- Evet, vazgeçti. — Bunun sebebi nedir ? — Madam Eysenak serbestliğini kay: betmek istemiyordu. — Başka bir sebep göstermiyor muydu ? — Hayır, başka hiçbir sebep gös termiyordu. — Bu talebinizi tekrarladınız mı ? — Birkaç defa — Bütün talepleriniz retle mi karşı- landı? — Evet. — Son zamanlarda maznunun haya- tında gizli bir aşkın mevcudiyetini sez- miş miydiniz? Bir rakibiniz olmasından şüphe ediyor muydunuz ? Hayır, bir rakibim olduğundan hiçbir zaman şüphe etmedim. — Cinayete tekaddüm eden ve si- zin onunla birlikte geçirdiğiniz son ge- ceyi anlatınız. — Saat sekiz buçuk sularında onu evinden almağa gitmiştim. Her zaman- ki gibi idi. Yani ne meyus, nede he- yecanlı idi. Akşam yemeğimizi lökanta- da yedik. Geceyi müşterek ahbapları- mız olan Persye'lerle birlikte dışarıda geçirdik ve saat üç buçuğa doğru av- det ettik. O gece benim otomobilim tamirde olduğu için, Madam Eysenak'ın- kini kullanıyorduk, Onu kapısına kadar götürüp evime döndüm nun içeriye girdiğini gördünüz ri — Ben bittabi konağın kapısını aç- tırmak için aşağıya inmeğe hazırlan- mıştım, Fakat rahatsızdim ve bütün gün ancak birçok aspirin alarak ayakta durabilmiştim, Hattâ otomobilde titri- yordum. Bunun için Madam Eysenak merak etmiş ve benim arabadan dışarı çıkmama mani olmuştu. Hava pek so- guktu.. yağmur yağdığını ve kuvvetli bir rüzgâr estiğini hatırlıyorum. Ma- mafih ben onun merak ve telâşına gül- düm.. çünkü'bunun gibi ve daha büyük zahmetlere katlanmaya harp esnasında alıştığım için böyle ufak tefek şeylere ehemmiyet vermiyordum. Hattâ bu yüz- den aramızda şaka ile karışık bir kav- ga bile çıktı. Ben otomobilin kapısını açıp çıkmak istedim. Madam Eysenak mani olarak elimi tuttu ve alelâcele fırlayıp kaçtı. Bu esnada şoföre de beni e götürmesini tenbih etti. Ben ancak onun elini öpecek kadar yakit buldum ve araba hareket etti. — Mutlaka kendisini bekleyen Ber- narı görmüştü. Kont Monti kuru bir sesle cevap verdi: — Mutlaka... Ertesi güne kadar MR Eyse- akti haber alamadınız mı ? ramızda mutabık kaldığımız gi- gi, eve Gere ona telefon ettim. Kimse cevap vermedi. Onun uyuduğu- nu zannettim. Oda hizmeteisi felâketi haber vermek için beni uyandırdığı vakit saat altıyı biraz geçiyordu. Bana bir saniye kaybetmeden alelâcele gel- memi söyledi. O dakikada benim ne hale geldiğimi siz tasavvur ediniz. Ma- cahınç buldum. Zavallı adamın cesedi de soğumuştu artık... — tulü hiç görmemiş miydiniz? — Hiçbir zaman. — İsmide bittabi sizce meçhuldür. — Evet, tamamile. — Muhterem hakimler, şahide sora- cak başka sualleriniz var mı Müdafaa avukatı suallerine başladı. — Sizin kendi dostlarından bir mada- ma karşı iltifat göstermenizden dolayı, maznunun sizi kıskandığı doğru mudur? Bu hususta size şikâyet edilmiş miydi? — Hatırlamıyorum. — Biraz düşünüp hatıralarınızı yok- lar mısınız ? Kont Monti nihayet cevap vermeğe mecbur kalmıştı Filhakika son zamanlarda madam Eysenak kıskançlık ediyordu ve her- şeye çabuk hiddetleniyordu. Müdafaa avukatı güç zaptettiği bir muzafferiyet hamlesile cevap verdi: — Evet, bu alâmetler Bernarı tanı- dığından bir müddet evvel başlamıştı. Buda, biraz evvel muhterem hakimlere anlatmak istediğim vaziyetle tetabuk etmiyor mu? Yalnız kalmış olan bu za: vallı kadın, sevdiği tarafından aldatı- lıp tahkir edildiği için, tanımadığı adam- dan şefkat ve aşk kırıntıları bulmak ve bununla müteselli olmak istemiştir. Geniş ve ince ellerile önündeki de- mir çubuğu sinirli hareketlerle ezmeğe çalışan Monti asabiyetle cevap verdi. — Ona karşı şefkatim eksilmemişti. — Öyle mi?.. Hiçbir zaman mı? adam Eysenaka karşı en bü- yük bir muhabbetle bağlı idim ve bütün arzum onunla evlenerek bir yuva kur- maktı, O, bunu istemedi. Binaenaleyh benim bazan hariçte masum eğlenceler aradığım için tahtiye edilmem doğru olamaz. Reis, mazmuna dön izin şayanı hürmet bir ömür sürmeniz kabildi ve bu kendi elinizde idi; fakat tehlikenin getirdiği heyecam ve tesadüflerin getirdiği aşkı tercih ediyor olmalısınız ? Ka cevap vermedi. lecek derecede titriyordu. Müdafan avukatı, tekrar Montiye dönerek sö zünde devam etti: — Sizin gibi, talihsiz kadın tara- fından sevilmiş olan bir adamın, onun gibi zayıf ve müşfik bir kadın hak- Gözle görü- olan kında ortaya atılmış ve onu bi; deli, bir müfsit olarak tanıtan Tiyg. yetleri tasdik etmesi mümkün müdür) Sizden başka kim ona karşı müsamı. hakâr olabilir? Sizde kendisine karşı ciddi bir merbutiyet hissetseydi bu, bel. ki onu kurtarırdı? Bu sözleri söylerken, avukat,ğmep. hur olan billür gibi yüksek ve pürür süz sesini yükseltiyor ve sözlerine dı. ha büyük bir kuvvet vererek devam My — Mösyö, beni çok müşkül ban sarahatar dermeyanına mecbur edecek. .. Buna müteessifim, fakat... Evet, biraz sertçe söyliyeceğim için beni affediniz; fakat madam Eysenalı tanıdığınız zaman mali vaziyetiniz bir parça müşkül bir halde değil miydi? Gazetecilerin oturduğu sıralarda bir hareket oldu ve muhbirler ellerindeki kâğıtlara stenoğrafile şu cümleleri yazdılar : “Beklenmedik bir'hadise oldu... Re. is celseyi tatil etti, Tekrar 1 zaman şahit şu beyanatta bulun — Hakikat şudur ki arazisi parasi dan çok olan ailem hiçbir vakit, içti mai mevkiile mütenasip bir ev sahibi olamamıştır. Mamafih ne İtalyada, nede Pariste, bir ferd benim borç veya isil ettiğimi; veyahut sefih bir hayat sür düğümü söyleyemez. Madam Eysenakın mühim serveti, nazarımda onun şahsi cazibe ve İiyakatından daha az şavanı ehemmiyetti. Onun servetini bizim bir. leşmemize bir mani addetmiyordum? Çünkü evlendikten sonra iyi ve parlak bir hayat geçirmek istiyordum. Nişan: lima, onunkine nazaran daha az olan seryetimi unutturacak kadar büyük bir isim Mele ordum. benim mali noktadan müş kül Bir, Silis olduğumdan bahsedil: mesi çok gariptir. Bu sözlere reis cevap verdi: — Mahkeme, şahidin kibarca hare ket tarzı karşısında hürmet düymek: tadır. OÇekilebilirsiniz Bay Mübaşir, öteki şahidi getiriniz. İçeriye kürklere bürünmüş beya: vüzlü ve'gözlerinin üstünde kısa siyah bir vualetle güzel bir kadın girmişti. Ye min etmek için uzun siyah eldivenle rini ağır ağır çıkardı. — İsminiz ve soyadınız? — Janin Persye — Yaşınız ? — Yirmi beş — San'atınız ? > ur. — Sizi, cinayete tekaddüm eden geceyi maznunla birlikte geçirdiğiniz ve onun samimi bir ahbabı olduğunu: için çağırdık. (Arkasi var) ii için ede