Arif niş | sani O la inin bü duğunu Ve bir hilâ a ehenk za doğ i | “Üs da yapa ardı. Yaşı kemale ermiş olduğun dan, sanatkâr bir hafta evvel havata göz- jerini yummuştu. Ahlâkından pek emin olduğu ii Şaller'i fabrikatör onun ye- iÇ ei hayret - diye tekrar Sö- — Bu herif de başıma nereden musal- la oldu? Acaba kendi kendine beni para ile elde edebileceğini mi zannetli ? sa poriföy ünü açmakla vi binliklerin gö yümü kamaştıracağına ve böylelikle na musumu bunların arasına mi mi ii ve du? Bu gün lâbarotuara gireli he- z gün oldu. Daha geçen hafta 1 ai günü fabrikatör Saydelman be- ni çağırtarak, hiçbir yemin ettirmek- sizin ve benden hiçbir söz ve teminat istemeksizin: Bay Şaller, siz eki ve namuslu bir b daima kendime olduğundan dâ- ha fazladır. Hakkınızdaki büyük emniyeti- m hiçbir suretle suiistimal etmiyeceği- nizden eminim ve etmezsiniz de; diyerek beni Jâboratuara almıştı, diye hâdiseyi ka- psına hikâye ediyordu İçini çekerek sustu. Karısı onu büyük sessizlik içinde ve soluk almaksızın ırdu. Odanın içinde ses yoktu. Elle- çi titr ee Noel ağacının en üst dalları- na k adar alacalı e mumları yapış- ikiside susüyor- e o # dirayetli, çalışkan, E 5 E am il w 5 © Bu sessizlik | Robert! Eğer bu meş'um ve fena ye muvafakat” etmiş olsaydın, emin ol, ına karşı olan bütün muhabbetim ve aşkım zail olurdu; dedi. O hiç cevap vermedi, sanki karısı ta- vi birşey söylemişti. Oturdukları yerden kalktılar, Noel 1 mumlarımı beraber yaktı ar. Ro- yanı ea kapısını açtı. Uç : sara ir ardı. ALIN 1 iç anneannelerinden GEyE “daldılar. Daha üç dakika ön- c ciddi bir meseleye sahne olan oda di neş'eyle doluvermişti. k üy ördüğü bir çift dei damadına, arkasından eşi, ör altı çift mendili kocasına hediye etti, Bilâhara sıra küçüklere geldi. Evvelâ yaşındaki kızı Alis yaptığı keçe ter i babasına uzatarak anneannesinin İ i kekeleyerek ve kızararak ili babacığım, bu terlikleri Giydikçe gınsın ayakların, Diye kendi elimle diktim, Sana olan muhabbetimi ispot için diktim; Onları giydiğin zaman ayakların ısındıkça, Kizin Alisi daima hatırla Bundan sonra üç afacan öğrendikleri şarkıyı hep bir ağızdan söylediler. Mem- nuniyetinden gözleri yaşaran genç baba onları kollarının arasına alarak bağrına bastı ve ve ndine de benim ne kadar me- Sut ve Mi olduğumu gör!,, diye mr rıldandı. Bu aralık Kapı çalındı. helecanla kocasının yüzüne baktı. Niçin ürkmüştü ? Sebebini kendisi de bilmiyar- du. Gidip kapıyı açtı. İki hamal ellerinde meyi büyük bir bavulu odaya Kadar getirdile e ep İn Bunu da kim göndermişt mallardan Bi bu b a vulu bir Barin gönderdiği ninde birazdan geleceğini söyledi ve ie ikisi çıkıp gittiler. Karısı, elleri titriyerek bavulun kapağı» m açtı. Bir de ne görsün! Elbiselik ku- maşlar, türlü türlü oyuncaklar, daha ne- r.. Ve bunların arasında sedef kak- gayet güzel bir kutu bulunuyordu ve içi ağzına kadar silme ve el dokunul- Genç kadın mamış piril piril gümüş para ile dolu idi. Karısı dudaklarına kadar sararmıştı. Hayret ve heyecan içinde kocasının yü- züne e rdu, Şaller nden fırlayarak bavulun ya- rna geldi, a masmor olmuştu. Parâ dolu kutuyu yakalıyarak tekrar bavulun içine fırlattı, ve: kilin, elinizi çekilin çocuklar, ee Diye acayıp ve boğuk bir sesle hay- kırdı. — Alçak, beni sözle iğfal edemiyece- ayınca böylelikle kandırabileceğini bıraktıkları yerden tekrar alıp ünler; diyerek hamalları çağır- için koridora fırladı. Dışarı çıkar çıkmaz kapısının AE şefi, ile yüz yüze de gini anl zannetti, açık olan sokak bav Saydelman Merhaba, azızım Şaller! Şiz Bay Saydelman, siz beni zaly- rete geliyorsurlüz ?. Diye şaşkınlığından kekeledi. Tabii, görmüyor musunuz, hem ne için elimi biliyor mususunuz? Bu günkü n kahvesinin hoşunuza gidip gitmi ediğ Ti ölreimee geldim; diyerek ihtiyar zat gülümsedi. Genç adam donakaldı. Sanki başın- dan aşağı bir kazan kaynar su dökülmüş gibi yanıyordu. Düşmemek için duvara dayandı. Başı dönüyor, kulakları oğuldu- yordu. Sanki ev başına yıkılmıştı, Her taraf zından gibi olmuştu, Hiçbir yeri görmiyordu. Şefi, onu hafifçe omuzundan tuttu ve ayaş bir sesle ünkü hâdiseyi bir Yi telâk- ki inle ei 7, azizim Şal sen bende bu hususta sizden af dileme: ge geldim. Size tam manasıyle itimadım vardı, fakat malümya, insanlar çiğ süt em- mişlerdir, işte ben de bir insan olmak- liğım hasebiyle hissiyatımdan emin olmak emeliyle bu fena tecrübeyi yapmağa ka- rar verdim. bu gün kahvehaneye da- vet eden bay kayınımdı. Kendisi benim alime daire hareket ettiği cihetle a bütün teklifleri tarafımdan yapıl- mış addedebilirsiniz. Yılbaşından ikaz maaşinızı bir misli daha arttırarak sizin- le, her sene maaşınıza zam ya Şal üyle on senelik bir mukavele aktedece. gim. Ve öbürgün fabrikaya geldiğiniz za- man ği gün hakikatini bildirmediğim halitan il sırrını size öğreteceğim. Şimdi eliniz, ve beni ailenize ve çocuk- larınıza tanıştırınız; dedi. Genç adam sevincinden hıçkırarak şe- finin ellerine sarıldı ve beraberce odaya girdiler.