lise tahsili bir buhran geçirmektedir. Bu ranın bir salah ile neticelenmesi AKİS, 7 MAYIS 1955 ve liselerimizin tam mânası ile Garp liseleri gibi mektepler olabilmesi için yapılacak pek çok şey vardır. Lisele- rimizin eksikleri saymakla bitmez. Maddi eksikler: Liselerimizin bir çoğu iyi bir binadan bile mahrum- dur. Hakiki mânası ile lâboratuvar- ları ve kütüphanesi olan İliselerimiz pek azdır. Programlar: Lise programları hem şişkin, hem de sistemsizdir. Şar medeniyeti ile * münasebetimizi kes- tik, kendi edebi mazimizle bağları- mızı kopardık. Garp medeniyeti ca- miasına girdiğimizi — farz ediyoruz. Lise programlarında bizi Garp me- deniyeti ile birleştiren yalnız mate- matik ve fizik ile tabiat ilimleridir. Milli ve medeni insanlık kültürü ile birinci derecede alâkalı olan mânevi ilimler ve edebiyat programları hâlâ dağınık bir haldedir, bir ana fikir et- rafında şeki llenememıştır Lise genç- lerimizin edebı kultur ıhtıyaçlarını günün geli ir, hikâye TO- manları ile tatmıne çalışıyorlar Son ra da ikide ürkçeleri zayıf” diye tenkide ugruyorlar Yüksek Ogretmen Okulu ilga edil- dikten sonra lise öğretmeni yetıştır mek için hâlâ harekete geçilmemiş- tir. Lise hocalarının mesleki statüle- r ve bare urumları hâlâ tayin e- dilmemiştir. Fen ve edebiyat şubelerının bolu- ramları isa talebeler düşünülerek onları koruya- cak şekilde tertiplenmiştir. İmtihan KÜLTÜR notlarına objektif ölçüler degıl, süb- ktif takdirler 'hâkim maktadır. Geçen yıllarda Amerıkadan çagrılan imtihan mütehassısı de uzun müddet tetkiklerde bulun muştu. Gördüklerini, mütalâa ve ten- kidleri ile tekliflerini herhalde bir raporla bildirmiş olacaktır. Milli E- ğitim Bakanlığının imtihanlar hak- kındaki son tebliğini okuyunca, o tet- kiklerin bir neticeye varmadan sona ermiş olduğuna hükmetmekten baş- ka çare kalmıyor. 'Liselerle ortaokulların rabıtam da düşünülme kü deni hayatın ıcablarına güre be lık ilkokul tahsılı şehır ve kasaba- ortaokullar tedrici bir surette ve programları a— dil edilerek, ilkokulların tamam cı sınıfları haline gelmelidir. Lıselere in başka düşünülm herhalde mühim olan şudur ki lise- lere alınacak öğrencil makül ve sistemli bir testten geçırıl— meleri lâzımdır. doldurup döküntülere sebebiyet ver— k "aman tahsilden mahrum kalmasınlar dıye imtihanları gevşet- tur. Liselere giremi- yenlerin gıdeceklerı başka okullar vardır, meselâ sanat okulları. Şu noktayı da ehemmiyetle kay- detmek lâzımdır ki liselerimizin bu- n Üni- versitelerimiz kayıtsız kalmaktadır- lar. Unıversıteler sadece zaman Za- mezunlarının kâfi derecede yetişmemiş olduğunu belirtmekle ik- tifa ediyorlar. Halbuki bu meseleyi endi meseleleri saymaları ve onunla yakından alâkalanmaları beklenirdi. Lise, olgunluk imtihanının kaldı- rılması da isabetli olmamıştır. Mah- arı varsa izale edilebilirdi. Üni- versitelerin kabul imtihanları 'ile ol- gunluk imtihanlarının münasip bir şe- kılde birleştirilmesi de düşünülebi- Üniversiteler bu nokta üzerin- de durmaga da lüzum görmemişler- dir. rülüyor ki lise meselesi Maari- fımızın bugün en had safhasına gir- miş meselelerinden biridir ve yalnız Eğitim Bakanlığının kendi başına sü- ratle halledebileceği kadar basit de> Dâva bütün memleket 1rfanım ya- kından alakadar etmektedi Maarif Şürası böyle meseleler İçin ihdas edilmiş bir müessesedir. Ancak Şüranın bir urlar kalabalığı ha- linde değil, ekseriyetini profesör ve Oğretmenlerın, pedagog ve terbiyeci- şlı ılım ve fikir adamla- ar kısa bir zamanda.. E- ğitim Bakanlığının liseler için bugün yapabileceği en büyük hizmet ancak 17 kt eplerımız—