mesini kabul ettirdiğini bildirmiştir. . Hakikaten Almanyaya karşı giriştikleri propaganda kampanyasın- unun mühim rolü vardı. Alman partilerinin ikisi de Birlik peşındey— uer'in Hrist yan Demokratları bunun sila hlanma— dan sonra gelebileceğine kaniydiler. Muhalif sosyalistler ise Atlantik pak- tına katılmanın aleyhindeydiler. Sos- i Örü İ kazanıyor— sosyalistlerin görüşüne destek ola- cak bir politika takip ediyorlardı. El altından basına verilen haberlerde de hep bu husus belirtiliyor ve Sov- yetler Viyanada bir iyi niyet göste- risine çıkmış ıntıbaını verıyorlardı tin Viyan temsil- cileriyle Avusturyalılardan mürekkep konferans devam ediyor. onferans, barış andlaşmasının zaten mevcut e herkesin kabul ede- ceği tadilleri yapmakla — meşguldür. Çalışmalar daha bir müddet devam edecek, bir mutabakata varıldığı tak- dirde D nları bir araya gelip, işi ileriye gotureceklerdır Avustur- azalan gerginliğin mü- him bir noktasını teşkil etmektedir. Batı Avrupa Büyük Konferansa hazırlık Bu — mecmuanın intişarından bir ün sonra, Pazar günü, dünyanın en güzel şehrı olan Pariste üç adam toplanacak. Biri, bu neviden toplan- tıların gedıklısıdır John Foster Dul- tere Dışişleri Bakanları o gün Büyükler Toplantısı" hakkında bır arara varacaklar ve ondan sonra harekete geçeceklerdir. Bu toplantıda görüşülenlerden Atlan ik Paktının da haberi da edi- lecektir. Zate n zartesi sabahı Chaıllot sarayında At- antik paktı konseyi i olarak Batı Almanyanın da iştirakiyle top- lanacak ve büyük merasim yapıla- caktır. Almanyanın artık hükümran bir devlet olduğunu tasdik eden Lon- ra ve Paris andlaşmalarının metin- leri Perşembe günü Pariste teati e- dilmiş bulunmaktadır. Dört Büyüklerin yakmda toplanacagını göstermektedir. nikbinler bunun Haziran içinde ger— çekleşeceğini söylemekte, hattâ top- lantı mahalli olarak da İsveç başken- ti Stokholmu göstermektedirler. An cak Dört Bü uklerın kimler o henüz katiyetle belli değildir. Dulles'in fikri kabul olunursa evvelâ Dışişleri Bakanları görüşecekler, on- arı hükümet başkanları takip ede- cektir. Eden de Başbakan olmadan evvel aynı fikirdeydi. Ama simdi, İş- çi Partilinin Dört Büyükler toplan— AKİS, 7 MAYIS 1955 tısını bir seçim kozu olarak ele al- ından berı doğrudan doğruya hü- kümet nlarının - toplanmasını derpiş ettiği görülmektedin Toplantıya en ziyade taraftar o- lanlar Ruslardır. Moskova, blöfleri- nin para etmediğini görmüş ve dünya çapında bir ba - miştir. Çin, Avusturya, Japonya bu- nun delilidir. Dört Büyükler toplantı- sı ise bu politikanın şahikasını teş- kil edecektir. Gerçi Mareşal Bulganin Fransaya bir korku geçirtmiştir. Moskovada Polonya Başbakanı şere- fine Verilen bir ziyafette yanma so- kulan gazetecilere Eisenhower ve E- den ile mümkün olduğu kadar çabuk görüşmek istediğini bildirmiş, fakat Fransadan bahsetmemiştir. — Evvelâ Rusların Dörtlü değil, Uçlü bir kon- ferans mı arzuladıkları şüphesi u- yanmış, fakat sonradan Rus hükümet reisinin Fransa başbakanınm ismini hatırlıyamadığı için sadece Eisenho bahsettiği anlaşıl— mıştır. Fransa bu suretle mütema kabine değişikliğinin bir acısını çek— miş olmaktadır. ü konferansa onun da katılacağına şüphe yoktur. Fransa ile Almanya barıştı Bu — toplantıların arefesinde Fransa Dışişleri bakanı Antoine Pinay ile a üç gün müddetle toplanıyor ve memleketleri arasındaki bütün ihtilâflı noktalar- da anlaşmaya varmasalar bile muta- bakata varıyorlardı. İki komşu har- bin sonundan beri ilk defa olarak Bu kadar müsbet neticeli bir konfe- Pinay - Faure İyi komşu buldular DÜNYADA OLUP BİTENLER rans aktedıyorlardı İki devlet ada- mının * görüşmelerindeki samimiyet tarihte bır tek goruşmedekı samimi- yete benzetilebilirdi: Briand - Stress- mann görüşmesi. İki taraf da taviz- ler veriyor ve Atlantik paktı içinde buluşan memleketlerinin bundan böy- le iyi komşu olacaklarını vaad edi- yorlardı. Saar meselesinden çelik fab- rikalarına — kadar üzerinde mutabakat hasıl oluyordu. Uzak Doğu Tahtından olan imparator Fransanın cenup sahılınde dunya— şhur ismile Cote zur'de liyor, içki içiyor, kadınlarla geziyor- du. Üstelik son derece şatafatlı bir de ünvana sahipti; imparatordu. Ger- çi Cannes'da ondan ço bira imparatorları Carlton otelinin salon- larında avuç dolusu ona göre iltifata nail Ama onların hiçbiri men gömleğine taç işletmek ha hip değildi. Halbuki mirasyedi gen- cin villasının kapısında taçlı bir bay- rak dalgalanıyordu Delikanlının adı Bao bütün meziyeti de eski nam ımparatorlarımn sulalesınden bulunması idi. Fransızlar Vietnam'a istiklâl verince onu impa- rator yapmışl ardı. O da şimdi vakti- ni Riviera'da geçiri ordu Bu sırada memleketi, buhranlar içindeydi. Geçen haftanın başında memleke- tinin başkenti Saygondan gelen bir h çılgına Başbakan Diem ve onu tutan | si partının temsilcilerinden müteşek- kil "Mili Demokrat İhtilâl Kuvvet- leri Umumi Meclisi" kendısım tah- tından ıskat etmişti. Devam eden mücadele z Cenevrede yapılan kon- ç ranstan sonra Vietnam ikiye ay- rılmış ve senelerden beri Fransızlarla komünistler arasında cereyan eden savaşa böylece son verilmişti. kelm kuzeyinde, asi lider vel Genel Ku Baş- eneral Hinh ile ugraşmışlı General Hinh ateşli ve genç mandandı. ai, komunıstlerle savaş yıllarında kendisine Başbakan- lık vaad etmişti. Tabii Fransız Rivi- era'sından.. Fakat Saygondaki Baş- Diem'in mevkiini bırakmaya hiç niyeti yoktu. Bu yüzden iki tara- fin kuvvetleri arasında çatışma ol- muş, bu arada genç general Fransa- 21 G"