15 Ekim 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 19

15 Ekim 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Artık hüküm vermek size ait!.. Yık tistlerin, uğurlu e 5 r uğurluluğa inanıyorlar mı: > ra ne derece küyyzlA larını ispat edeçi .*. m Kay Francis evleniyor msiyenizi, Şapkaş Holiyut'tan bildirildiğine göre, Ame- i koymanızı kap, gn sinema âleminin en kuvvetli si- “alarından biri olan Kay Francis, Bro- Colbert tatil şelyn'li tayyareci Erik Barnekov'la a plânlar ve projilenmeğe karar vermiştir. Zaten bir en uğurlu saymamedenberi, mensup olduğu filim şir Evesette Herton, #tiyle artistin arasında bazı voktai eğe başladığı yığğat ihtilafları mevcut olduğu içim, * fidan diker, ,E8Z perdede göremediğimiz Kay iyümesine, yahu fancis'yi bu suretle büsbütün kaybet: akarak yaptığı yg, emiz ihtimali de vardır. Çünkü bir icağına hükmed,sBelik bir balayı seyahatine çıkacak Mac Donald yılan artintir kat'i surette sinemadan n aldırmadığım ,Bkileceği rivayet olunmaktadır. diği halde, “Atel Wi ken üzerine bindi” Amerika sinema payitahtından ge- an birini uğur eşin hayadisleri şu esasli gruplarda top- «tan çekinmemişiyabilirsiniz : İman, çevireceği © | — Yeni yapılan filimler, bunlarda tüdyoda kendisi iynıyanlar, in derece meş'uni 9 — Yeni parlıyan yıldızlar, rbo vücuda getn 3 — Yıldızların tuhaf âdetleri, hu- nde “B,, harfi yei hayatları veyahut başlarından 2mer taşımayı âğteçen vak'alar. Yukarıki üç kategoriye ayrılan ha- Stroheinn, tavukigdislerden başka falan yıldızın filân yanamaz. Hatti fldızdan boşanması, büsbütün ayrı bir ak için girdiği oğk'a teşkil eder ve sinema meraklıları m üzerinde tavulgrafından türlü tefsirlerle karşılanır. ce hemen eşyaleğolivudun. yıldızları biribirlerinden o ır, iadar çok boşanırlar ki halk, yeni bir wford, üzerinde #wlenme havadisi karşısında gayriihti- bir çocuk pabutufâri ve derhal “bakalım kaç ay sonra nç kiz rolü daş klar ?,, sualini sormaktadır. nikâh yü ferkes boşanmanın sebebini gerek ka- naz. inin ve kerekse erkeğin sinema artisti Yietrich, sofradı İlmalarında görmektedir. Bazan iş icabı nın masanın alugsri koca uzun müddet, günlerce hattâ neş'um addeder düftalarca biribirlerinin yüzlerini gör- ıkuuna intizar esMemekte ve evlilik hayatının hiçbir geçirir. sihetinden istifade edemediklerinden çe Laglen açık şiaklı olarak talâka karar vermektedir- ulmuş bavul buleler. Bu filire inanmış olan birçok yıl- a kuş kafesi udizlar, bekâr kalmağı tercih etmekte rleri dökmeden şiirler. Fakat bunların içinde Melvyn ie gümüş ve alıDouglas aksini şiddetle iddia etmekte tavşan ayağın HYE fikrini kendi vaziyetine göre mü” | ayırtmaz. Bunudüfaaya çalışmaktadır. rinde kayma dani yılında, Amerikada tanınmış, unu ve uğur gğüzel sesli aktris Helen Gahagan'la evli bulunan Melvyn Douglas, fikrini r, çevirdiği filmi z £ fena olmasını daima “fena italarsözünü tel öyle müdafaa etmektedir i “ — Evli kalıp kalmamak arzu ve adeye tâbi birşeydir. Benimle karim- > n başka Joan Crawford'la Franchot her 1958 gözünüzün önündedir. Onlarda ni üzün zamandanberi evlidirler. Meslek ii ği vi hş SADE biribirlerinden uzak yaşıyan yıl- 2 aldönüm ini gn ayrıca biribirlerinin şöhretlerini bulan böyle bi ya medikleri, kıskandıkları iddia edil- retirmiştir. AYA Holivüdun yıldızları biribirlerinden o kadar çok boşanırlar ki, halk, yeni bir evlenme havadisi karşısında gayri ihtiyari ve derhal “bakalım kaç ay sonra boşanacaklar ?,, sualini sormakladır. mektedir. Bu hal olsa olsa küçük dağ- ları kendisi yaratmış zanneden karı veya kocalı ailelerde ovukubulabilir. Karı ile kocayı müştereken alâkadar edebilecek omeşgalelerin mevcudiyeti ailede tahayyül edilen saadeti verebilir kanaatindeyim. Helen'i beraber oyna- dığımız bir piyes sırasında tanıdım. O vakitler o, benden daha çok tanınmış bir şahsiyetti. Tiyatrodan başka musiki hususunda da zevklerimizin benzedik- lerini görünce aklımıza - ikimizin bir- den - evlenmek geldi. Musiki, karımı tamamiyle cezbetmiştir. Benim de me hur Rus piyanisti Edvar Hesselberg'in oğlu olduğumu unutmamak lâzımdır. Yani biz, karı kocanın, elimizde, can sıkıntısına karşı mükemmel bir silâhı- mız vardır. Nasıl geçireceğimizi bile- mediğimiz akşamlar da ya evde radyo dinler veya konsere gideriz. Müzik dinlemekten ne o, nede ben bıkarım. Makul düşünmek ve can sıkabilecek şeyleri hoş görmeğe alışmakla bir sile- ye lâzım gelen saadet kendiliğinden husul bulur. Üç yaşında, ikimizinde üzerine titrediğimiz bir oğlumuz var. Sakin, şirin bir köşke malikiz. Fakat ben Holivutta, karım Nevyorkta çalış” mak mecburiyetinde kaldığımız zaman- lar, bunu hoş karşılıyoruz. Ekseriya, başbaşa kaldığımız zamanlar, tatilimizi iyi bir şekilde geçirmek için müşterek plânlar kurarız ve bunları kurarken ya benim veyahut karımın kârlı bir teklifi veya kuntrat icabı çalışabileceğimizi gözönünde bulundurur ve tatilimizin sekteye uğramasını kendimize dert edinmemeğe dikkat ederiz. , 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: