LEYLEKLERİN DÖNÜŞÜ Yazan ; Ve evli idiler, Yaz aylarını geçir- mek için geldikleri İstanbula artık veda edeceklerdi. Memleketlerine dön- meden, sanatoryomda yatan arkadaşla' bir kere daha görmek için yola çıkmışlardı. Ağustosun en sıcak gün İerinden biri idi. Genç kadının Biraz geç hazırlanması ve gideceği yere, da- kikaları hesaplıyarak çıkması yüzünden vapurda yer bulamadılar. Yarı yola kadar salonda oturdular. Bir aralık gözleri, gökleri bulut gibi kaplıyan bir karaltıya ilişti. Hemen sa- londan çıktılar. Göklerin dantel ve organtin yığın» ları halinde kabarıp giden mavili be- yazlı m üstünde siyahımsı bir yol açılım Bahai gülümsiyerek : — Leylekler gidiyor, dedi. Genç kadının bakışları hulyalı idi. İçinde uzun yollara çıkan sevgililerin, gidip te dönmiyenlerin hasreti belir- meğe başlamıştı. Tatlı kanat sallayışları ile süzülüp giden kuşları daba iyi görebilmek için güneş gözlüğünü çı- kardı. Leylekler yüksekten uçuyorlar- dı. Büyükadanın çamlığı üstünde top- lanıyorlar, döne döne, ince kanatları ile boşlukta karışık çizgiler çizerek geç kalanları bekliyorlardı aşimin söylediği gibi sanki kanat. larının altında gizledikleri sıcağı da beraberlerinde götürüyorlardı. Narin tipli genç kadın içini çekti. Mevsim bitmiş sayılırdı. Birkaç meşin dalıp çıktığı suları, sıcak kumla” rı, ufuklarda batan güneşle beraber doğan ayları arkada bırakarak yola çı- kacaklardı. Eler saati, sinirleri dinlen diren gezinti ve eğlencelerle geçen yaz ayları bu sıcağa âşık kuşlarla kırlı, beyazlı, karalı kanatları altında çekilip gidiyordu, Gurbette kara kışı geçiren ler, baharın doğuşunu, sicağın müjde" sini bu narin kuşlardan alırlar. Genç kadın içli bir düşünceye dalıp gitmişti, Karısını çok seven, hayatının yürü” yüşünü onun arzularına, duygularına ve bakışlarında toplanan manaya bağ- liyan genç adam, yavaşça ei uzatarak onun solgun elini tattu gün sonra gü- Mükerrem KÂMİL SU — Dönüşlerini yuvamızda göreceğiz sevgilil., Bu sıcak ses, Behirenin yüreğinde toplanan acıları dağıtır gibi oldu. İüne çöken melânkoliyi büsbütün yok etmek için: — Bakalım leyleği yine ayakta mı göreceğiz? diye karşılık verdi. Gülüştüler #İs Araba, asfaltın üstünde yavaş yavaş Heybelinin nefti çamları, Heybeli denizinin lâciverdine tatlı bir e nie gönül şarkısını elik i bir an arabayı durdur 7 ehire. Denizin, çamlar âra- sından görünüşü ne kadar güzel. Ama, sen denizi uzaktan değil, pek yakının- da görmeği seversin. — Çocukluğumdanberi bu böyle Bahri. Dalgalarını kucaklamadıktan, kö» pükleri arasında dalıp çıkmadıktan son- ra, denizi ne yapayım. Hiç olmazsa kumsalda dolaşırken, uzanırken sesi ruhumu sarmalı. Ilık etekleri ayakları: ma dolanmalı. Deniz ini içinde yollarına devam ettiler, Sanatoryomun büyük kapısından ge- çince çamlı yolda rastladıkları güzel bir genç kız, arkadaşlarının biraz hasta Dİ için bahçeye inmediğini baber kayıyordu. kadın üzüntü ile merdivenleri çıkarken, artık geniş pencerelerden gös rülen Çamlimanının yi denizine bak» mak bile istemiyor Genç hasta, hiçenin çok sevgili arkadaşlarından biri idi. Aralarında sıkı bir bağlılık vardı. Bu bağlılık, kuvvetini içli bir hatıradan alıyordu. Mektep ar- kadaşı idiler, Refia, çok iyi bir gençle tanışmıştı. Sevgileri günden güne bı. zını arttıran bir alev halinde benlikle- rini sarınca, nişanla nikâhlarını bir ara» da yapmışlardı. Düğün hazırlıkları ile uğraştıkları sırada genç adam birdenbire hastalanmıştı. Bir iki aylık sürekli ıstı- rap david nra gözlerini sev- diği kızın Yöllerinde kapamıştı Refia, ölümün pek iz elinden alıp götürdüğü sevgili erkeği kaybettiği | dakikada Behireyi düşünmü, gecesinin duc ıstırap külçesi halinde Koli mıştı sabahında ona görmüş, açık kalan gözlerine gek arkadaşı için bülün J ile bakmıştı. Bu ölüm, çok in canlı ve zeki bir kız olan Rdile rinde müthiş bir aksülümel| eye çok geçmeden yatağa düşürmüğak İşte yıllar vardı ki, göğsüyom ta olan arkadaşı, tatillerini adi yomlarda geçiriyor, çalıştığı ya gi esaslı bir tedavi ile yaşıyordu. İar: Onu, beyaz karyolasında aleme de uzanmış görünce, kalbin bir yanıklık duydu. Dışarıdı heyecanı, hareketi, sevinci vi ile hayat kaynıyordu. Has olduğu için serbesttiler. Çanlı : de, asfaltta, deniz kıyısında ke le görmeğe gelenlerle dolaşıyorlar i O, Heybelinin şiirli deniziy*35) ların rüyasını dağıtmaktan üyisr sularda kayıp giden kotraları it bakıyordu. Bir an bu yerlerin Bal düşündü. Büyükadanın ışıklar? gun akşamlarda kendilerine kıltale müzik seslerine dalarak geçeni" gözönüne “getirdi. Ruhu tırm oluyordu. O kadar sararmıştı di. rinin içine bakan kocası, onun BE fırlınası geçirdiğini anlamak. medi. a — Vapur vakti geldi Behir — Dir'w korkuyorum da... İğ; Behire, arkadaşının ateşli © buz gibi soğuyan avuçlarının! aldı ; Bir — Artık iyileş Refia, Bin nde ediyorsun diyeceğim geliyor. Işik telkin yap. lem sıhhatteyin ki ! yim kalmadı Göreceksin, £ 98 e sre ini gelecek. & b O, ümitsizlikle güldü: Bi“ — Artık yetişir çektikleriama hep, ya hiç diyorum, Böyle #9 5 sürünmek denir. Çi — Biraz ateşin yükseldiği #iren binsin. Bu gün senin hastalığı b nezle dergesine inmiştir. Bık&ir temiz hava, iyi bir dinlenme # kökünden hallediyor. Beni örer sene Refia. Bundan dört BEİ evvel benden korktuklarınızı ki tirsene... © — Ameliyattan karla k taraftan da istiyorum. Ya bö di olacağım. Ya da... $