15 Ekim 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25

15 Ekim 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ut Yaşasaydı, bugün yirmi beş ida olacaktı, ir gece, gazinoda sabahlarken, ya- ki masada boyalı saçlı, boynundaki si cılız, çirkin göğsünün üstünde acaip bir kadının kendisine gü- diğini gördü. Bu, yalnız gözlerin semesi idi. Çünkü yüz, boyalar, r vesnire ile öyle bir hale gelmişti Salçıdan maske altında onun gülüm- bilmesi kabil değildi. - Gladis! öş kadın, yüzüklerle süslü biçim- yula gibi Gladise yaklaşmıştı : Beni tanımıyor musunuz? Sizi gör- si güzelsiniz! Tıpkı eskisi gibi... iyor müsünüz? Ben Nisteki ili Fererim... unuz muP Jorj Kaningi hatır- or 7 O zavallı harpte öldü. ik ölen var.. ne çok... Gladisin yanına oturmuş, kendisinden | küçük bir kadının böyle ve güzel kalmasına hayran hayran ordu, Ona bakarken içinde bir ümit aadet şir beliriyor, aynada gördüğü yüzüne inra İle tuttuğu âşığına rağmen halâ yaşa gelmişti ki idisinin de cazip olabileceğine inanı- © yaştan sonra odu. i altında yavaş yu — Şimdiki dostunuz kim? Ben çok »öyle kadınları hayallere uğradım. Çok ıstırap ışkındı; bahusus sti. Çok emniyete lâyık bulduğum bir de... beni alçakçasına aldattı. Fakat maal- her zaman böyle olmuştu. Çok talih- m beni Ya siz, mesut musunuz bari? İadis cevap vermedi. - Hayır mı? Ah, erkekler ne kadar zik, ne için : Eysenak mr O derhal bir başi ı kadar güzeldir iyle genç, kali Bizim zamanımızda ne na bir sev yormaz Bir kadını, bir tek ümit kelimesi duymadan ler, onun için bek dünyayı terke- , Önüm uğuruna varlarını yoklarını lerlerdi.. şimdi ? Fakat şimdi niçin y başkal ştı? Acaba buna sebep harp - ladiş yağa kalkarak ona elini Atİsdersiniz, dostum beni çağrı- Allahasmarladık. Sizi görd üğüme r düzgünsüz, pof — oldum. Fakat yarın Paristen gi- yüzünü, yorulsi ordu, li der hatırlamış gibi sordu: (tan geçen bir ad büyümüş olmalı. 3ladis, macera r di 'en bir kadın gibi z mi? n geçerdi. Faki ran yaratmaklarf şiği yaklaştığı için Gladis alelacele : um m... dedi. Bilmiyor musunuz? il merhametle : bu adam böyle öldüm P dedi. : oil Gladisin yanağına bastır- Giadis bu dudakların bıraktığı kır- zi gizlice sildi. rm Gladis, onu ne kadar se- xi Gladiz kapı eşiğinde kendisini bekli- yen âşığına doğru ileriledi. Lilinin son sözlerini adam işitmişti. Gladisi konfeti ve serpantenler arasında kayarak takip ederken sordu — Bir kızınız mı vardı? Bana şimdiye kadar bunu söylememiştiniz, küçük müydü? Gladis boğuk bir sesle — Evek, minimini bir kızdı, dedi. Yı r yağıyor.. islak kaldırımlar, sabahın ilk ışığında titriyor ve parlıyordu. XIV 1930 senesi ilkbaharında Gladis, Kont Aldo Maonti ile tanıştı. Kont çok güzeldi. Traşlı yüzünde temiz ve sert çizgiler vardı. Başı, tam bir erkek başı idi. Ba- kışlarında tatlıhk yoktu. çizgilerinde, bugün artık İngilizde değil, İngilizleri taklit etmek istiyen yabancılarda görülen gayri insani derecede bir irade kuvveti ve bir kendi- sine güveniş manası okunuyordu. Bütün hayatınca Monti, gerek sözlerinde gerekse hareketlerinde bir İngilize benzemeğe yi hattâ düşüncelerinin bile tam e bir İngilize lâyık olması için kontrol oediyorduu. Ulak bir serveti vardı ve bunu mahirane bir şe- kilde idare etmesine rağmen geçinmekte zorluk çekiyordu Gladisle tanışır tanışmaz, derhal onun- la evlenebileceği aklına geldi. Gladis güzel ve şayanı hürmet bir zenginlikle zengindi ve hoşuna gidiyordu. Onun, bir- çok âşıkları olduğunu biliyordu ama ma: ceralarının hiçbirisi bayağı olmadığı gibi im saik olan şey, menfaat te değil- . Ona bir iki ay mahirane ve müdebbira- ne bir msi kur yaptıktan sonra izdivaç teklif et o m Montinin Pariste İtalyan arkadaşlarının evinde buluşmuş- lardı. Güzel bir sonbahar günü idi ve bahçe halâ güneşin ışıkları altında aydın- lanıyordu. Kapının eşiğinde yaldızlı ve tatlı bir ışık sütunu görünüyor, bu sütu- nun arkasından kadınların açık renk elbi- seleri parıldıyordu Gladis muslinden bir esvap giyiyor, şelfaf denecek kadar halil bir hasır oturan şapka saçlarını yarı kapıyordu. Beyaz vualetin altında, büyük gözleri nadiren karşısındakine cepheden bakıyor ve der- hal kirpiklerin arkasına a Monti ile birlikte bahçedeki bronz ceşme- ye kadar gittiler. Bu çeşmenin etrafında birçok çıplak çocuk heykelleri vardı, Gladis bu soğuk çocuk les dalgın dalgın okşa — Sevgili Gladis, benim karım olu-” nuz... Size takdim edilecek büyük birşe- yim olmadığını biliyorum... Fakirim; fakat İtalyanın en eski ve asil bir ailesine men- subum,.. Bu ismi size vermekle iftihar edeceğim. Beni seviyorsunuz değil mi Gladis? Gladis içini çekti... Evet, onu sevi- yordu. Uzun Senelerdenberi, ilk defa “olarak? bir erkekleğolan fmünasebetini neticesiz bir macera gibi görmüyordu. Nihayet bir erkek kendisini daima yanın-, da alakoymak, onu himaye ve müdafaa etmek teklifinde bulunuyordu. ı daimi sürelte aşk takibi ile geçmiş olduğu için yorulmuştu artık... rgün dalın güçleşen zaferlerini, daha büyük bir üzüntü ile saymak ve hergün ihtiyarlığın yaklaştığını görmek, büyük bir kâbustul İşte ik tehlikelerden uzakta, bir erkeğin sert ve sicak göğsüne dayanabi- lecekti. Başını eğdi.. nti onun ince, boyalı dudaklarına balayordüş fakat bun. lar bir cevap vermek için açılmadı. — Birlikte mesut olacağız... Benim karım olunuz.. Gladis hafıf bir sesle — Bu bir ipa dedi. — Niçi Cevap vermedi. İzdivaç... Doğduğu tarih .. Erkek otuz beş yaşında idi; ya kendisi? Hattâ zihninden bile kendi ha- kiki yaşını geçiremedi. Delice bir hicap, bir acı bütün varlığını kaplamıştı, Hayır, hiçbir vakit.. hiçbir vakit... Eğer bu yaş farkına rağmen onunla evlenmek isterse, o halde onun yalnız para için kendisini istediği ve bir gün gelip onu terkedeceği açıkça anlaşılmaz mi idi? Seneler o kadar çabuk geçiyor ki... Ön sene sonra o kaç yaşında olacak ? Ya kendisi 7... Allahın, kendisine bir mucize kabilinden bu güzel- liği verdiğini ve ufak bir hastalıktan sonra ihtiyar. ihtiyar olacağını biliyordu... Ya o? — Hayır, evlenmiyelim... Hiçbir mec- buriyelle bağlanmadan, serbestçe biribi- rimizi sevmekte devam edemez miyiz? — Eğer beni sevmiş olsaydınız, bu bağlar size tatlı gelirdi! Beni seviyorsa” niz evlenelim Gladi Bu sözler karşısında Gladis, bir saniye düşündü ve nufus kâğıdıyle sair evrakının üzerinde yazılı olan ve gece gündüz, uykusunda, hattâ rüyasında aklından çık- miyan rakamı para kuyvetile ve bütün tehlikelere karşı koyarak !değiştirmeğe imkân bulabileceğini ln etli ve Mon-- tiye bakarak gülümsed — Sizi an çok seviyo- rum... Nişanları resmi bir şekle girdikten bir müddet sonra Gladis, doğduğu mem. lekete bir seyahat yaptı. Orada nulus tezkeresinin bir suretini çıkartarak tarihi- ni değiştirdi ve bu sahte vesika sayesin- de elindeki. ii evrakındaki tarihleri le ona şok büyük bir paraya klora, Fakat 1931 senesi ilkbaha- rında resmen ön sene gençleşmiş idi. Yalnız on sene; çünkü dünyanın bir ta ralında bir mezarltaşının üstünde, ii akat silinmez bir tarih vardı

Bu sayıdan diğer sayfalar: