eyi düşünmü; unda ona koğudaklarını elemle bükerek ilâve halinde kolan; — İkisi de kurtuluş benim için... ar, kendini ye: Sen herşeyi izam ediyorsun: Bu ncak susturahikğ yalnızlığının tesirile olsa gerek. hirenin sesi onlar, iç âlemlerini rgili ölüsünü, #ğe kalkışırlarsa, inan ki ruhlarında rine son dek ğk bir kıyamet olur. Fazla düşün- alan gözlerinnek, derinlere dalmamak müsterih ütün hüznü ylmanın birinci şartıdır. u ölüm, çok Sonra, şuradan buradan konuşarak bir kız olan fiğilerine verilen müsaade saati bi bir aksülâmel eye kadar onu avutmağa çalıştılar, atağa düşürmüBehri, gelirken dönüşte Çamlimanı- ırdı ki, göğsü mmeği kararlaştırdıkları için, kapının ışı, tatillerini nde tereddüde düşen karısının ko vor, çalıştığı ya girdi. Yavaş yavaş yürümeğe baş- Behire, etraftan çekinmese yol uzun uzun din- i ile yaşıyordu lar. aryolasında atçaında bir yere oturacak, sesi çıktığı irünce, kalbinyar haykırıp ağlıyacaktı. İçinde derin uydu. Dışand yeis uyanmıştı. Dünyayı simsiyah eti, sevinci veğyordu, Kendi hastalığı, bir zaman yo Haskılıbaşkalarına da bulaşacak diye binbir besttiler. Çanta ile geçirdiği yıllar, mendilinde ilk siz kıyısında ku lekesini gördüğü gün, ateş.. öksü- rle dolaşıyorlar iştahsızlık, uykusuzluk bir elem in şiirli deniz,#ası halinde ruhunu sarıyor; kendini lağıtmaktan ügEar ömrünün © karanlık âlemine iden kotkraları #Müş sanıyor ordu. an bu yerlerin Babri, gün geçtikçe ileriliyen fen kadanın ışıkları? bugünkü doktorların kudretinden, taların çoğuna şifa kaynağı olan dalarak geçeyateryomlardan bahsediyor, üstlerine Bahir sl len siyah örtüyü çekip atmak isti. kendilerine kafi ii sararmışlı b pure yerleştikleri zaman, genç in bir köşeye büzüldü. Bakışlari n göklerde, gayri ihtiyari leylek- kti geldi Bebi aradı, Güneşin kuvvetli ışığı altın: piril pırıl yanan kanatları, incecik utları, kızıllığını boşluklarda gizli» kanatlarının tıkırtısı bütün bir mazi ayina ateşli Gi © balinde dağılıp gitmişti. n kocası, onus! ğini anlamak : sonraya kalım? miyiz? Üjü ın avuçlarının! *# ir bahar sabahı ilk leyleği bahçe: eş Refia, Bimnde kahvaltı ederlerken gördüler. eğim geliyor. şiki evin damı üstünde geçen yıldan im, sıhhatteyiz18 eski yuvaya yerleşmeğe çalışıyor- » Göreceksin : Sevinçle onu selâmladılar. Leylek rine gelecek. 8 beraber kırlara dağılan koku, renk, le güldü: I ve ses daha bi tişir çektiklerama ihtirasını aşıladı. rum. Böyle #Ö yil leyleklerin gidişini göremedi. Çünkü genç kadın başını göklere in yükseldiği şiremiyetek kadar meşguldü. Mini- senin hastalığrti bir yolcu bekliyorlardı. inmiştir. Bİkinci bahar, leyleklerin gelişini genç bir dinlenme çisa, yatağında kutluladı. Pembe ipek» iyor. Beni örne çinde uzanmış, yavrusunu kollarına ından dört taştı. O kadar mesutlardı ki... Akşamin ırktuklarınızı — karanlığı içinde gönüllerinin dilek- Bi göklere duyurân leylek tıkırtıla» tan korkuysuğli kalplerinin engin sevinci içinde orum. Ya pirlediler 9 ei İEİerin dönüşünde genç mevsim onlara Refia, çok iyi bir gençle tanışmıştı. Sevgileri günden güne İz arttıran 5 alev halinde benliklerini sarınca, nişanla nikâhlarını bir arada yapmışları anne yavrusunun karyolası başında idi. Leyleğin attığı yavruyu düşünüyordu. Üçüncü yıl leyleklerin gelişi yuva- daki durgunluğu sarsamadı. Genç kadın hasta idi. Çocuğunu bile göğsüne bas- tııması yasak edilmişti. Kışın kocası, sev» diği kadını kollarına alarak sıcak memle- ketlere götürmüştü. Leyleklerin her yaz sonu akın ettikleri sıcak ülkelere... Fakat olmadı, basta günden güne sa“ rarıp soldu, Ve nihayet bir gece: çocuğumdan ayırdıkça iyi olacağımı sanmayın diye feryat etti. Bahri, gönlüne, deil yaşlar için» de a evine geti Leylekler geldi. ves altında yine ber zamanki gibi mevsimin sica- gını taşıyarak, Çerden çöpten yuvala- rında hayat uyandı. Gittiler, geldiler, hazırlandılar, yavru çıkardılar. Ve yine bir gün bep birden, uçsuz bucaksız tarlalarda toplanarak ezeli yolculukla» rına çıktılar. Artık basta büsbütün ağırlaşmıştı. di gidişini pencerenin arkâ- indan seyretti. Bakışlarında esir olan dürikimen hüznü vardı — Yine gittiler Babri!.. — Yine dönecekler sevgilim. — Dönecekler. ta ben göremi» yeceğim. — Niçin böyle söylüyorsun? Bir zamanlar Refiaya söylediklerini unut. n mu? Bak o nasıl iyi oldu. Sen de kurtulacaksın. Henüz zayıftın. Çocu ğumuz seni yordu. Doktorları dinleyip onu aldırsaydın, bu acıları hiç çekmiye- çektin yavrum, Fakat hepsi geçecek. Genç kadın dudaklarını büktü, Çü. rümüş gözkapakları, bakışlarının yesi üstüne kapandı. Ve o yıl dönen ley- İekler, genç adamı gözlerinde yaşlarla buldülar ömrünü minimini bir başla, fap* taze bir mezara bağlamaktan gelen bir hüzün içinde ne leyleklerin gelişine sevinebildi, ne dönüşlerini düşündü. Her yıl böyle olacaktı. Baharla be raber gelecekler, ve biten güzel mev simin sonund yine ışığa, sıcağa ve aşka doğru gideceklerdi. Ama öteki... Bir kalp dolusu hatıra bırakan sevgili kadın, bir daba göklere bakarak onları görmiyecekti. Kendisini kadar çok sevdiği yavrusunu göremiyeceği gibi... 9