Küçük el çantasını aldı, bir mendil çıkararak gözünü onun yüzünden ayır- madan ölünün ağzından akan kan ve köpükleri sildi. ah çekerek, birdenbire uyanmış gibi yüzüme baktı ve ayağa kalkarak “Kızım, polise haber ver!, dedi. Bana sen diye hitap etmesinin bende uyandırdığı tesiri tarif edemem. Sanki Madam artık bundan sonra onun ya- nında kimsenin bulunmıyacağını anla- miş gibi bana, bir dost muamelesi edi- yo Ondan?sonra uzun bir n bir hırsız olduğuna cidden inanıyor mıydınız? — Doğrusunu söylemek lâzım gelirse buna inanmiyordum; fakat herkese o kadar iyi kalple ve tatlılıkla muamele eden Madamın, sebepsiz olarak birisini öldüreceğine ihtimal vermemiştim nun Madama işkence ettiğini, şantaj yaptığını ve onu tehdit ettiğini zannet. miştim. — Hanımınıza karşı olan bu derin rabıtanız tebrike şayandır. Fakat onu öyle çocukca bir yalan söylemeğe teş- vik etmekle vaziyetini daha vahim bir şekle sokmuş oldunuz. Maznun size ne ever verdi . Odadan çıktı.. koridorda Hirka aç ii attı.. Şimdi yaptığı gibi ellerini uğuşturuyordu. Sonra benim odama girerek yatağım üzerine kendini attı, polisler gelinceye kadar yerinden kıpırdamadı. Hava soğuktu, üstüne bir örtü vermek istediğim zaman onun uyuduğunu gördüm. Ancak memurlar geldiği zaman uyandı. Reis heyeti hakimeye döndü: - Şahide soracak sualleriniz var mı? Müddeiumumi sordu — Matmazel Ma takdire şayan bir sadakatla bize maznunu çok tatlı yazıNB2” içene Ti Yahsi Mur KANO se oyy Jo. iyi ve hizmetcileri tarafından sevilen bir kadın olarak tanıtmak için, büyük bir «gayret sarfettiniz. Buna itiraz edecek değilim. Fakat onun ahlâkı hakkında birşey söylemekten çekindiniz. Burada iz, onun meselâ 1916 senesinde cep- hede ölen Jorj isimli bir İngiliz gencile ve uzun bir müfarekattan sonra tekrar Parise döndüğü vakit 1925 senesinde tanıştığı Herbert isimli adamla olan münasebetlerinden bahsedecek değiliz. Bundan evvel geçenlerin hepsini bir ta- rafa bırakacağız. Fakat 1928 senesin- denberi siz maznunün hizmetinde, bu- lunduğunuz halde, onun bir dostu oldu- ğun e la vi — Kont Mon — Bunu epi biliyor. Konttan başkasını? — Mösyö Lö Kontu tanıdıktan sonra kimseyi görmedim. Buna yemin edebi- irim. Kont Montiden evvel Bayanınızın hayatında başka bir adam bulunmadı- ğına bizi temin edebilir misiniz ? — Bana sırlarını tevdi eylememiştir. — Biliyorum; fakat bir arkadaşınıza nen şu sözleri söyleyen siz değil mi- “Madamın ortalıkta dolaşmaktan geçmesi için Mösyö Lö Konta de- rin bir surette bağlanmış olaması lâzım gelir!,, Bu sözleri söylediniz mi? — Evet.. yani... Söylediniz mi yoksa söylemedi- niz mi? — Evet, Madamın Konttan evvel başka dostları vardı; fakat Madam ta- mamile serbesti, çocuklarıda yoktu.. dul bir kadın — Evet... Fakat burada maznun, ku- sursuz ve kabahatsiz olduğu halde al- çak ve namussuz bir adamın pençesine düşmüş bir kadın gibi müdafaa edil memelidir. Ben, Gladis Eysenakın böyle hareket etmekle ilk tecrübesini yapmış olmadığını.. ve Bernar isimli çocuğun onu cinayete sürükleyecek kadar kor. kutmuş olmasının çok acaip görülece ğini isbat edeceğim. Maznun, kendisini mazur olarak göstermek istiyor. Hak buki Bernarın bu kadının iki süretle gadrine uğramadığını nereden biliyorür Burada alelâde bir Jigolo, kendisini bir kadın tarafından geçindiren bayağı sınıftan bir adam gibi gösterilerek al. çaltılmak istenen bu delikanlı, çok ter biyeli ve çalışkan bir çocuktu, Onun aleyhinde böylece müstekreh bir takım tahminler yapmağa müsaade edecek hiçbir delil yoktur. Edebiyat eki meğ: gul olan maktul, Kar ende en mütevazi bir hayat ei idi, Üçüncü sınıf otellerden birinde küçük bir odada oturuyordu. Ölümünden son onun odasında ancak dört yüz frank gibi az bir meblâğ bulunmuştur. Elbi seleri alelâde idi ve mücevheri yoktu. imdi sizden soruyorum. Zengin bir kadın tarafından sevilen ve onu daimi tehditlerile iz aç. eden bir Jigolo'nun hayatı bu mudur ? Muhterem hakimler, şu karşınızdı duran kadının, kendi içtimai mevkii ne, servet ve güzelliğine güvenen ve mek için pençeleri arasına almadığın nereden biliyorsunuz? Kibar âleminde yaşayan bu gibi hafifmeşrep kadınlar, ötekilerinden daha korkunçturlar; çün kü onlar daha güzel ve daha bilmi tirler. Bu gibi kadınlara şan ve şöhret veren ikiyüzlülük maskesini çıkaralım ve nefretimizi yalnız bayağı fahişelere hasretmiyelim. Birinci kısımdan olan maa pa eee