Küçük Hikâyeler : MERMİE.. Nakleden: ALİ ENVER TOKSOY Müfettiş Azmi Tek, üç aydanberi teftiş seyahatında idi. Geçirdiği bu üç ay zarfında iyice hırpalanmış, hele karısı Naciyenin hasreti onu çok üzmüştü Teftiş bitti. Ertesi gün merkeze avdet edecekti. Heyecan içinde idi. Üç aydır hasretini çektiği sevgili Naciye- sine kavuşacak, onun elâ gözlerinde bu- Jacağı teselli ile bu üç aylık yorgun- luğu bir anda unutacaktı. Karısına, ertesi gün haraket edece- ğine dair bir telgraf yazdı. Hizmetçiyi çağırdı. Telgrafhaneye gönderecekti. Fakat aklına birşey geldi, göndermedi. Azmi Tek, mütecessis bir adamdı. Evine habersizce gitmeyi düşündü. Naciyeyi ne halde bulacağını merak) ediyordu. Kararını verdi. Ansızın vara: çaktı. Yazdığı telgrafı yırttı. . Tren tehirli idi. Merkeze gece saat onda geldi. Azmi Tek, atladığı otomo- bilin şoförüne evini tarif etti. Kira ilef oturdukları ev büyük bir bahçenin or- tasında idi. Bahçe kapısının yanında otomobilden indi. Bavulunu eline aldı.5 Bahçe kapısını yokladı. Aralıktı. «Hayretl..» diyordu, sonra ne dü- şündüyse, memnun oldu, Bir hırsız gibi ses çıkarmaktan korkarak yavaş yavaş içeriye girdi. Ve havuzun sağ tarafın- daki ağaçların arasında gizlendi. Beş dakika kadar öyle kaldı. Odalarda es- kisi gibi elektrikler yanıyor, hiçbir ses gelmiyordu. — Niçin böyle yaptım, dedi. Karı- sına karşı gösterdiği bu itimatsızlık hakikaten çirkindi. Ya Naciye haber alırsa kimbilir ne kadar darılacak, ağlıyacaktı. Azmi Tek hareketini manasız buldu, adeta utandı. Gidip, kapıyı çalmalı idi. Bavulunu eline aldı ve yürüdü. Üç adım atmamıştı ki, eskisi gibi aralık biraktığı bahçe kapısından bir erkeğin hayali göründü. Gözleri büyüdü, bey- ni döndü. Bütün vücudu zangır zangır titredi. Tekrar ağaçla arasına giz- lendi. Gecenin zifiri karanlığında şah- 22 Kadın helecandan merdivenleri zor çıkmış ve orada düşüp kalmıştı. siyeli seçilmiyen erkek hayali usulca kapıyı kapadı. Ve evin altına doğru ilerliyerek hafif öksürdü. İki dakika ya geçti, ya geçmedi. Yukarıda bir ayak sesi işidildi. e Merdivenlerdeki elektrikler söndü ve sonra hayal ikileşti. Gelen, bir kadındı. Üzerinde beyaz bir entari vardı. Azmi Tek, gizlendiği yerde muttasıl ter döküyordu. Heye- candan boğulacaktı. Messfe yakındı. Konuştuklarına kulak verdi. — Niçin geç kaldın, Cemil? — Hergünkü vakıt yavrucuğum. — Gözlerim hep yolda kaldı. — Kocan gelmedi mi? — Daha birkaç gün gelmez. — Evdekiler uyudular mı? — Çoktan.. Azmi Tek'in kulakları tırmalanma- ya başladı. Aklını oynatacaktı. Düşün- dükleri nasıl da çıkmıştı? Kendisi bin bir zahmet ve meşakkat içinde didinip, onu mesut etmiye çalışırken o, hiç si- kılmadan, vicdanı sızlamadan fenalık yapıyordu. İnce, çok hafif duyulan bir kadın sesi çıktı. — Odamıza çıkalım, şekerim. — Çıkalım yavrucuğum. Gıcırdıyan dişleri arası bir (Kahbe) kelimesi çıktı bancasını aradı, buldu. Ka boldu. Azmi Tek, elinde ts reketini şaşırmış, O kaçann kovaladı. Naciyeye koştu. Kadın h merdivenleri zor çık Azmi Tek, delice bir sürü divenleri çıktı. Baygın kadın rından tuttu. Fakat, hayret, £ kadın Naciye değildi. İhtiyar ks nanası değildi. Hizmetci b Gözleri döndü, Beyni sulandı. düştü. Bekçi kapıyı çaldı. Te sebebini sordu. Er sahipleri ”